YIL: 5
SAYI: 53
MAYIS 2002
 

önceki

yazdır

Yrd. Doç.Dr. Mustafa CAN

 

ABD HUKUKUNDA TİCARİ SATIM SÖZLEŞMELERİNDE TARAFLARIN HAKLARI(RİGHTS OF PARTİES)


GİRİŞ

Günümüzde ticari ilişkiler, hızla elektronik ortama kaymaktadır. Artık tüketiciler elektronik iletişim araçlarını kullanarak, oturdukları yerden istedikleri mal ve hizmetleri seçerek, en uygun fiyattan alma imkanına sahipler. ABD satım sözleşmelerine ilişkin olarak Ticaret Kanunu(the Uniform Commercial Code)[1] adı verilen düzenleme uygulanmaktadır. Kısa adı “the UCC” adı verilen Ticaret Kanunu, uluslar arası ticari ilişkilerde de etkisini sürdürmektedir. Zira bu kanunun satım sözleşmelerini düzenleyen 2. maddesi, “the United  Nations Convention on Contracts for İnternational Sale of Goods(CISG)”[2] adı verilen ve uluslar arası satım sözleşmelerine uygulanan düzenlemeyi güçlü bir şekilde etkilemiştir. Bir başka deyişle iki düzenlemenin satım sözleşmesine uygulanacak hükümleri benzerdir[3].

Ticari hayatta genellikle, alıcı kendisine uygun olan malı alır ve karşılığında gerekli ödemeyi yapar ve işlem böylelikle tamamlanır. Ancak bazı haller de taraflar ifa aşamasında, bir takım sorunlarla karşılaşabilirler. Bu halde tarafların sorumluluğu gündeme gelir. Örneğin, bir mal nakliye esnasında kayıp olursa ne olur? Alıcı bu halde ödeme yapmak durumunda mıdır? Depolayan malları paketlemeden göndermişse durum ne olacaktır? Bu ve benzeri problemler her zaman tarafların karşılaşabilecekleri hallerdir. Taraflar önceden bu sorunların çıkabileceği düşüncesiyle, sözleşmede bu hususlara ilişkin olarak çözüm yolları öngörmüş olabilirler. O takdirde taraflar sözleşmede belirlenen çözüm yoluna göre hareket edeceklerdir. Eğer taraflar sözleşmede bu hususa ilişkin bir çözüm yolu öngörmemişlerse, bu takdirde de Ticaret Kanunu(UCC) 2. madde hükümlerine müracaat edilerek, sorun giderilmeye çalışılacaktır.          

I. Çıkması Muhtemel Problemler

Taraflar arasında sözleşmeye konu olan mala yada mülkiyet hakkına ilişkin olarak ortaya çıkacak olan zarar probleminin çözümü, aralarındaki ilişkinin türüne ve cinsine bağlı olarak değişmektedir[4].

1. Mallara İlişkin Zarar

Alıcı ve satıcıdan herhangi birisinin hatası olmaksızın malarda bir zarar veya kayıp söz konusu ise, ortada tarafların karşı karşıya bulunduğu bir sorun var demektir. Bu halde, ortada bir mal yok iken, taraflar yükümlülüklerini yerine getirmeye devam edecekler midir? Satıcı bu kayıp veya zararı taşımak durumunda mıdır? Yada alıcıya yeni bir mal mı arz etmelidir? Bu soruları alıcı açısından da tekrarlayabiliriz. Bir başka deyişle, satıcı kayıp olan yada zarar gören malı taşımak durumunda mıdır? Yada buna rağmen satıcıya bedel ödemek durumunda mıdır? Bu gibi hallerde, her iki taraf da sözleşmenin feshi yoluna gidebilecektir[5].

2. Alacaklıların İddiaları(Creditors’ Claims)

Sözleşmeye konu olan mal üzerinde, alıcı veya satıcının alacaklılarının haciz işlemleri söz konusu olabilir. Alıcının alacaklıları, malın alıcıya ait olduğuna inandıkları için, malları haczettirebilirler. Satıcının alacaklıları ise, malın halen satıcıya ait olduğuna inandıkları için, müdahale edebilirler. Bu hallerde, alacaklının malların gerçek sahibi olup olmadığı, sorunun çözümüne yardımcı olacaktır. Malın gerçek sahibinin kim olduğu yada mülkiyet hakkının kime ait olduğunun tespiti son derece önemlidir[6]. Bu hususlar özelikle, malın alıcı tarafından tekrar satılması, tarafların sorumluluğu, menkul mal vergileri, belirli sınırlamalar altında hukuki sorumluluk ve cezai sorumlulukla bağlantılı olarak önem arz etmektedir.

