YIL: 6
SAYI: 68
AĞUSTOS 2003
 

önceki

yazdır


 

Doç. Dr. Göknur AKTAY

İnönü Üniversitesi, Eczacılık Fakültesi, Farmakoloji A.D.

 

Dr. H.Nihal AÇIKGÖZ

A.Ü., Adli Tıp Enstitüsü, Tıp Bilimleri Anabilim Dalı,

 

Prof.Dr. İ.Hamit HANCI

A.Ü., Tıp Fakültesi, Adli Tıp Anabilim Dalı.

 

 

  

ADLİ  BİLİMLERDE  YENİ BİR  ARAŞTIRMA  ALANI:ENTOMOTOKSİKOLOJİ

A NEW INVESTIGATION AREA IN FORENSIC SCIENCES: ENTOMOTOXICOLOGY


ÖZET

 

Entomotoksikoloji, Adli Bilimler’de yeni bir araştırma alanıdır. Entomotoksikoloji çalışmaları, zehirlenme sonrası dokularda bulunan ilaç ve zehirlerin tanımlanabilmesi için leşle beslenen böceklerin toksikolojik analizini kapsar. Ölüme neden olan etken madde ile ilgili araştırmalarda, doku ve biyolojik sıvı örneği bulunamadığında, kemik iliği ve saç gibi dokular, bunlar da elde edilemediği durumlarda toksikolojik analiz için Dipterler ve diğer Artropodlar güvenilir alternatif materyallerdir. Böcekler homojenize edildikten sonra, Radyoimmünassay (RIA), Gaz Kromatografisi (GC), İnce Tabaka Kromatografisi (TLC), Yüksek Basınçlı Sıvı Kromatografisi–Kütle Spektrometrik (HPLC–MS) ve Gaz Kromatografisi–Kütle Spektrometrik (GC–MS) analizleri gibi genel toksikolojik analiz prosedürleriyle kolaylıkla analiz edilebilirler.

 

Entomotoksikoloji ayrıca, ilaç ve zehirlerin artropodların gelişimi üzerindeki etkilerini de inceleyerek postmortem intervali (PMI) hesaplar. İlaca bağlı (başlıca eroin ve kokain) ölümlerdeki artışın yanı sıra kasıtlı veya kazayla zehirli madde alımına bağlı ölümlerde ölüm nedeni olan toksik maddenin tanımlanması ve doğrulanması gereksinimi, adli tıpta bu dala ilgiyi artırmaktadır. Bu çalışmada, entomotoksikolojinin “Adli Bilimlere” olan katkıları araştırılarak tartışılmıştır.

 

Anahtar Kelimeler: Adli Entomoloji, Adli Toksikoloji, Entomotoksikoloji, İnsektler, Postmortem Interval.

 

ABSTRACT

 

Entomotoxicology is a new investigation area in the forensic sciences. Entomotoxicology studies include the postmortem toxicological analysis of carrion-feeding insects in order to identify drugs and toxins present on intoxicated tissues. In death investigations, Diptera and other arthropods can be reliable alternate specimens for toxicological analyses in the absence of tissues and fluids normally taken for such purposes. Insects can be analyzed quite easily after homogenization by common toxicological procedures such as radio-immune analysis (RIA), gas chromatography (GC), thin layer chromatography (TLC), high pressure liquid chromatography –mass spectrometry (HPLC¯MS) and gas chromatography –mass spectrometric analysis (GC¯MS).

 

Entomotoxicology also investigates the effects caused by drugs and toxins on arthropod development in order to assist the forensic postmortem interval estimates. The increase in drug-related deaths (mainly heroin and cocaine) or deaths somehow connected to accidental or suicidal consumption of toxic substances justifies the great interest aroused by this discipline in forensic medicine. In this study, assistance of Entomotoxicology to Forensic Sciences was investigated and discussed.

 

Key Words: Forensic Entomology, Forensic Toxicology, Entomotoxicology, Insects, Postmortem Interval.

