|
|||||
|
2003 YILI TÜRK BANKACILIK SİSTEMİ ÜZERİNE ÖZET
Para ve kredi politikasının vazgeçilmez araçlarından olan bankalar, ülke ekonomisine paralel bankalar kanunu ve diğer kanunlarla kontrol altına alınarak ülkenin kredi dağılımında önemli rol oynamaktadırlar. Ülkelerin ekonomilerindeki piyasaların güçlü olması yanında ekonomi ve milli gelir rakamlarının büyüklüğü etken faktörlerden biridir. Bu çalışmada 1999 yılı ve sonrası Türk Bankacılık Sisteminin içinde bulunduğu durum araştırılmıştır. Anahtar Kelimeler : Mevduat, Kredi, Kamu Bankaları, Özel Bankalar,
SUMMARY
On 2003 Year Turkish Banking System Summary The banks which are the tools of the money and credit policy that can not be given up, play an important part in the credit distribution by being controled. With the banking law that is parallel to the economy of country and the other laws. Beside being powerfull of the markets in the economies of the countries, the magnnitude of the numbers of the national income and economy is one of the active factors. In this study the situation of the Turkish Banking System in 1999 and later is researched.
Key Words: Deposits, Credit, Public Banks, Private Banks.
1. GİRİŞ
Ülkede istikrarlı büyüme sağlanabilmesi için sermaye birikimi gereklidir. Finansal sektörde bu birikimin sağlanmasında bankalar, halkın tasarruflarını mevduat şeklinde kabul edip, ihtiyacı olanlara kredi olarak dağıtan, ödemelerde aracılık yapan ticari kuruluşlardır.
Ekonomik büyümenin sağlanması enflasyondaki düşüş ile birlikte faiz oranlarının düşmesi ile Türk Bankacılık sisteminin toplam aktifleri 2003 yılı itibariyle 179 milyar dolara yükselmiş, GSMH’ ya oranı ise 2002 yılı sonunda yüzde 78 iken 2003 yılı sonunda yüzde 70 ‘e gerilemiştir. Dünyadaki bankaların aktif büyüklükleri ile karşılaştırdığımzda, en büyük banka Citigroup, ikinci sırada ise Japon Mizuho Holdings bankasıdır. Aktif büyüklükleri 1 trilyon doları geçmektedir ve hepsi gelişmiş ülkelere aittir. 50. banka olan Nordea İsveç bankasının aktif toplamı Türk bankacılık sisteminin toplamından yüzde 60 daha büyüktür.
Ülkemizde en yüksek büyüme, kamu sermayeli bankalarda yaşanmış onu özel sermayeli bankalar takip etmiştir. TMSF ‘deki bankalar ise küçülmüştür. 1999 yılında günümüze gelinceye değin banka sayısında azalma görülmüştür. Kasım 2000 ve Şubat 2001 krizlerinin etkisiyle özellikle kamu bankalarında çalışan sayısında ciddi azalmalar yaşanmıştır. 2. Dünyada ve Türkiye’deki Ekonomik Gelişmeler
2003 yılında Irak savaşının yarattığı olumsuz gelişmelerin ardından ikinci yarısından itibaren küresel ekonomik iyileşme gözle görülmeye başlanmıştır. ABD‘deki bankalar sorunlu kredilerini azaltmışlar, faiz marjlarındaki artışla beraber daha karlı bir dönem geçirmişlerdir. Avrupa’da bankalar ise 2001 ve 2002 yılında yaşanan ekonomik sorunların etkilerini üzerinde bulundurmakta olup çıkış yolu olarak maliyetlerini azaltmışlar, tüketici kredilerini arttırmışlardır. Japon bankaları ise hala kredi sorunları ile uğraşmaktadırlar.