3. Sigorta(Insurance)

Alıcı malı alıp, satıcıya ödemede buluncaya kadar, hem alıcı hem de satıcı, satım işlemiyle ilgili ekonomik menfaate sahiptirler. Bu halde, taraflardan her ikisi yada birisinin malın içermiş olduğu sigortadan, menfaatlerini yeterince temin edip edemeyecekleri hususunda sorunlar çıkabilir[7]. Eğer her iki tarafında menfaatleri sigortalanmışsa, sigortalayan mal için paranın ödenmemesinden sorumlu olacak mıdır?

A. Malların Belirlenmesi(Identification of Goods)

Sözleşmeye konu olan mallar belirlenmedikçe, sözleşmeyle bağlantılı olarak alıcının hakları, har türlü zarar yada alacaklıların iddiaları askıda kalacaktır. Sözleşmeye konu olan malların belirtilmesi, alıcının zararların karşılanması için son derece önemli bir adımdır. Sözleşmeye konu olan malların belirlenmesi,  malların ve sözleşmenin tabiatına göre değişik şekillerde yapılacaktır[8]

a. Mevcut Mallar(Existing Goods)

Mevcut mallar(existing goods)[9], sözleşmenin yapıldığı anda fiziksel olarak var olan ve satıcının elinde bulunan mallardır. Satıcı yada alıcıdan biri tarafından veya her ikisi tarafından, belirli bir mal seçildiği zaman, mal sözleşme ile belirlenmiş demektir[10]. Örneğin, bir mağazaya giren kimse, eliyle işaret ederek, “şu malı alacağım” diyorsa, satıcıda o malı gösterip, vermişse, taraflar sözleşme ile malı belirlemişler demektir. Böylelikle belirlenen mal ile, alıcı Ticaret Kanunu(UCC) 2. madde altında, tanınan koruma haklarından istifade eder.

b. Gelecek Mallar(Future Goods)

Gelecek mallar(future goods)[11], henüz satıcının elinde bulunmayan, satıcı tarafından henüz sahip olunmayan mallardır. Henüz üretilmemiş bulunan mal, gelecek maldır. Örneğin, önümüzdeki senede çıkacak olan pamuk, gelecek maldır. Taraflar gelecek malı bir takım işaret veya izler koyacaklarını taahhüt etme suretiyle belirleyebilirler[12]. Tarafların bu şekilde belirttikleri mallar da Ticaret Kanununun(UCC) koruması altındadır.

c. Misli Mallar(Fungible Goods)

Misli mallar(fungible goods)[13], birbirinden ayırt edilemeyen mallardır. Petrol, süt gibi ürünler misli mallardır. Bu mallar gruplara ayırtmak suretiyle veya daha değişik yollarla belirlenebilir hale getirilir. Örneğin bir depoda, süt veya gaz kutulanarak, belirlenebilir hale getirilebilir. Bu tür mallarda Ticaret Kanununun(UCC) koruması altındadır.

B. Belirlemenin Etkileri(Effect of Identification)

Sözleşmeye konu olan mallar belirlenmişlerse, alıcı mallar üzerindeki menfaatlerini sigortalayabilir[14]. Bir başka deyişle alıcını menfaatleri, malın belirlenmesi ile berraklaşır. Alıcı için sigorta şirketinin borçları da belirir. Bu açıdan malın belirlenmesi, alacaklıların hakları, malların zarar görmesi halinde, sorumluluğun belirlenmesi ile ilgili sorunlar çıkması halinde ilk ve önemli adımdır.