 

 

GİRİŞ

 

Entomotoksikoloji, şüpheli ölümlerin adli araştırmalarında, dokularda bulunan ilaç ve zehirlerin tanımlanabilmesi için cesede gelen böceklerin toksikolojik analizini kapsar. Ayrıca, ilaç ve toksinlere bağlı ölümlerde artropod gelişimi değerlendirilerek ölüm zamanı tayini çalışmaları da entomotoksikolojinin ilgi alanı içindedir.

 

Başlıca eroin ve kokain kullanımı ile kasıtlı veya kazayla ilaç alımına bağlı ölümlerde, ölüm nedeni olan toksik maddenin tanımlanması ve doğrulanması gereksinimi adli tıpta bu dala ilgiyi artırmaktadır. Ölüm sonrası vücutta gelişen çürüme sonucunda adli araştırma amacıyla kullanılan, kan, idrar, iç organlar gibi geleneksel kaynakları değerlendirmenin olanaksız olduğu durumlarda, kemik iliği, saç gibi dokular, bunlar da elde edilemez ise leş yiyen böcekler toksikolojik analiz için alternatif ve güvenilir materyal olarak kullanılabilir. Böcekler çok kolay homojenize olurlar ve genel toksikolojik analiz prosedürleriyle kolaylıkla analiz edilebilirler (1).

 

Entomotoksikolojik Analizde Yararlanılan Analiz Yöntemler:

 

· Radyoimmünassay (RIA)

 

· İnce Tabaka Kromatografisi (İTK)

 

· Gaz Kromatografisi (GC)

 

· Yüksek Basınçlı Likit Kromatografisi–Kütle Spektrometrisi (HPLC-MS)

 

· Gaz Kromatografisi–Kütle Spektrometrisi (GC-MS)’dir.

 

Son 30 yıldır, ABD ve Avrupa’da kriminal araştırmalarda böceklerin analizi önem kazanmıştır. Entomoloji ve Entomotoksikoloji, adli tıp araştırmalarının ilgi çeken ve gelişmeye müsait disiplinleri olmuştur.

 

Çünkü;

 

· Ölüm zamanı hesaplamaları,

 

· Ölüm mevsiminin araştırılması,

 

· Ölümün meydana geldiği lokal coğrafi özellikler,

 

· Ölümden sonra cesedin taşınıp taşınmadığı,

 

· Vücuttaki spesifik travma bölgelerinin saptanması,

 

· İlaç kullanılıp kullanılmadığı (madde bağımlılığının tanısı),

 

· Olay yeri veya cesette oluşturulan değişiklikler,

 

· Çocuk istismarı,

 

· Tecavüz olaylarının aydınlatılmasında arthropodlar önemli materyallerdir (2).

 

Leonardo da Vinci (1452-1519) “geçiş” adı verilen bir teknik üzerinde çalışmıştır. Zehirli enjeksiyon yaparak öldürdüğü hayvanların organlarını çıkarıp zehri ekstrakte etmiş ve bu organlardan elde ettiği zehri başka hayvanlara vermiştir. Tekrar edilen her bir geçişte zehrin gücünün arttığı ileri sürülmüştür (3).

 

Adli toksikoloji çalışmalarının ilki ABD’de, 1918 yılında New York’ta kimyacı Alexander O. Gettler’in laboratuvarında gerçekleşmiştir. Gettler ilk olarak intoksikasyonda kan-alkol seviyesini belirlemiş ve Gettler’le arkadaşları 1918’de alkol tüketimi ile trafik kazaları arasındaki ilişkiyi ortaya koymuşlardır (4).

 

Zehirlenmeye bağlı ölümlerde zehirlerin toksikolojik analiziyle ilgili çalışmalar ilk kez, ölüm zamanının araştırılması amacıyla 1958’de sıçanlar üzerinde yapılmıştır(5). 1970’lerin sonlarında Sohal ve Lamb, bakır, çinko ve demir gibi metallerin Muscidae familyasından ergin Musca domestica (Linnaeus)’da biriktiğini göstermişlerdir (6). Aynı şekilde, metil cıva içeren balıklarla beslenen Calliphoridae türlerinin yetişkin, pupa ve larvalarında cıva saptanmıştır. Cıva, balıkla beslenen Diptera türlerinin larvalarında da bulunmuştur (7). Dipterlerde tayini yapılan maddeler şunlardır:

 

Metaller (cıva,çinko,bakır,demir) (6,7), Organik fosfatlar (8), Trisiklik antidepresanlar(9), Barbitüratlar (10,11), Benzodiazepinler (11,12), Metamfetamin (13), 3,4–metilendioksi metamfetamin (MDMA) (14), Opiyatlar (Morfin (9,15,16,17), Kokain (18), Eroin (19), Analjezikler (Asetaminofen) (10).

