YIL: 3
SAYI: 29
MAYIS 2000
 

önceki

yazdır

 
Doç. Dr. Binnur ÇELİK
 

VERGİ HUKUKUNDA KANUNİ SÜRELERİN UZAMASINA NEDEN OLAN "ZOR DURUM" UYGULAMASI


            A. ZOR DURUM NEDENİYLE SÜRELERİN UZAMASI 
            Vergi Usul Kanunu'nda ödeme sürelerini uzatan haller; zor durum, ölüm ve mücbir sebep olarak düzenlenmiştir. 

            Zor durumda bulunmak, vergi ödevlerinin yerine getirilmesinde kanuni sürelerin uzamasına neden olan bir haldir. Kamu alacağını ödemek de bir ödev olduğuna göre, bu hal, ödeme süresinin de uzamasına neden olmaktadır. 

            Vergi Usul Kanunu'nun 17. maddesinde, mühlet verme başlığı altında, zor durumda olmaları nedeniyle vergi işlemlerine yönelik ödevlerini süresinde yerine getiremeyecek olanlara, kanuni sürenin bir katını geçmemek üzere, Maliye Bakanlığı tarafından uygun bir süre verilebileceği ifade edilmektedir. 

            Belirtilen hükümde, "zor durum" ifadesine yönelik bir açıklama bulunmamaktadır. Bu nedenle zor durumun bulunup, bulunmadığı konusunda Maliye Bakanlığı'nın geniş bir yorum yapma olanağı vardır. 

            B. SÜRENİN UZATILMASI İÇİN GEREKLİ ŞARTLAR 
            Zor durumda olmaları nedeniyle, vergiye yönelik işlemleri süresinde yerine getiremeyecek olanlara süre verilebilmesi için gerekli şartlar Vergi Usul Kanunu'nun 17. madde hükmünde belirtilmiştir. Bu hükme göre süre verilebilmesi için ; 

            - Süre isteyenin, sürenin bitmesinden önce yazı ile istekte bulunması, 

            - İstekte gösterilen mazeretin, süre verecek makam tarafından kabul edilmesi, 

            - Sürenin verilmesi halinde, verginin alınmasının tehlikeye girmemesi, 
şarttır. 

            Anılan 17. maddenin düzenlenmesinden, Maliye Bakanlığı'nın süre verebilmesi için yukarıda belirtilen üç şartın birlikte bulunması gerektiği anlaşılmaktadır. 

            Maliye Bakanlığı, süre verme konusundaki yetkisini tamamen veya kısmen mahalli maliye teşkilatına devredebilir. 

            C. ZOR DURUM UYGULAMASININ DEĞERLENDİRİLMESİ 
            Anayasamızın 2. maddesinde Cumhuriyetin nitelikleri belirlenirken, Türkiye Cumhuriyetinin adalet anlayışı içinde, insan haklarına saygılı ve sosyal bir hukuk devleti olduğu ifade edilmektedir. Vergi ödevlerini yerine getirmelerini engelleyecek düzeyde zor durumda olan mükelleflerden, bu görevlerini kanunlarda belirtilen sürede yerine getirmelerini beklemek, adalet anlayışı ile bağdaşmadığı gibi, insan haklarına saygılı ve sosyal bir hukuk devletine de yakışmayacaktır. 

            Anayasamızın 5. maddesinde ise, devletin temel amaç ve görevleri belirlenirken, devlet, kişilerin ve toplumun refah, huzur ve mutluluğunu sağlamakla ve insanın maddi ve manevi varlığının gelişmesi için gerekli şartları hazırlamaya çalışmakla görevlendirilmiş bulunmaktadır. Zor durumda olan mükelleflerden vergi ödevlerini süresinde yerine getirmeleri beklendiği takdirde, devlet, kişilerin ve dolayısıyla toplumun refah, huzur ve mutluluğunu sağlama görevini gerçekleştiremeyeceği açıktır. Zor durumda olan mükelleflere, ödevlerini yerine getirmeleri için süre verilmesi, devletin, insanın maddi varlığının gelişmesi için gerekli şartları hazırlamaya çalışmakla ilgili görevi ile bağdaşmaktadır. 

            Zor durum uygulamasıyla, kamu borçluları ile vergi idareleri arasındaki ilişki anlayış çerçevesinde gelişmekte, haklı gerekçelerle vergiye yönelik ödevlerini süresinde yerine getiremeyecek olanların suçlu duruma düşmeleri ve olası tepkileri engellenmektedir. Vergi idaresi yönünden ise, hangi nedenlerle vergiye yönelik ödevlerin süresinde yerine getirilmediğinden haberdar olunması ve hangi tarihte ödevlerin yerine getirileceğinin bilinmesi açılarından önemli bir uygulama olmaktadır. 

            Zor durumda sürelerin uzamasını düzenleyen hüküm Vergi Usul Kanunu'nda yer almaktadır ve sadece vergi işlemlerine yönelik olarak düzenlenmiş bulunmaktadır. Ancak, bu müessesenin sıralanan yararları göz önünde tutulduğunda, 6183 Sayılı Kanun'a hüküm getirilerek sadece vergi işlemlerine yönelik değil, tüm kamu alacakları açısından uygulanmasını sağlamak gereği ortaya çıkmaktadır. 

            Vergi Usul Kanunu'nun 17. maddesinde, "zor durum" ifadesine yönelik bir açıklama bulunmamaktadır. Bu nedenle zor durumun bulunup, bulunmadığı konusunda Maliye Bakanlığı'nın geniş bir yorum yapma olanağı bulunmaktadır. Maliye Bakanlığı'nın bu yetkisini olabildiğince mükelleflerin yararına kullanmasında yarar görülmektedir.