C. Mülkiyetin Geçmesi(Passage of Tıtle)

Malın mülkiyeti alıcıya geçtiği zaman, ortada bir devir belgesinin bulunup bulunmadığı, satıcının malı gönderip göndermeyeceği,  nakliye anlaşmasının şartlarının ne olduğunun belirlenmesi gerekir[15]. Taraflar arasında bu hususlara ilişkin bir düzenleme yapılmamışsa, Ticaret Kanunu(UCC) 2. madde hükümleri işleme yürütülür.

a. Malları Temsil Eden Senetler

Malların devri teslim ile olur, bazı hallerde malın fiili olarak teslim edilmesinde pratik olarak güçlükler çıkabilir[16]. Özellikle tedavül açısından bir takım güçlükler çıkabilir. Uygulamada pratik olarak, malların fiilen teslimi yerine, onları temsil eden senet veya belgelerin devredilmesi ile bu amaç gerçekleşir[17]. Malları temsil eden bu senetlere, “document of title”[18](devir belgesi) adı verilmektedir. Örnek olarak, mallar bir depoda tutulduğu takdirde, depolayan kimse tarafından bu malları temsilen verilen makbuz, senet veya belgenin, alıcıya devredilmesi ile, teslim şartı gerçekleşmiş sayılacaktır. Mallar, “bill of lading”[19] ve “warehouse receipt” adı verilen değişik tür belgelerle temsil edilebilir. “Bill of lading”  bir tür “document of title”(devir belgesi) olup, bununla malın uygun şekilde taşıyan tarafından gönderilmesi ve malın mülkiyetinin satıcıdan alıcıya geçmesi sağlanır[20].

b. Malın Gönderilmediği Sözleşmeler

Taraflar aksini kararlaştırmış olmadıkça, Ticaret Kanunu(UCC) 2. madde hükmü gereğince, satıcı malı, alıcıya gönderme zorunluluğu içinde bulunmamaktadır. Satıcı sadece malı alıcının teslim alması için gerekli ortamı oluşturur.

4. Teslim ve Gönderme Şartları

Eğer taraflar malın teslim edileceği hususunu, sözleşmede kararlaştırmışlarsa, satıcı normal olarak malı göndermek durumundadır. Malın ne şekilde teslim edileceğini veya gönderileceğini taraflar sözleşmede belirtebilirler. Bu halde mülkiyet hakkının, Ticaret Kanunun(UCC) 2. madde hükmü uyarınca, ne şekilde devredileceği de kararlaştırılabilir[21]. Bu hususlar şu şekilde sıralanabilir[22];

A. FOB Place of  Shipment

“FOB”[23] bir gönderme şartıdır ki, “free on board[24]” kelimelerinin kısaltılmasından oluşur. Buna göre, satılan malların satıcı tarafından, gönderme yerinde yükleneceği, bir başka deyişle yükleme masraflarının satıcıya ait olacağını ifade eden bir kısaltmadır[25]. Eğer bir sözleşme “FOB Place of Shipment” şartıyla teslimi içeriyorsa, alıcının sözleşme altında yükümlülüğü, malı taşıyana götürmesi için teslim etmekten ibarettir. Örnek olarak,  eğer New York eyaletinde mukim bir alıcı ile Los Angeles  eyaletinde mukim bir satıcı arasında, bir sözleşme yapılmışsa, sözleşmede “FOB Los Angeles” olarak teslim yeri belirtilmişse, o takdirde satıcının sorumluluğu, malı New York eyaletine giden bir gemiye yüklemek ve göndermektir. Satıcının malı New York eyaletine göndermek için, taşıyıcı ile sözleşme yapıp, malı gemiye yükledikten sonra, risk ve mülkiyet alıcıya geçmiş olur.

B. FOB Place of Destination

Eğer bir sözleşme “FOB Place of Destination”[26] şartıyla teslimi içeriyorsa, satıcının sözleşme altında yükümlülüğü, alıcıya malları gidecek yerde teslim etmektir. Yukarıdaki örnekten hareketle, eğer sözleşmede “FOB New York” şartıyla teslim öngörülmüşse, satıcı  malı New York ta teslim edecektir. “FOB Place of Destination” şartıyla teslimi içeren bir sözleşmeye göre alıcının  yükümlülüğü, mallar gideceği yere teslim edilmedikçe ve alıcıya malın teslime hazır olduğu(tender)[27] bildirilmedikçe, devam edecektir[28]. Örnekteki olaya göre, mal New York tren istasyonuna geldiğinde, satıcı, alıcıya malın teslime hazır olduğunu, çalışma saatleri içinde her zaman gelip alabileceğini bildirmesi ile yükümlülük sona erecektir.