 

Bu entomotoksikolojik deneyimler daha sonra adli olayların aydınlatılması amacıyla kullanılmıştır. İlk kez 1977’de Finlandiya’nın kırsal kesiminde bulunan ve bir kadına ait olduğu tespit edilen çürümüş kadavradan alınan Diptera türlerinin larvalarında yapılan toksikolojik analiz sonucu bulunan cıva, cesedin hangi bölgeden geldiği hakkında olası bir bilgi olarak değerlendirilmiş, özellikle serbest cıva kirliliği olan bir bölgeden olabileceği üzerinde durulmuştur (20).

 

Entomotoksikolojik analizlerle madde bağımlılığı ve suistimalinin de tanımlanabildiği 1980’de yapılan araştırma ve analizlerle ortaya konmuştur. Beyer ve ark.ları (10), reçeteli ilaçlardan olan barbitüratları, 22 yaşındaki bir kadının çürümüş kadavrasından alınan larvalarda saptamışlardır. Ölümden sonra çürümenin gelişmesiyle orantılı olarak toksikolojik analiz için gerekli organik sıvı ve dokulardan yararlanmak zorlaşabilir veya gerekli biyolojik materyal bulunamayabilir. Oysa, Calliphoridae türlerinin larvalarında GC ve İTK analizleriyle fenobarbital varlığı saptanmıştır.

 

Miller ve arkadaşlarının (9) yaptığı bir araştırmada taze, 4 ve 6 günlük iskelet kas dokuları ile larva ve pupa gelişim dönemlerinde ölçülen Amitriptilin, Nortriptilin, Propoksifen ve Asetaminofen konsantrasyonları karşılaştırılmıştır. Bu karşılaştırmalı araştırmalarda, insan dokuları ve larvalarda bulunan bazı ilaç konsantrasyonları arasında ilişki olduğu gösterilmiştir. Kintz ve ark.(11) kadavra serebral dokusu ve larvalarda, “Bromazepam” ve “Levomepromazin” düzeylerini araştırdıklarında, larvalarda ilaçlar saptanabilirken kadavra dokusunda ise tamamen bozunduğunu göstermişlerdir. Aynı araştırıcılar, ölümünden yaklaşık 10 gün sonra bulunan eroin bağımlısı bir kişinin kadavrasından alınan kan, karaciğer, kalp, böbrek ve beyin dokuları ile Calliphoridae türlerinin larvalarında morfin ve fenobarbital saptamışlardır. Her iki materyal de GC ve Floresan Polarizasyon İmmünoassay (FPIA) yöntemleri kullanılarak analiz edilmişlerdir. FPIA ile yapılan analizlerde her zaman pozitif sonuçlar alınmıştır (11).

 

Bu araştırmalar sonucunda, entomotoksikolojik çalışmaların leş sinekleri ve kınkanatlıların besin kaynakları konusunda da bilgi verdiği söylenebilir. Örn: Phoridae familyasına ait türler ilaç konsantrasyonlarının yüksek oranda bulunduğu yumuşak organlara yönelirken Dermestidae türleri kurumuş deri üzerinde beslenmektedir (9).

