YIL: 2
SAYI: 14
ŞUBAT 1999
 

önceki

yazdır

 
Atilla İNAN
 
İHALE KANUNU AÇISINDAN SÖZLEŞMELERİN NOTERCE TASDİKİ
 

            Giriş 

            Bir irade beyanını açıklamak için kullanılan yönteme şekil denir. Hukuk düzeninde hukuksal sonuç doğurabilecek işlemlerin nasıl bir biçime tabi olacağı konusunda farklı sistemler vardır. Hukuk sistemimizde şekil serbestisi kabul edilmiştir. Yani istisnalar dışında taraflar düzenledikleri akdin veya hukuksal sonuç doğuracak irade beyanının şeklini de serbestçe belirleme hakkına sahiptirler. Ancak hukuksal sonuç doğurabilmesi belirli koşullara bağlanmış olan irade beyanları hiç de az değildir. 

            İrade beyanlarının belirlenmesinde üç tür şekilden söz edilebilir. Bunlar Sözlü Şekil, Yazıl Şekil ve Resmi Şekil türleridir. 

            Sözlü şekil, irade beyanını açıklayan kimsenin iradesini mutlaka sözlü olarak belirlemesini gerektirir. Bu tür şekil Medeni Kanunumuza göre evlenme sözleşmesi ile sözlü vasiyette aranır. 

            Yazılı şekil tarafların, ayrıca bir tasdike katılıma gerek kalmaksızın anlaştıkları konuları yazıya döküp imzaladıkları belgelerdir. 

            Resmi şekil ise yasaların, bir hukuki işlemin geçerliliğini resmi bir makamın önünde yapılması veya onayı şartına bağladığı şekildir. Resmi şekilde; resmiyeti veren kamu otoritesi, yani Devlettir. Kanunlarımızda resmi şekil öngörülen hallerde akla hep Devlet gelir. Örneğin Gayrimenkul Satımı, Gayrımenkul Satım Vaadi, Evlenme Sözleşmesi sözleşmelerinin resmi şekilde yapılması şartlarında olduğu gibi. Resmi şekil şartı aranan bazı işlemleri Devletin kanunla verdiği yetkiye dayanarak noterler kullanabilirler. Ya da noterlerin hazırladıkları senetler resmi şekil gücünü kendiliğinden kazanırlar. 

            Noterler asıl resmi şekil yetkisi olan devletten bu yetkiyi kanunla aldıklarından, ussal olarak Devletin taraf olduğu sözleşmelerin ayrıca bir notere tasdik ettirilmemesi ve onaylattırılmaması gerekir. Ancak uygulamada Devlet İhale Kanunu ile Devletin ve Kamu kuruluşlarının taraf olduğu ihale sözleşmelerinin ayrıca notere yaptırılması şartı getirilmiştir. Yazımızda bu konunun teorik yönünü tartışmaksızın İhale Kanunundaki Resmi Şekil şartının mahiyetini irdelemeye çalışacağız. 

            I- Noterlerin Resmi Senet Yetkileri 

            Resmi şekil genel olarak 1512 sayılı Noterlik Kanunu tarafından düzenlenmiştir. Noterlik Kanununun 82 inci maddesine göre, noterler tarafından yapılan bütün işlemler resmi nitelik taşımaktadır. 

            Noterlik Kanunu noterlerce düzenlenecek senetler konusunda iki şekil öngörmüştür. Bunlardan birisi düzenleme yoluyla (re’sen tanzim edilen) senet (NK. m.84-89) diğeri ise onaylama (tasdik) yoluyla (NHK. m.90-93) senettir. 

            A- Düzenleme Yoluyla Senet 

            Noterlik Kanununun 84 üncü maddesine göre, düzenleme yoluyla senet bir tutanak şeklinde yapılır. Tutanakta; 

            a) Noterin adı soyadı ve noterin ismi, 

            b) İşlemin yapıldığı yer ve tarih (rakam ve yazı ile), 

            c) İlgilinin ve varsa tercümanın tanık ve bilirkişinin kimlik adresleri, 

            d) İlgilinin gerçek arzusu hakkındaki beyanı, 

            e) İşleme katılanların imzaları ve noterin imzası ve noterlik mührü. 

            Kanunların noterlerce, düzenleme şeklinde senet şartını sıhhat şartı koyduğu hallerde düzenleme şeklinde senet hazırlanması şarttır. 

            Ancak taraflar veya irade beyanında bulunan kimseler, kanunlarda sıhhat şartı olarak aranmadığı hallerde dahi düzenleme yoluyla senet hazırlanmasını isteyebilirler. 

            Medeni Kanunun 7 nci, Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 295 inci ve Noterlik Kanununun 82 inci maddeleri gereğince düzenleme şeklinde yapılan noter senetleri hem içerik hem şekil olarak sahtelikleri sabit oluncaya kadar geçerlidirler. Ayrıca bu tür senetler Medeni Usul Hukuku açısından kesin delil teşkil ederler. İcra İflas Kanunu açısından kayıtsız şartsız borç ikrarını içermeleri halinde ilam niteliğini haiz belge olarak kabul edildiklerinden ilamlar gibi icra olunurlar. 