C. FAS

“FAS” bir gönderme şartı olup, “Free Along Side” kelimelerinin kısaltılmasından oluşmuştur. “FAS” malın gemi ile gönderilmesi için “FOB” ile eş anlamlıdır. Bir başka deyişle, malın “FOB” şartıyla, gemi ile gönderilmesi durumunda “FAS” oluşur[29]. Örnek olarak, bir Londra’da oturan alıcı ile, Virginia’da oturan satıcı arasında bir sözleşme “FAS Virginia” şartıyla yapılmışsa, satıcı malları göndermek üzere Virginia’da bir gemiye teslim etmek durumundadır.

D. CF and CIF

“CF” ibaresi, “Cost and Freight” kelimelerinin birleşmesinden, “CIF” ise, “Cost, Insurance, and Freight” kelimelerinin birleşmesinden oluşur[30]. Bir sözleşme “CF” şartıyla yapılmışsa satıcı, sözleşme fiyatına dahil olarak kabul edilen, malın taşınması ve gönderilmesi için gerekli masrafları karşılayacaktır[31]. Eğer sözleşme “CIF” şartıyla yapılmışsa satıcı, malı taşıyana teslim etmek, götürülme esnasında taşınan malları kapsayacak şekilde alıcı adına sigorta poliçesi düzenletmek durumundadır[32]. Sigorta ve navlun masrafları da, sözleşme fiyatı içerisindedir[33].

Uygulamada daha sık olarak karşılaşılan durum, “COD” şartıyla yapılan satım sözleşmeleridir. “COD” ibaresi ile, “Cash on Delivery” kelimelerinin birleşmesinden oluşur. Buna göre, alıcı malın zilyetliğini elde edince, bedeli ödemek durumundadır[34].

5. Gönderme Sözleşmeleri ve Mülkiyetin Devri

Taraflar aralarında göndermenin ne şekilde yapılacağını değişik şekillerde belirlenebilirler. Bu değişik durumlara göre, mülkiyetin devri de değişiklik arz eder[35].

Bir sözleşmede taraflar “FOB Place of Shipment Contract” şartını öngörmüşlerse, malların mülkiyetinin satıcıdan alıcıya geçmesi, malın gönderilmek üzere taşıyıcıya(carrier) teslim edildiği andır[36]. Bir başka deyişle, “FOB Place of Shipment Contract” şartıyla yapılan bir sözleşmede, alıcı, malın gönderilmek üzere taşıyıcıya teslim edilmesiyle birlikte malın sahibidir[37].

Eğer bir sözleşme “FOB Place of Destination Contract” şartıyla yapılmışsa, malların mülkiyetinin satıcıdan alıcıya geçmesi, malın alıcıya gönderileceği yerde, teslime hazır olunduğunun bildirilmesi ile, mülkiyet karşı tarafa geçer. Örnek olarak, bir sözleşme “FOB New York” şartını ihtiva ediyorsa, mal New York’a ulaştığı zaman ve malların ulaştığı  teslim alınabileceği, alıcıya bildirildikten sonra, mülkiyet alıcıya geçer. Eğer bu arada mal herhangi bir yerde takılırsa, örneğin “the Internal Revenue Service”[38] adı verilen yönetsel kuruluş tarafından mallara el konulmuşsa, bu halde malın mülkiyet, satıcıda kalacaktır. Çünkü mal gönderme yerine getirilmiş olmasına rağmen, teslime hazır olduğu(tender) alıcıya bildirilmediği için, mülkiyet satıcıda kalacaktır.

II. Kayıp Riski(Risk of Loss)

“Risk of loss”[39], sözleşmenin ifa edilmesi aşamasında, sözleşme konusu olan mala herhangi bir zarar gelmesi veya yok olması hallerinde, bu zararın kim tarafında karşılanacağı hususunu ifade eder[40].  