Türkiye 2001 krizi sonrası 2002 ve 2003 yılındaki enflasyonda düşüş, üretimde artış yaşansa da bu işgücü piyasasına yansımamıştır. GSMH 2001 yılında yüzde 9.5 daralmışken 2003 yılında yüzde 5.2 artmış, nüfusumuz 2002 yılında 69.626 bin kişi iken 70.712 bin kişiye yükselmiştir. Kişi başına milli gelir ise 2002 yılında 2.584 dolar iken 2003 yılında 3.383 dolara yükselmiştir. Kamu kesimi iç borç stoku 2000 yılında 58 milyar $ iken 2003 yılı 11 aylık rakam 122 milyar $’a, toplam borç stoku ise anılan dönemlerde 114 milyar $ dan 198 milyar $ a yükselmiştir. Bankacılık sektörü, Devlet İç Borçlanma Stokunun yaklaşık yüzde 45 ‘ini finanse etmeye devam etmişlerdir. Yeniden yapılandırma programı çerçevesinde Bankacılık sektörü güçlendirilmiş olsa da henüz bu reform tamamlanmamıştır.
3. Türk Bankacılık Sistemi
2003 Aralık itibariyle toplam aktifler 2002 yılı sonuna göre yüzde 17 artarak 179 milyar dolara yükselmiştir. Toplam atkiflerin milli gelire oranı ise bir önceki yılda yüzde 78 iken yüzde 70e düşmüştür. Banka bilançolarına bakıldığında artış nedenleri olarak, piyasada olumlu beklenti ve TL’ nin değer kazanması ile TL mevduatta ki büyüme ile özkaynakların artmasıdır. Grup sektörlere bakıldığında ticaret bankaların payı yüzde 96 ile değişmezken, fondaki bankaların payı yüzde 1 düşüşle yüzde 3’e gerilemiştir.
Aktif büyüklüğüne göre ilk beş bankanın sektör payı yüzde 58’den 60’a , kredi payı ise yüzde 55’ten 54 düşerken, mevduat payı yüzde 61’den 62’ye yükselmiştir. Toplam aktif büyüklüğüne göre bu sıralamada bir kamusal sermayeli banka, dört özel sermayeli banka bulunurken, 10-20 milyar dolar arasında ikisi özel, ikisi kamu bankası olmak üzere dört banka bulunmaktadır.
3.1 T.B.S. de Banka Sayıları ve Çalışanları
1999 yılında 81 adet banka var iken yaşanan krizler , Tasarruf Mevduat Sigorta Fonu’na alınan bankalar, Etibank’ın T.C.Ziraat Bankası ‘na devr olması ile banka sayısı 50’ye düşmüştür.
Tablo.1 Türk Bankacılık Sisteminde Banka Sayısı
Kaynak : Türkiye Bankalar Birliği
Son yıllarda Hazine’nin yüksek getirili DİBS sürmesi nedeniyle bankalar, bankacılık faaliyetlerinden uzaklaşarak devleti fonlamıştır. Özel sektöre açılan krediler azalmış, geri ödemede sorunlar yaşanmıştır.
Çalışan başına varlık büyüklüğü kamu bankalarında 2.188 milyar TL olurken özel bankalarda 2.015 milyar TL. olarak gerçekleşmiştir.
Kamu bankalarında çalışan başına vergi sonrası net kar 47 milyar TL iken özel bankalarda 41 milyar TL olmaktadır. Şube düzeyinde kamu bankalarının performansı, özel bankalardan daha iyi düzeydedir. 2001 Şubat’ta Türkiye’yi bekleyen 1989 yılından beri uygulanan sıcak para iç borç politikası sonucunda T.B.S. bilançosunda çok büyük hazine bonosu stoku ve büyük döviz açık pozisyonu ile sistemin iflasına neden olmuştur. Bu borçlarla satın aldıkları Hazine bonolarının devalüasyon döneminde faizdeki yükselişle çok düşmüştür. Mevduat devalüasyon öncesine göre yüzde 6 küçülmüş, yüzde 41 olan mevduatın kredi olarak dönüş oranı yüzde 24 ‘e gerilemiş, sorunlu kredilerin oranı da bu dönemde yüzde 32 olmuştur, bu da oldukça yüksektir.
Yabancı bankaların mevduat içindeki payı yüzde 2.9 olarak gerçekleşmiştir. Bankacılık sektöründe son yirmi seneye bakıldığında yabancı bankaların katkısı görülmemiştir. Aktif büyüklüğe göre ilk beş bankanın aktif payı yüzde 60 iken mevduat payı yüzde 62, kredi payı ise yüzde 54 olmuştur. Sektörün net karı yüzde 95 büyüyerek 5.610 trilyon TL olmuş, TMSF hariç tutulduğunda karı yüzde 32 artmıştır. Kamu bankalarında ise bu oran yüzde 70 olarak gerçekleşmiştir.