 

Nolte ve ark.ları (15), ölümünden yaklaşık 5 ay sonra tamamen iskeletleşmiş halde bulunan 29 yaşında bir ilaç bağımlısının cesedinden toplanan Dipter larvalarını kokain intoksikasyonunu araştırmak üzere toksikolojik analize almışlardır. Kokain stabil olmamasına ve hem enzimatik hem de enzimatik olmayan mekanizmalarla hızla metabolize olmasına karşın kendisi ve ana metaboliti benzoilekgonin larva ve cesetten alınan materyallerde saptanabilmiştir. Bununla birlikte, kas örneklerinde, doku dekompoze ürünleriyle bir karışıklık söz konusu olduğundan GC ile kantitatif analiz yapılamamıştır. Dolayısıyla, bu olayda olduğu gibi bazı durumlarda larvalar, herhangi bir dekompoze ürünle karışmadığından en güvenilir ve uygun materyallerdir. Kokain, morfin ve diğer ilaçlar, ölümü izleyen yıllar sonrasında ve hatta binlerce yıllık mumyalarda bile saçta bulunan protein matriksinde tanımlanabilmektedir. Bu bileşiklerin pupa kınındaki protein matriksinde de birikebildiği düşünülmektedir(15,16,17,19,20).

 

 

İLAÇLARIN DİPTERA GELİŞİMİ ÜZERİNE ETKİLERİ

 

 İlaç veya zehirlerin larvalarda biriktiği ve absorbe olan miktarları eliminasyon oranını geçtiğinde kantitatif olarak değerlendirilebildiği gösterilmiş olmakla birlikte bu maddelerin larvadaki metabolizma ve larva gelişimi üzerindeki etkileri henüz tam olarak aydınlatılamamıştır. Ölüm zamanının hesaplanmasında kurtçukların kullanımından önce ilaç ve zehirlerin Diptera gelişimi üzerindeki etkilerinin çok iyi ortaya konmuş olması gerekmektedir.

 

 Malation zehirlenmesine bağlı bir ölümde tüm deliller 8 günlük bir ölüm zamanını göstermesine karşın, C. megacephala ve C. rufifacies’in gelişme devrelerine bakılarak ölüm zamanının minimum 5 gün olduğuna dair verilen raporun yanlışlığını ilk kez Goff, dikkatli bir incelemeyle ortaya koymuştur. Malation, kurtçukları öldürmemişti ancak, gelişmelerini geciktirmişti. Bununla birlikte, entomolojik incelemelerle ölüm zamanı hesaplarında, cesedin açık ya da kapalı bir alanda bulunması ve bulunduğu çevredeki sinek ve böcek çeşitliliği de göz önünde bulundurulmalıdır. Bu olguda, sadece iki tür sinek larvasının bulunması araştırıcıları dokularda malation bulunmasının sinek ve böcek saldırısını geciktirici olduğunu düşündürmüştür (8).

 

Carvalho ve ark. (10) diazepam intoksikasyonuyla ilgili bir araştırmalarında, ilk birkaç saatin larva gelişimi üzerinde bir etkisi olmamasına karşın 18. saatten sonra diazepamın larva gelişimini kontrol grubuna göre hızlandırdığını gözlemişlerdir. Yani, pupalaşma için gereken süre kısalmıştı. Ayrıca, ilaca maruz kalan larvaların ağırlığı da kontrol grubundakilerden yaklaşık 2 kat daha fazlaydı(12).

 

Bazı araştırıcı grupları, amitriptilin, kokain, eroin, metamfetamin, fensiklidinin Hawai’deki iki tür sinek gelişimi üzerindeki etkileriyle ilgili ayrıntılı çalışmalar yapmışlardır. Kokainin Sarcophagidae türlerinin gelişimi üzerine etkisi incelendiğinde öldürücü doz kokain enjekte edilen tavşanın karaciğer ve dalağında kurtçukların yumurtadan çıktıktan sonraki gelişimlerinin 36 saat daha erken olduğu ve kurtçuklar çıktıktan sonra pupalaşma ve erişkin döneme geçiş süresinin kısaldığı gözlenmiştir.  Yirmi yaşında bir kurbanın cesedinde kolonize birçok kurtçuğun 6-9 mm uzunlukta veya daha küçük olması ölümün 7 gün önce olduğunu düşündürmüştür. Oysa, nazofarengal alanda bulunan bir kurtçuk ise 17,7 mm uzunluğunda olup ölüm aralığının 3 hafta olduğunu düşündürmüştür. Bu büyük larvanın diğerlerinden hızlı gelişmesinin kurbanın nazal bölgesinde bulunan kokain nedeniyle olabileceği üzerinde durulmuştur. İleri araştırmalarda, gerçekten de kurbanın kokain bağımlısı olduğu ve ölümünden kısa bir süre önce kokain aldığı ortaya çıkmıştır (22).