1. Nonshipment Contracts

Ticaret Kanunu(UCC) 2. madde altında, satım sözleşmesinde malın nerede teslim edileceğine ilişkin bir hüküm bulunmuyorsa, malın teslim yeri satıcının iş yeridir yada kişi tacir değilse, satıcının ikametgahıdır. Eğer satım sözleşmesinde, teslime ilişkin hüküm bulunmuyorsa, bu sözleşmeye “nonshipment contracts” adı verilir. “Nonshipment contracts” adı verilen sözleşmelerde, satıcıdan alıcıya “risk of loss”adı verilen riskin geçmesi, satımın tacir olanlar arasında veya tacir olmayanlar arasında yapılmış olmasına göre değişiklik arz etmektedir. Eğer satıcı bir tacir ise, risk alıcıya, tacirden malları temsil eden evrakın(actual receipt) devredilmesi ile geçer[41]. Eğer satıcı tacir değilse, satıcı malı alıcıya teslime hazır olduğunu bildirmesi üzerine, risk alıcıya geçecektir[42].

2. Shipment Contracts

Eğer taraflar aralarında yapmış oldukları satım sözleşmesinde teslime ilişkin(delivery or shipment) hükümler koymuşlarsa, bu tür sözleşmeler(shipment contract) adını almaktadır. Bu tür sözleşmeler de “risk of loss” adı verilen risklerin hangi tarafa geçeceği farklılık arz etmektedir[43].

A. Alıcıya Göndermeli Sözleşmeler(Contract for Shipment to Buyer)

Bir satım sözleşmesi “FOB Place of Shipment”[44] şartıyla yapılmışsa, sözleşmenin satıcı tarafından yerine getirilmesi, malların alıcıya gönderilmesi için taşıyıcıya teslimi ile mümkündür. Bu tür sözleşmeler altında, risk ve kayıplar, malın alıcıya gönderilmesi için taşıyıcıya teslimi ile, alıcıya geçecektir. Bu geçiş anı gönderme yeri ve zamanıdır(at the time and place of shipment)[45]. Mallar taşıyıcıya teslim edildikten sonra, satıcının sorumluluğu söz konusu olmamaktadır[46]. Örneğin, eğer satım sözleşmesi “FOB Los Angeles” şartını içeriyorsa, mal New York’a götürülmek üzere taşıcıya teslim edilmesi ile, risk de alıcıya veya onun sigortacısına geçer. Eğer mallar yolda, taşınma esnasında kaçırılmışsa, New York’lu alıcı mallar için sözleşme şartlarını ve bedeli yerine getirmek zorundadır.

B. Gönderilecek Yerde Teslim Şartlı Sözleşmeler(Contract for Delivery at Destination)

Satım sözleşmesi belirli bir gönderilecek yerde malların teslim edilmesini gerektiriyorsa, risk, taşıyıcı tarafından malların gönderilecek yere götürülmeden ve teslime hazır olunduğu alıcıya bildirilmeden alıcıya geçmeyecektir[47]. Örneğin, satım sözleşmesi “FOB New York” şartını ihtiva ediyorsa, mallar yolda çalınmışsa, satıcı ikame malları temin edecek ve sözleşme altına belirtilen yükümlülüğünü yerine getirecektir. Dolayısıyla, mallar New York’a ulaşıncaya kadar ve alıcıya teslime hazır olunduğu bildirilinceye kadar, risk ve kayıplardan satıcı veya onun sigortacısı sorumlu olacaktır.

3. Malların Kaybı veya Zarar Görmesi(Damage to or Destruction of Goods)

Sözleşmede malların kayıp veya zarara uğramaları halinde, durumun ne olacağına ilişkin hüküm bulunmuyorsa, Ticaret Kanunu(UCC) 2. madde hükümlerine başvurulacaktır. Buna göre, sözleşme konusu içerisine giren malların kayıp ve zarara uğramaları halinde tarafların hak ve yükümlülüklerinin ne şekilde olacağı, düzenlenmiş bulunmaktadır[48].