            B- Onaylama Yoluyla Senet 

            Noter işlemlerinde onaylama yolu, noterlik dışında düzenlenerek getirilen işlemlerde işlemin altındaki imzanın onaylanmasına ilişkindir. Burada, hukuki işlemlerin altındaki imzanın onaylanması imzayı atan şahsa ait olduğunun bir şerhle belgelendirilmesi şeklinde yapılır (NK.m.90/1). Onaylanan imzanın noter huzurunda atılmış olması gerekmez. Dışarıda atılmış olmakla birlikte ilgili tarafından kendisine ait olduğu kabul edilen imzalarında onaylanması mümkündür (NK. m.91). 

            Onaylama şerhinde aşağıdaki hususların yer alması gereklidir (NK. m.92): 

             (1) İşlemin yapıldığı yer ve (rakam ve yazı ile) tarihi, 

             (2) İlgilinin kimliği ve adresi, 

             (3) Noter ilgiliyi tanımıyorsa, kimliği hakkında gösterilen ispat belgesi, 

             (4) İmza noter huzurunda atılmışsa bu husus, imza dışarıda atılıp huzurda ilgili imzanın kendisine ait olduğunu kabul etmişse bu yöndeki beyanı, 

             (5) İşleme katılanların imzaları, noterin imzası ve mühürü. 

            Hukuki işlemlerin bu şekilde onaylanmasının yanında, okuma yazma bilmeyenlerin Borçlar Kanunu m.15 ve Noterlik Kanunu m.93’de sayılan parmak izi, imza yerine geçen el işareti ve mühür ile tarih onaylanması da aynı şekilde yapılır. 

            Onaylama şeklinde yapılan noter işlemlerinde noterin onayı işlemin içeriğini kapsamadığı ve sadece imzanın ilgiliye ait olduğunu belgelendirme niteliğinde bulunduğundan yalnızca onaylanan imza ve tarihin sahteliği sabit oluncaya kadar geçerlidir (NK. m.82/III; MK. m.7). 

            Onaylama yoluyla yapılan noter senetleri de medeni usul hukuku bakımından kesin delil (MUMK. m.295/1), İcra ve İflas Hukuku bakımından ise itirazın kaldırılmasını sağlayan belge (İİK. m.68) niteliğini taşırlar. 

            II- İhale Kanunu Açısından Sözleşmelerin Noterce Tasdiki 

            Devlet İhale Kanununun 57 inci maddesi uyarınca ihale sözleşmelerinin noterler aracılığıyla resmi senet şeklinde yapılması gerekir. Emanet yöntemi de bir ihale yöntemi olduğu halde Emanet İşleri Uygulama Yönetmeliğinin 3 üncü maddesi uyarınca noter tasdiki zorunlu değildir. 

            Noter masraflarının büyük miktarlara ulaştığı gözönünde tutulursa devletin taraf olduğu sözleşmelerin ayrıca notere tasdikinin gerekip gerekmediği tartışılabilir. Kanımızca Devletin taraf olduğu sözleşmeler, resmi kurumlar tarafından onaylanmak şartıyla Resmi Senet kimliğine doğrudan sahip oldukları için ayrıca noter tasdiki ve bunun için gider yapılması gerekmez. Ancak böyle bir uygulamaya kamu kuruluşlarını ikna etmenin mümkün olmayacağı da bir gerçektir. 

            İhale sözleşmelerinin noterce hazırlanmasının yukarda değinilen biçimlerden düzenleme şekline mi, tasdik şekline mi girdiği Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 16.1.1981 gün ve 1979/4259 Esas ve 1981010 sayılı Kararı ile açıklanmıştır. Buna göre ihale sözleşmelerinin noterce tasdik edilerek sicile kaydedilmesi yeterlidir. 

            Şartnameler sözleşmenin eki olup uyuşmazlık halinde sözleşme ve şartname hükümleri birlikte değerlendirilir. Şartnamede değinilen her hususun sözleşmede yer alması şart değildir. Ancak şartnamede bulunmakla beraber akdin önemli unsuru sayılan konuların sözleşme içeriğinde yer alması kaçınılmazdır. 

            İhale sözleşmesi iki taraflı bir akit olduğundan, sadece müteahhidin imzasının noterce tasdiki yeterli değildir. Sayıştay Daireler Kurulunun 24.10.1973 tarih ve 183/1 sayılı kararı uyarınca ihalede taraf olanların hepsinin imzalarının noterce tasdiki şarttır. 

            Doğal olarak sözleşme yapılması zorunlu olmayan hallerde notere tescil şartı da aranmaz. Bunlar D.İ.K.nun 62 nci maddesinde belirtilen ihale kararının tebliğinden itibaren 15 gün içinde taahhüdün idarece kabul edilebileceği haller ile yine aynı Kanunun 51 inci maddesinin a, b, c, d, i, l ve p bendlerine göre pazarlıkla yapılan alımlardır. 

            İhalenin devri halinde de noterce tasdik şartı aranır. Sayıştay 7.Dairesinin 23.2.1969 tarih 97/3488 sayılı kararı bu doğrultudadır. 

            İhale sözleşmeleri, onaylama yöntemiyle tasdik olundukları için, onaylanan imzanın ilgiliye ait olduğunu belgelendirme niteliğinde olduğundan, hukuki işlemin içindekileri kapsamaz. Bu nedenle söz konusu işlemlerdeki imza ve tarih Noterlik Kanununun 82 nci maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca sahteliği sabit oluncaya kadar geçerlidir. 
 

 Atilla İNAN 
Sayıştay Uzman Denetçisi