 

Eroinin Sarcophagidae türleri üzerindeki etkileri, tavşanda araştırıldığında benzer şekilde kurtçukların 18-96 saat gibi anlamlı bir hızla geliştiği görülmüştür. Bu da ölüm zamanının hesaplanmasında hatalara düşülebileceğini göstermektedir (22,23).

 

Bu veriler ışığında araştırıcılar, pupalaşma süresince ölüm zamanı hesaplamalarında hatanın 47 saate kadar değişebileceğini, bu durumun larva gelişim süresiyle birlikte ele alındığında ise 77 saate kadar değişen bir hesap hatasına neden olabileceğini bildirmişlerdir (21).

 

Eroin bağımlılarının kadavralarına yerleşen böceklerin pupalarındaki morfin düzeylerinin, yetişkinlerden daha yüksek olduğu ortaya konmuştur (15,21). Larvaların beslenme sonrası evrelerinde ilaçlar elimine olmaya başlar. Bu, metamorfoz öncesi bir atılımdır. Larval atılımın diğer bir göstergesi pupa kozasında az miktarda morfin saptanmasıdır. Özellikle pupa kozaları ölümden yıllar sonra dahi değerlendirilebilecek toksikolojik öneme sahip değerli materyallerdir. Bu tip çalışmalar GC/MS tekniği kullanılarak yapılır ve GC/MS tekniği morfinin larvadaki metabolizmasını da anlamamıza yardımcı olur. Bu şekilde, ilaçların larvalardaki değişimlerini kıyaslamak da mümkün olur (25,26).

 

Ölüm zamanı hesaplamaları, toksikolojik analizle tanımlanan maddenin larva ve pupa gelişimi Şekil-1 (27) üzerindeki etkileri göz önünde tutularak yapılmalıdır.

 

 

 

TARTIŞMA ve SONUÇ

 

 Böceklerde metal ve ilaçların biriktiğini gösteren öncü çalışmaların ardından, gerçek anlamda entomotoksikolojinin adli bilimlerde bir bilim dalı olarak gelişmeye başlaması, ölüm zamanı ve ölüm nedeninin belirlenmesinde dipterlerden yararlanılması ve ilaçların diptera gelişimi üzerine olan etkileri ile ilgili araştırmaların son on yılda yoğunlaştığı görülmektedir (28).

 

 İlaç ve bağımlılık yapan maddelerin dipteradaki metabolizmalarıyla ilgili bilgilerin artmasıyla, ölüm olgularının aydınlatılmasında entomotoksikolojik verilerin önemi de yadsınamaz şekilde artacaktır.

 

 Sonuç olarak;

 

1–Larvalar kolaylıkla toplanabilen ve laboratuvar koşullarında saklanabilen materyaller olup, dokulara göre daha az kontamine olma olasılığı vardır. Eğer, çürümüş bir cesette larvalara ulaşma veya toplama sıkıntısı varsa birçok toksikolojik analiz için pupalardan da yararlanmak mümkündür.

 

2–Postmortem interval hesaplamalarında, yanlışlıklardan kaçınmak için ilaçların diptera gelişimi üzerindeki etkileriyle ilgili araştırmalara gereksinim vardır; maruz kalınan ilaç miktarı ve maruziyet süresi larva gelişimi için önemli faktörlerdir. Bu nedenle, Entomotoksikoloji, klasik adli yöntemleri destekleyen yeni teknikler geliştirmek zorundadır.