A.  Risk Geçmeden Önce Belirlenen Malların Zarar Görmesi(Damage to Identified Goods before Risk of Loss Passes)[49]

Risk taraflardan birine geçmeden önce, sözleşme yapıldığı anda malların belirlenmesi sırasında, taraflardan hiç birine isnat edilemeyecek kusur yüzünden, mallar zarara veya kayba uğramışlarsa, böyle bir durumda, kayıp veya hasar sözleşme konusunun tümünü içeriyorsa, sözleşme hükümsüz olacaktır[50]. Kayıp veya hasar kısmi ise veya malda bir takım bozulmalar söz konusu ise, bu halde alıcı bir takım seçim hakkına sahiptir. Bir başka deyişle, mallar üzerinde gerekli inceleme yapıldıktan sonra, ya sözleşme bozulabilir yada mallar sözleşme fiyatının düşürülmesi ile kabul edilir. Bu halde, eğer alıcı sözleşmeyi feshetmezse ve kalan malları alırsa, zarar veya kayıp miktarını kapsayan sigorta bedelini de almış olur[51].

B. Riskin Geçmesinden Sonra Belirlenen Malların Zarara Uğraması(Damage to Identified Goods after Risk of Loss Passes)

Risk alıcıya geçtikten sonra mala kısmen zarar görmüş veya tamamıyla tahrip olmuşsa, bunlar alıcının kayıplarıdır. Alıcı, depolayandan(warehouse), taşıyıcıdan yada zarara sebebiyet veren üçüncü kişiden uğramış olduğu zararı telafi edebilir(recover)[52].

C. Belirlenmemiş Malların Zararı(Damage to Unidentified Goods)

Satım sözleşmesine konu olan mallar belirlenmediği sürece, alıcıya herhangi bir kaybın geçmesi söz konusu değildir. Eğer herhangi bir mal zarara uğramışsa veya tahrip olmuşsa, bu zaman zarfında zararlar satıcıya aittir. Alıcı bu halde de sözleşmede belirlenmeyen ancak konu olan malları almaya yetkilidir. Eğer satıcı bu malları uygun şekilde alıcıya teslim etmezse, alıcı sözleşmeyi feshedebilir[53]. Ancak tarafların tüm bu hususların aksine düzenleme yapabilecekleri unutulmamalıdır.

4. Satıcının İhlalinin Etkisi(Effect of Seller’s Breach)

Satıcı sözleşme gereği, uygun olmayan malları alıcıya göndermek suretiyle,  sözleşmeyi ihlal etmişse, risk alıcıya geçmeyeceği için alıcı malları kabul etmeyebilir[54]. Eğer mallarda bir bozulma söz konusu ise, risk(risk of loss) satıcıda kalmaya devam edecektir[55].

III. Özel Durumlar(Special Situations)

1.Gönderilebilir Mallara İlişkin İşlemler(Returnable Goods Transactions)

Taraflar sözleşmede satıcı tarafından  alıcıya teslim edilen malın, tekrar satıcıya geri gönderilebileceğini kararlaştırabilirler. Taraflar bunu şu şekillerde yapabilirler;

A. Sale on Approval

“Sale on approval”[56] olarak adlandırılan satım şeklinde, satıcı alıcıya malı gönderir ve alıcının malı incelemesi için uygun süre verir, bu süre içerisinde risk(risk of loss) alıcıya geçmez. Bir başka deyişle, alıcı malı kontrol edip, kabul ettiğini veya onayladığını(approval) satıcıya bildirmedikçe, mülkiyet alıcıya geçmeyecektir. Alıcı tarafından onaylanma(approval) işlemi, (1) açık ifadelerle, (2) davranışla yada (3) onama için verilen zamanın geçmesiyle olabilir. Deneme yada test etme işlemleri onama veya kabul edildiği anlamına gelmez. Deneme yada test etme ötesinde kullanma, onaylama veya kabul anlamına gelebilir[57].

Taraflar sözleşme ile, alıcının kabul veya onaması için uygun süre verebilirler. Alıcı tarafından sessiz kalınarak bu sürenin tüketilmesi, onama veya kabul anlamına gelir. Eğer taraflar sözleşmede hiçbir tarih dilimi belirtmemişlerse, alıcının malı test etmesi veya denemesi için geçecek makul sürenin bitmesi beklenmelidir.Eğer alıcı tarafından mallar onaylanmamışsa, bu halde satıcı riski taşımaya devam eder ve malın geri gönderilmesi masraflarını da karşılar.