Tablo.2 Türk Bankacılık Sisteminde Çalışan Sayısı
Kamu bankaları 2003 yılında şube sayısında yüzde 2,4, personel sayısında yüzde 5,4 oranında azalışına karşın özel ticari bankalardan daha çok büyümüştür.
Bankalarda kişi başına toplanan mevduat 1.589 milyar TL iken özel bankalardan yüzde 21.8 oranında daha fazladır. Özel ticari bankalarda çalışan kişi başına 665 milyar TL net kredi verirlerken kamusal ticari bankalarda 335 milyar TL olmaktadır.
Çalışan başına faaliyet karı kamusal sermayeli ticaret bankalarında 94 milyar TL’ ye yükselirken özel ticaret bankalarında 59 milyar TL düzeyinde kalmaktadır. Bankacılık sektöründeki yüksek karlılık Türkiye’ye özgü olgu olmayıp yüksek enflasyonlu tüm ülkelerde görülmekte ve yüksek karlılığı yol açmaktadır. 1988-1995 döneminde 80 ülkeyi kapsayan bir çalışmada karlılığın yüksek enflasyonlu ülkelerde iki kat olduğunu göstermiştir
Kamusal sermayeli ticaret bankalarında çalışan kişi başına faaliyet karı 94 milyar TL iken özel ticaret bankalarında 59 milyar TL düzeyinde kalmıştır. Çalışan başına vergi sonrası dönem net karı kamu bankalarında 47 milyar TL iken özel bankalarda 41 milyar TL ‘dir. Kamu bankalarının görev zararları, 2000 yılında yüzde 57 ile Maastricht Kirteri’nin altında iken 2001 yılında, GSMH düşmesi ile yüzde 117’ ye çıkmıştır. 2003 yılında ise bu oranın yüzde 80 olması beklenmektedir.
3.2 Yeniden Yapılandırma
Kasım 2000 ve Şubat 2001 krizleri, bankacılık sektörünün yeniden yapılandırılması için bir fırsat olmuştur. Mart 2001 yılında BDDK ” Yeniden Yapılandırma Programı” ile kamu bankaların yeniden yapılandırılması, TMSF bünyesindeki bankaların sorunlarının çözümlenmesi, etkin ve rekabet edebilecek düzeye getirilmesi amaçlanmıştır. Bankacılık sektörü yeniden yapılandırmasının maliyeti toplamı 47,2 milyar dolar, TMSF bankalarının payı ise 22.5 milyar dolardır.
BDDK, 8 Şubat 2001 tarihinde Resmi gazetede yayınlanan” Bankaların İç Denetim ve Risk Yönetim Sistemleri Hakkında Yönetmelik” ve 10 Şubat 2001 tarihli Resmi gazetede piyasa riskinin sermaye yeterliliğine dahil edilmesini gerektiren “Bankaların Sermaye Yeterliliğinin Ölçülmesine ve Değerlendirilmesine İlişkin Yönetmelik “le yasal düzenleme gerçekleştirilerek çağdaş piyasa risk ölçüm tekniklerini uygulamaları istenmiştir.
3.3 Kredi, Mevduat ve Net Karların Karşılaştırılması
Toplam aktifler ve mevduat içindeki payı artarken kredilerdeki payı gerilemiştir. Krediler yüzde 31 oranında büyüyerek 69 katrilyon TL ‘ye yükselmiştir Bunun yüzde 53’ü TL, yüzde 47’si yabancı para cinsindendir. 2000 yılında kredi hacmi tüketici kredilerindeki artışla reel olarak yüzde 21 artmıştır. 1999 yılında yüzde28 olan toplam nakdi kredilerin toplam aktiflere oranı 2000 yılında yüzde 31’e çıkmıştır. Özel bankaların kredi verme eğilimi daha yüksek gerçekleşirken, yabancı bankaların ise daha düşük gerçekleşmiştir.
2003 yılında TMSF ve kalkınma yatırım bankaları hariç tüm grupların kredileri reel olarak artarken kamu bankaları ilk sırayı almıştır, kredinin türü bireysel kredidir. İşletme kredileri ise 2 puan azalarak yüzde 21.6 ‘ya gerilemiştir. Bunun nedeni faiz oranlarındaki gerileme ile birlikte kredi kartlarına, tüketici kredilerine olan taleptir.