 

3–Adli araştırmalarda, doku çürümesi başlamış ve biyolojik sıvı alınamıyorsa, ilaç veya zehir alımına bağlı ölümlerde özellikle, ölen kişi yalnız yaşayan biriyse, ölüm zamanı ve nedenini belirlemek güçleşir. İlaçların, leşle beslenen böcekler üzerindeki etkilerinin araştırılması ve veri olarak değerlendirilmesi ölüm zamanı hesaplamalarında yararlı bir bilgi kaynağı olacaktır. Entomotoksikoloji, cesedin bulunduğu zamanla ölüm zamanı arasındaki minimum ve maksimum zaman aralığını anlamaya yardımcı olur.

 

4–Her ne kadar vücut organ ve sıvıları bulunmadığında kurtçuk kullanımı yararlıdır dense de organ ve biyolojik sıvı bulunduğu durumlarda bile kurtçuklardan yararlanılması gerektiği savunulmaktadır. 1990’larda Pascal Kintz (20), hem doku ve organlar hem de kurtçuklarda yaptığı analizlerden 5 olgunun sadece 4’ünde ilaç pozitif sonuç verirken kurtçuklarda yapılan analizlerin tümünde pozitif sonuç alınmıştır(11,20).

 

5–Ölümle ilgili adli araştırmalar; Olay Yeri İnceleme Uzmanları, Entomologlar, Adli Patologlar, Adli Tıp Uzmanları, Adli Toksikologlar, Antropologlar gibi farklı disiplinlerden uzmanların işbirliğini gerektirir. Açıklanamayan veya şüpheli ölümler genellikle yasal yollarla araştırılır. Oysa, yukarıda adı geçen bilim dallarının yardım ve katkısı olmadan ölümle ilgili bulgulara ulaşmak yetersiz kalabilir. Eğer cesedin üstünde böcekler bulunmuşsa diğer biyolojik delillerle birlikte böcekler de değerlendirmeye alınmalıdır. Böceklerin cesedin çürümesine olan etkileri çok iyi bilinmesine karşın ne yazık ki yıllarca, kadavra otopsiye alınmadan önce ceset üzerinde bulunan diğer pisliklerle birlikte sinek ve böceklerden de temizlenmiştir. Bu nedenle, olay yeri incelemelerinde, adı geçen uzmanların birlikte çalışması yararlıdır.

 

 

 

KAYNAKLAR

 

1-Goff M.L., Lord W.D.: Entomotoxicology: a new area for forensic investigation. Am. J. Forensic Med. Pathol., 1994; 15: 51¯57.

2-Catts E.P, Goff M.L,: Forensic entomology in criminal investigations, Annu. Rev. Entomol., 1992; 37: 253-272.

3-Mills J, The History of Forensic Toxicology - Myths, Legends and Reality. http://wwwscience.murdoch.edu.au/teaching/m235/forensictox.htm, 2002.

4- The Scientist. Mar. 17, 1997, 11[6]:23.

5-Utsumi K,: Studies on arthropods congregating to animal carcasses, with regard to the estimation of postmortem interval. Ochanomizu Med. J.,1958; 7: 202¯223.

6-Sohal R.S., Lamb R.E.: Intracellular deposition of metals in the midgut of the adult housefly, Musca domestica. J. Insect. Physiol. 1977; 23: 1349¯1354.

7-Nuorteva P. Nuorteva S.L.: The fate of mercury in Sarcosaprophagous flies and in insects eating them. Ambio., 1982; 11: 34¯37.

8-Gunatilake K., Goff M.L.: Detection of organophosphate poisoning in a putrefying body by analyzing arthropod larvae. J. Forensic Sci., 1989; 34: 714¯716.

9-Miller M.L., Lord W.D., Goff M.L., Donnelly B., McDonough E.T., Alexis J.C.: Isolation of amitriptyline and nortriptyline from fly puparia (Phoridae) and beetle exuviae (Dermestidae) associated with mummified human remains. J. Forensic Sci., 1994; 39: 1305¯1313.

10-Beyer J.C., Enos W.F., Stajic M.: Drug identification through analysis of maggots J. Forensic Sci., 1980; 25: 411¯412.

11-Kintz P., Godelar A., Tracqui A., Mangin P., Lugnier A.A., Chaumont A.J.: Fly larvae: a new toxicological method of investigation in forensic medicine. J. Forensic Sci., 1990; 35: 204¯207.