B. Sale or Return

“Sale or return”[58] adı verilen satış türü öyle bir satım şeklidir ki, risk ve mülkiyetin alıcıya geçtiği, ancak alıcının malı geri gönderebileceğinin kabul edildiği anlaşmayı içerir[59]. Alıcı malı kendisine verilen makul süre içerisinde test eder ve sonuca göre isterse malı geri satıcıya gönderebilir. Bu halde, risk ve mülkiyet alıcıya geçer[60]. Mal test edilip geri satıcıya gönderilinceye kadar, risk ve mülkiyet alıcıda kalmaya devam eder. Malların geri gönderilmesi için gerekli olan masrafları, alıcı karşılar[61].

C. Sale on Consigment

“Consignment”[62], mal sahibinin malları sattırmak amacıyla bir aracıya emanet etmesidir. Bu halde satıcıya “consignor”[63](mal gönderen), aracıya(dealer) ise, “consignee”[64](emanet edilen) adı verilir. Aracıya(consignee), malları satıcı(consignor) adına satması için bir ücret ödenir[65].

2. Satım Yetkisi ve Devir(Sale Authorization and Title)

Genel kural olarak, bir satıcı sadece kendisinin sahip olduğu malları satabilir. Eğer kişinin sahip olduğu mallar kendisine ait değilse, çalınmış mal gibi, bu tür satımlarda mülkiyet alıcıya geçmeyecek, sadece zilyetlik geçecektir. Alıcının iyiniyetli olmasının önemi yoktur. Bir başka deyişle, asıl mal sahibi alıcının elinde bu malı görürse, dava açıp malı geri alabilir. Ancak belli hallerde toplumsal düzen açısından, düzenlemeler iyiniyetli kimseleri koruma yollarına gitmişlerdir[66].

3. Self-Servis Merkezleri

Self-servis merkezlerinde bulunan mallar, alıcılar için hazırlanmış, raflara ve ilgili bölümlere yerleştirilmiştir. Alıcılar mağazaları dolaşırlar, ihtiyaç duydukları yada almak istedikleri malları arabalarla kasiyere taşırlar ve mallar için gerekli ödemeyi yaparlar. “Self-service stores” adı verilen bu merkezlere en iyi örnek marketlerdir. Bu halde, alıcılar aldıkları malların bedellerini kasiyere ödeyinceye kadar, malların mülkiyetini elde edemeyeceklerdir.

4. Müzayede Satışları(Auction Sales)

Mallar müzayede satışına(auction sale)[67] konu olduklarında ayrı bölümler halinde satılabilir. Bu halde, her bir parça diğerinden bağımsız olarak, devredilir. Uygulamada müzayedeyi yöneten elindeki çekici kürsüye vurarak, satımın gerçekleştirdiğini ilan ettikten sonra, mülkiyet alıcıya geçer.

 

 

SONUÇ

Ticari sözleşmeler özel hukukun en kapsamlı alanlarından birisidir. ABD hukukunda ticari sözleşmelere ilişkin, her eyaletin kendi sözleşmeler hukuku(contract law) bulunduğu gibi, federal bir düzenleme olan ve ticaret kanunu(UCC) adı verilen bir düzenleme de bulunmaktadır.

Ticari sözleşmelere ilişkin olarak çıkabilecek uyuşmazlıkları ve çözüm yolarını, ticaret kanunu(UCC) düzenlemelerini göz önünde bulundurarak, incelemeğe çalıştık. Uluslar arası ticari sözleşmelere ilişkin temel bir anlaşma olan “CISG” düzenlemeleri de, ticaret kanunundan (UCC) esinlenerek hazırlanmıştır. Bu açıdan yapılan çalışma, bir taraftan da uluslar arası ticari satımları da ilgilendirmektedir.

Ticari satım sözleşmelerinde taraflar, gerek mal gerekse hizmet alımına ilişkin olarak yaptıkları anlaşmalarda, sözleşme özgürlüğü(freedom of contract) ilkesinin tanıdığı serbest alandan, istifade etmek suretiyle, tüm hususları ayrıntılı olarak düzenlemektedirler. Özellikle uluslar arası ticari sözleşmelerde bu daha açık görülmektedir. Ancak tarafların önceden öngöremedikleri durumlar yada sorunlar çıkabilmektedir. İşte bu halde ticaret kanununun(UCC) ticari satımlara ilişkin 2. maddesi son derece önem arz etmektedir.