Tüketicilere kullandırılan 17.8 katrilyon TL tutarındaki kredilerin 10.5 katrilyon TL’ sı tüketici kredileri, 7.3 katrilyon TL’ sı da kredi kartı olarak belirlenmiştir. Kredi kartlarının artış oranı yüzde 36.3’ dır. Geri dönmeyen kredi kartları miktarı Mart 2004 itibariyle 345 Trilyon TL ‘ye ulaşmıştır. Borcunu ödemeyen kredi kartı sahiplerinin sayısı 1998 yılında 43.391 iken 2001 yılında 149.527’ ye yükselmiştir. 2003 yılında bu rakam 74.249 adettir.
Kredilerin sektörler itibariyle dağılımına bakıldığında sanayi sektörü ağırlıklı olduğu görülmektedir. Tasfiye olunacak kredilerin yüzde 20.1’i toptan perakende ticaret sektörüne yüzde 18.4’ü ise tekstil sektörüne aittir.
Şekil.1 Toplam Krediler içinde Takipteki Kredilerin Payı Kaynak: TBB, http://www.tbb.org.tr , erişim tarihi:3.7.2004
Takipteki kredilerde TMSF bankaları 2000 Kasım krizinden itibaren günümüze gelinceye değin Türk Bankacılık Sisteminde sorun olmaya devam etmektedir. Kamu bankaları daha çok etkilenmiştir. 2002 yılında yüzde 49’lara yükselmişken sonraki yıl azalsa da 2000 yılındaki yüzde 12,5 oranını yakalamıştır. Mevduatlara bakıldığında bir önceki döneme göre yüzde 13 artarak 160.812 Trilyon yükselmiştir. TL cinsinden yüzde 36 artarak 81.592 Trilyon TL, Yabancı Para cinsinden yüzde -4 azalarak 79.220 Trilyon TL olmuştur. Toplam mevduat içinde özel sermayeli bankaların payı yüzde1 azalarak yüzde 57’ye düşmüş, kamu sermayeli bankaların payı yüzde 4 artarak yüzde 38’ e yükselmiştir.
Kamu bankalarında çalışan başına mevduat 1.589 milyar TL iken özel bankalarda 1.304 milyar TL , çalışan başına kredi ise kamu bankalarında 335 milyar TL, özel bankalarda ise 655 milyar TL olarak gerçekleşmiştir. Bu ise daha fazla DİBS bulundurmaları, takipteki krediler için daha fazla karşılık ayırmak zorunda kalmalarından kaynaklanmaktadır.
1990-2003 Eylül döneminde mevduatın vade yapısına bakıldığında kısaldığı görülmektedir. Vadesiz mevduat yüzde 35’ ten yüzde 20’ye gerilemiş, 3 aya kadar vadeli mevduat ise yüzde 20’den yüzde 37’ye yükselirken 6 ay ve sonrası mevduatın payı gittikçe azalmıştır. 2003 yılında kamu mevduat bankaları , özel mevduat bankalarına göre daha hızlı büyümüştür. Bir önceki yıla göre kamu bankalarındaki mevduat yüzde 23 artarken , özel bankalardaki mevduat ise yüzde 10 artmıştır.
Şekil.2 Türk Bankacılık Sisteminde Kredi / Mevduat yapısı Kaynak: Mahfi EĞİLMEZ, Mevduat ve Kredi, Radikal Gazetesi, 21.5.2002
Mevduatın krediye dönüş oranı son dört yılda en düşük seviyesindedir. Bankalar topladıkları her yüz Türk lirasının 1999 yılında 42 lirasını kredi olarak dağıtırken 2002 yılında 33 liraya kadar düşmüştür. 2003 Ağustos ayı itibariyle bu oran 34 olarak gerçekleştiği görülmektedir.
1990- 2000 yılları arasında piyasanın riskli olması, sorunlu kredilere ayrılan karşılıkların yetersiz kalması, görev zararları, bankaların karlılığını düşürmüştür. 2002 yılından itibaren sektör yeniden kar etmeye başlamıştır. Ancak sermaye piyasası işlemleri dışarıda tutulduğunda bankalar gerçek faaliyetlerinden kar etmediği görülmektedir.