12-Carvalho M.L., Linhares A.X., Trigo J.R.: Determination of drug levels and the effect of diazepam on tje growth of necrophagous flies of forensic importance in southeastern Brazil. J. Forensic Sci., 2001; 120:140-144.

13-Goff M.L., Brown W.A., Omori A.I.: Preliminary observations of the effect of methamphetamine in decomposing tissues on the development rate of Parasarcophoga ruficornis (Diptera: Sarcophagidae) and implications of this effect on estimations of postmortem intervals. J. Forensic Sci. 1992; 37:867-872.

14-Goff M.L., Miller M.L., Paulson J.D., Lord W.D., Richards E., Omori A.I.: Effects of 3,4- methylenedioxymethamphetamine in decomposing tissues on the development of Parasarcophoga ruficornis (Diptera: Sarcophagidae) and detection of the drug in postmortem blood, liver tissue, larvae and puparia. J. Forensic Sci., 1997; 42:276-280.

15-Hédouin V., Bourel B., Martin-Bouyer L., Bécart A., Tournel G., Deveaux M. Gosset D.: Determination of drug levels in larvae of Lucilia sericata (Diptera: Calliphorideae) reared on rabbit carcasses containing morphine, J. Forensic Sci., 1999; 44 (2): 351-353.

16-Bourel B., Tournel G., Hédouin V., Deveaux M. Goff ML., Gosset D.: Morphine extraction in necrophagus insects remains for determining ante-mortem opiate intoxication. For Sci Int, 2001, 120: 127-131.

17-Bourel B., Fleurisse L., Hédouin V., Cailliez JC., Creusy C., Gosset D., Goff ML.: Immunohistochemical contribution to the study of morphine metabolism in calliphoridae larvae and implications in forensic entomotoxicology. J. Forensic Sci., 2001; 46 (3): 596-599.

18-Nolte K.B., Pinder R.D. Lord W.D.: Insect larvae used to detect cocaine poisoning in a decomposed body.J. Forensic Sci. 1992; 37:1179¯1185.

19-Goff M.L., Omori A.I., Goodbrod J.R.: Effect of cocaine in tissues on the rate of development of Boettcherisca peregrina (Diptera: Sarcophagidae). J. Med. Entomol. 1989; 26:91¯93.

20-Kintz P., Tracqui A., Mangin P.: Analysis of opiates in fly larvae sampled on a putrefied cadaver. J. Forensic Sci. Soc. 1994; 34:95¯97.

21-Pounder D.J.: Forensic entomotoxicology. J. Forensic Sci. Soc. 1991; 31:469¯472.

22-Introna Jr. F., Lo Dico C., Caplan Y.H., Smialek J.E.: Opiate analysis of cadaveric blow fly larvae as an indicator of narcotic intoxication. J. Forensic Sci. 1990; 35:118¯122.

23-Gagliano-Candela R., Aventaggiato L.: The detection of toxic substances in enetomological specimens. Legal Med, 2001; 114(4/5): 197-203.

24-Kintz P., Tracqui A., Mangin P.: Analysis of opiates in fly larvae sampled on a putrefied cadaver. J. Forensic Sci. Soc. 1994; 34:95¯97.

25-Bourel B., Hédouin V., Martin-Bouyer L., Bécart A., Tournel G., Deveaux M. Gosset D.: Effects of morphine in decomposing bodies on the development of Lucilia sericata (Diptera:Calliphoridae ). J. Forensic Sci. 1999; 44:354¯358.

26-Goff, M.L., Brown, W.A., Hewadikaram, M.S., Omori, A.L.: Effects of heroin in decomposing tissues on the development rate of Boettcherisca peregrina (Diptera: Sarcophagidae) and implications of this effect on estimation of postmortem intervals using arthropod development patterns.J. Forensic Sci. 1991; 36:537-542.

27-Hall, M.; www.fathom.com/feture/122347, Eylül 2002.

28-Introna F., Campobasso C.P., Goff M.L.: Entomotoxicology, J. Forensic Sci., 2001; 120:42-47.