 

KAYNAKÇA

 

ANSON, W.R., Principles of the Law of Contract, 1919.

BRAYN, A.G.,  Black’s Law Dictionary, 1999.

FRENCH, P.W., Principles of Mercantile Law, 10th ed., 1951.

KAHLENBERG, R.C., Broken Contract: A Memoir of Harvard Law School, 1999.

PERROTT, D.L., International Trade: Law And Practices, “İnternational Sales Agreement”, Vol. I, 1990.

SHELDRİCK, W.A., International Trade; Law and Practices, “Remedies for Breach of Contract”, Vol. II, 1990.

 

 “Definitions of the International Chamber of Commerce Incoterms”, Guide to Incotermes, ICC Publications No. 354

 

 

 



* Gazi Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi, Ticaret Hukuku Öğretim Üyesi, ÇORUM.

[1] . Kısa adı “the UCC” oaln düzenleme Loisiana eyaleti hariç tüm eyaletler tarafından kabul edilmiştir.

[2] . PERROTT, D.L., International Trade: Law And Practices, “İnternational Sales Agreement”, Vol. I 1990, s.2

[3] . PERROTT 2.

[4] . KAHLENBERG, R.C., Broken Contract: A Memoir of Harvard Law School, 1999, s.7.

[5]. UCC & 2-509

[6] . KAHLENBERG 37.

[7] . PERROTT 18.

[8]. UCC & 2-501(1)(a).

[9] . BRAYN, A.G.,  Black’s Law Dictionary, 1999, s. 701.

[10] . KAHLENBERG 43..

[11]. BRAYN 702.

[12]. UCC & 2-501(1)(b).

[13]. BRAYN 702.

[14]. KAHLENBERG 47.

[15] . ANSON, W.R., Principles of the Law of Contract, 1919, s. 380.

[16] . ANSON 380.

[17]. UCC & 2-401(3).

[18]. BRAYN 498.

[19] . ANSON 380.

[20] . ANSON 380.

[21]. UCC & 2-401(2).

[22] .  “Definitions of the International Chamber of commerce Incoterms”, Guide to Incotermes, ICC Publications No. 354.

[23]. FRENCH, P.W., Principles of Mercantile Law, 10th ed., 1951, s. 86.

[24]. UCC & 2-319.

[25]. FRENCH 86.

[26] . BRAYN 676.

[27]. BRAYN 1479.

[28]. FRENCH 87.

[29]. UCC & 2-319.

[30]. UCC & 2-320, 2-321.

[31]. FRENCH 86.

[32]. FRENCH 87.

[33]. FRENCH 87.

[34]. FRENCH 87.

[35] . PERROTT 17.

[36]. UCC & 2-401(2).

[37]. FRENCH 87.

[38]. Vergi işlemleri yürüten kuruluştur.

[39]. FRENCH 87.

[40] . PERROTT 16.

[41]. UCC & 2-509.

[42] . FRENCH 88.

[43]. UCC & 2-509.

[44]. FRENCH 88.

[45]. FRENCH 87.

[46]. FRENCH 87.

[47]. FRENCH 89.

[48] . SHELDRİCK, W.A., International Trade; Law and Practices, “Remedies for Breach of Contract”, Vol. II, 1990, s.37

[49]. UCC & 2-613.

[50] . SHELDRİCK 37

[51]. Design Data Corp. v Maryland Casualty Co. (Neb) 503 NW2d  552 (1993).

[52] . SHELDRİCK 37.

[53] . SHELDRİCK 38.

[54]. UCC & 2-510.

[55] . SHELDRİCK 38.

[56]. BRAYN 1338.

[57] . UCC & 2-326(1)a

[58]. BRAYN 1338.

[59]. In re Thomas, 182 BR 347, 26 UCC2d 774 (Bankr SD Fla 1995).

[60] . BRAYN 1338.

[61] . FRENCH 92.

[62]. BRAYN 303.

[63]. BRAYN 303.

[64]. BRAYN 303.

[65] . FRENCH 92.

[66]. UCC & 2-403.

[67]. BRAYN 126.