2003 yılında en fazla kurumlar vergisi ödeyecek ilk 100 kuruluşun 18’i bankalardan oluşmaktadır. Bu bankalar sırası ile Akbank, Ziraat Bankası, Halk Bankasıdır.
3.3. Türk Bankacılık Sisteminde Verimliliğin Ölçümü
Bankaların verimliliğini ölçmek üzere toplam aktifler içinde faaliyet dışı giderlerin payı ile yine toplam aktifler içinde personel giderlerinin payına bakılmıştır.
Tablo.3 Faaliyet Dışı Giderler / Toplam Aktif
Kaynak: Türkiye Bankalar Birliği
Faaliyet Dışı Giderler ; Personel giderleri,kıdem tazminatı, amortisman, kiradan oluşurken Türk bankacılık sisteminde kriz sonrasında hareketlilik düzelmiştir. Türk bankacılık sektöründeki kriz yıllarında aktifler içinde faaliyet giderlerinin payı artmıştır. Bunun nedeni de aktifler içinde ödenmeyen kredilerin artması ve takipteki kredilerin artması olarak gösterilebilir. Kriz yıllarından sonra bu oranda bir düşme devam etmiş ve 2003 yıllında 4,2 kadar gerilemiştir. Bu oran gittikçe azalmakta olduğu ifade edilebilir.
Tablo. 4 Personel Giderleri / Toplam Aktif
Kaynak: Türkiye Bankalar Birliği
Yükseldiğinde verimsiz düştüğünde ise verimli olarak kabul edilen bu orana bakıldığında, Kamu bankalarında yüzde 1.4 iken özel bankalarda 1.5’ e yükselmektedir. Giderlerin yükselmesi kar üzerinde olumsuz etkiler doğurmaktadır.
Türk bankacılık sisteminde kriz yıllarında TMSF’ nin banka sayısına sahiplik sayısı arttıkça giderler artmış ancak kapanan banka ve şube sayıları (173 binlerden 123 binlere düşmesi) ile anılan değerde azalış görülmüştür.
4. SONUÇ
Mevduatlar bankaların yükümlülüğüdür. Bunların önemli bir kısmı kamu kağıtlarına dönüşmesi, yüksek enflasyonla birlikte yüksek kur beklentisinin yanında karşılıklar ve TMSF kesintileri nedeniyle mevduatların düşük kalmasına neden olmuştur. Toplam tasarrufların GSMH daki payı yüzde 20’ ye bile yaklaşamadığı dikkate alınırsa, tasarrufları arttırabilmek için milli gelir arttırılmalıdır.
Bankanın yönetim ve denetimini doğrudan ya da dolaylı olarak tek başına veya birlikte elinde bulunduran ortakların, bankanın emin bir şekilde çalışmasını tehlikeye düşürecek biçimde banka kaynaklarını kurallara, ilke ve teamüllere aykırı olarak ve bankacılık mesleği ile bağdaşmayan bir biçimde doğrudan veya dolaylı olarak kendi lehlerine kullanarak bankayı zarara uğratmışlardır. Risklerin yönetilmesinde hassasiyet gösterilmemiş ve ciddi zararlarla karşılaşılmıştır.
Uzun dönemli büyümenin , kişi başına düşen milli gelirin arttırılabilmesi için nüfus artış hızının düşürülerek işgücü arzının arttırılmaya devam edilmesi gerekir.
Maliyetler çok yüksektir , bankalar mevduat sahibine yüzde 22 verirken krediye dönüşme sürecinde mali yükler kaynak maliyetini yüzde 35’e çıkarmaktadır, çözüm ise BSMV, KKDF ,Damga vergisi, harçlar, gider indirimi azaltılmalıdır. Bankalar halka açılmalıdır ancak Bankacılık Düzenleme Denetleme Kurumu yakın izlemeye aldığı banka hakkındaki bilgileri zaman kaybedilmeden yatırımcılarla paylaşmalıdır, el konulan bankalar küçük yatırımcıların elindeki hisseleri ne olacaktır buna açıklık getirilmelidir. Türk Bankacılık sisteminde kamu bankalarının payının büyük olmasının yanında , diğerlerinin sahipleri ise holdingler olmasıdır, yeni yasama yılına bırakılan bankalar kanununda bu konudaki düzenleme yapılacağı bilinmektedir. Türkiye’de son dönemlerde meydana gelen finansal krizlerin etkisiyle bir çok banka yetersiz risk yönetiminden dolayı karşılaşabileceğinden daha çok risk üstlenmek zorunda kalmıştır bu nedenle risk ve kredi yönetimleri etkinleştirilmelidir.
KAYNAKÇA : AKGÜÇ Öztin(2004), Kamu ve Özel Bankaları Karşılaştırma, Cumhuriyet Gazetesi, Haziran 24 AKGÜÇ Öztin(2004), Bankalarda Verimlik, Cumhuriyet Gazetesi, Temmuz 2 Bankacılık Sektörü Değerlendirme Raporu (2004), Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu, Şubat , Ankara Bankalarımız 2001 , Türkiye Bankalar Birliği,İstanbul, Graphis Matbaacılık,2002 Bankalarımız 2002 , Türkiye Bankalar Birliği, İstanbul, Graphis Matbaacılık 2002 Bankalarımız 2003 , Türkiye Bankalar Birliği, İstanbul, Graphis Matbaacılık, 2004 EĞİLMEZ Mahfi(2002),Mevduat ve Kredi , Radikal gazetesi , 24 Mayıs EĞİLMEZ Mahfi(2004),Borç yükü azalıyor mu ? Radikal gazetesi 20 Şubat EĞİLMEZ Mahfi(2002),Bazı Sayı ve Oranlar, Radikal gazetesi , 8 Eylül Eğilmez Mahfi(2004), Ekonomik Veriler, http://www.mahfiegilmez.nom.tr, erişim tarihi: 3.5.2004 GÜNEŞ Hurşit(2004) Bankalarımız Küçük Değil Cüce! Neden mi? Milliyet Gazetesi ,26 Mart KUMCU Ercan(2004) Bankaların Halka Açılmaları, Hürriyet gazetesi, 7 Nisan KUMCU Ercan(2004) Bankacılıkta Yabancı Sermaye, Hürriyet gazetesi, 6 Mart KARABIYIK Erdem Lale , Türkiye’de Finans Tarihi, Vipaş, 2001 , Bursa SOMÇAĞ Selim (2002 ), Türkiye’nin Ekonomik Krizi: Oluşumu ve Çıkış Yolları Ağustos, http://www.bagimsizsosyalbilimciler.org/Yazilar_Diger/somcagAgu02.doc ,erişim tarihi: 3.6.2004 MANDACI P. Evrim(2003) “T.B.S. nin Taşıdığı Riskler ve Finansal Krizi Aşamada Kullanılan Risk Ölçüm Teknikleri, Dokuz Eylül Üniv. Sosyal Bilimler Dergisi cilt:5, sayı:1 URAS Güngör(2004), Mevduat Kredi Yerine İç Borça Gidiyor, Milliyet Gazetesi, 18 Eylül OKSAY M. Serhan(2004) “Küreselleşen Bankacılık Sektöründe Türk Bankacılık Sisteminin Sorunları ve Gelişimi” Finans- Politik&Ekonomik Yorumlar Nisan , sayı:481 Türkiye Ekonomisi 2003 (2003) ,Türk Sanayicileri İş Adamaları Derneği ,Aralık http://www.tusiad.org, erişim tarihi:3.6.2004 Türk Bankacılık Sektörü(2004) , Türkiye Bankalar Birliği ,Türk Finans Sektörü Raporu Eki, http://www.tbb.org.tr, erişim tarihi: 3.5.2004 TOPRAK Metin, DEMİR Osman (2002), “Türk Bankacılık Sektörü: Sorunlar, Krizler ve Arayışlar” C.Ü. İ.İ.B.F. Dergisi cilt:2, sayı:2 YILDIRIM Oğuz(2004), “T.B.S. de Yeniden Yapılandırma ve Düzenlemeler” Finans- Politik&Ekonomik Yorumlar, Mart ,sayı :480
Ek Tablo: 1 1999-Eylül 2003 Döneminde Banka Değişiklikleri
|
|||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
|