YIL: 8

SAYI: 88

NİSAN 2005

 

 

önceki

yazdır

 

 

 

  Yrd.Doç.Dr. Hicran SEREL

 

 

  

TARIMSAL GÖSTERGELER AÇISINDAN AVRUPA BİRLİĞİ VE TÜRKİYE


GİRİŞ

Türkiye’de tarım uzun yıllar ekonominin en temel sektörü olmuş,ancak son yıllarda sanayi ve hizmetler sektörlerinin ön plana çıkması nedeniyle nispi önemi azalmıştır.Ancak sektörün nispi önemindeki azalmaya rağmen günümüzde Gayri Safi Yurtiçi Hasılanın % 13.1’inin ve toplam işgücünün % 45’inin tarım kaynaklı olduğu dikkate alındığında, ülkemizin değişen dünya konjonktürünün yarattığı çeşitli fırsatlardan yararlanabilmesi açısından bu değerlerin oldukça yüksek olduğu ifade edilebilir.

 

Tarım sektörünün bu yapısı, geçmişte uygulanan tarımsal politikaların izlerini taşımakta ve gerek Gayri Safi Yurtiçi Hasılada gerekse toplam işgücü içinde tarımın payının oldukça yüksek düzeylerde olması diğer tarımsal göstergelere de yansımaktadır.Bu anlamda tarım sektörü yüksek düzeyde gizli işsizin barındığı,verimliliği ve rekabet gücü düşük bir sektör görünümündedir.

 

Dünyada artan nüfusun beslenme ihtiyacının karşılanması ve gıdasal güvenlik açısından stratejik konumda bulunan tarım sektörü, bütün ülkelerde desteklenen bir sektör niteliğindedir.2003 yılında OECD bölgesinde üreticilere verilen destek tutarın 257 milyar $ olduğu dikkate alındığında, tarımsal destek için ayrılan kaynağın büyüklüğü ortaya çıkmaktadır (1). Ancak girdi ve çıktıya bağlı mevcut destekleme yapısından kaynaklanan; yurtiçi üretimin teşvik edilmesi,ticaret çarpıklıkları, tarımsal malların fiyatlarının dünya fiyatlarından kopması,vergi mükelleflerine yüklenen maliyetler ve çevre üzerinde yaratılan olumsuz etkiler nedeniyle rekabetçi satıcıların cezalandırılması gibi sonuçlar birçok ülkede tarıma verilen desteğin etkinliğinin sorgulanmasına yol açmakta ve bu alanda çeşitli reform programları gündeme getirilmektedir.Ayrıca Dünya Ticaret Örgütü  (DTÖ) kuralları (2) nedeniyle gelecekte tarıma verilen desteklerin mevcut boyutlarıyla devam edemeyeceği de görülmektedir.

 

Bu çerçevede değişen uluslar arası koşullar ve ticaret kuralları, ülkeleri tarım sektörleri açısından yeniden düşünmeye ve reformist yaklaşımlar geliştirmeye zorlamaktadır.Ülkemiz açısından bu genel eğilim yanında, 17 Aralık 2004 Brüksel kararları doğrultusunda AB’ne üyelik için  müzakere tarihi alınması da tarım sektörü ile ilgili yaklaşım değişikliğini zorlayan diğer önemli faktördür.Ülkemizin önündeki müzakere sürecinde en sıkıntılı konuların başında tarım sektörünün olduğu yadsınamaz bir gerçektir.

 

Bu çalışmada; bazı tarımsal göstergeler açısından AB üyesi ülkeler ile Türkiye karşılaştırmalı olarak ele alınacak, AB ile ülkemiz arasındaki temel tarımsal farklılıklar ortaya konacak ve bazı önerilerde bulunulacaktır.Karşılaştırmalar yapılırken AB’nin eski üyeleri AB-15  ve 1 Mayıs 2004’de AB’ye yeni üye olan 10 ülke de AB-10 olarak dikkate alınacaktır.Tarımsal göstergeler AB-25 bazında da değerlendirilecektir.Karşılaştırmaların aynı tarih ve tarımsal gösterge tanımları bazında yapılabilmesi amacıyla çalışmanın verileri oluşturulurken, FAO (Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü ) ve Dünya Bankasının 2004 yılında yayınladığı istatistiklerden yararlanılmıştır.

 

 

1- Nüfus,Tarımsal İşgücü ve Tarımsal  GSYİH

 

Türkiye (3) ve AB’nin (4),(5) nüfus, tarımsal işgücü ve tarımsal GSYİH göstergeleri Tablo 1’de verilmiştir.2002 verilerine göre; 379.2 milyon olan AB-15 nüfusu, AB-10 genişlemesi nedeniyle 74.4 milyon artışla toplam 453.6 milyon nüfus (AB-25) değerine ulaşmıştır. 2002 yılı Türkiye nüfusunun 70.3 milyon olduğu dikkate alınırsa, ülkemiz nüfusunun AB-25 nüfus değerinin yaklaşık % 15.4’üne karşılık geldiği görülebilir.Ayrıca ülkemiz nüfusunun AB-10 toplam nüfusuna yakın bir değeri olduğu ve AB-25 içinde en yüksek nüfusa sahip Almanya’nın ardından ikinci sırada yer aldığı ifade edilebilir.

Türkiye’nin nüfus büyüklüğü AB-25 içinde yer alan ve nüfusu 10 milyondan düşük olan Avusturya, Danimarka, Finlandiya, İrlanda, İsveç, Lüksemburg, Estonya, G.Kıbrıs, Letonya, Litvanya, Macaristan, Malta, Slovakya ve Slovenya’dan oluşan 14 ülkenin 57.3 milyon olan toplam nüfusunun da üzerinde yer almaktadır.

AB ülkeleri ve Türkiye’nin gelecek yıllardaki nüfus artış trenleri dikkate alındığında, müzakere sürecinde nüfus olgusunun AB karar mekanizmalarını en çok zorlayacak konuların başında geleceğini söylemek mümkündür.

Bu konuda Tablo 1’de verilen diğer bir gösterge kırsal nüfusun toplam nüfusa oranı ile ilgidir.Kırsal nüfus değeri, ilgili ülkelerin idari olarak kent olarak tanımlanan yöreleri dışında yaşayan nüfusu yansıtmaktadır. Söz konusu oranın AB-15 ortalaması % 22.7, AB-10 ortalaması % 33.3, AB-25 ortalaması % 26.9 ve Türkiye değeri ise % 34 düzeyindedir.Bu değerler ülkemizin tarımsal karakterli nüfusunun oransal olarak AB-10 ülkelerine yakın olduğunu ve AB-25 ülkelerinin de üstünde yer aldığını göstermektedir.

Ortalama değerler açısından ortaya çıkan bu görünüm, kırsal nüfusun toplam nüfusa oranı ülke bazında incelendiğinde farklı bir tabloyu yansıtmaktadır.Buna göre, ilgili oranın yüksekliği açısından Türkiye, AB-25 içinde 7.sırada yer almaktadır.AB-25 içinde bu oranın en yüksek olduğu ülke % 51 ile Slovenya iken en düşük orana sahip ülke de % 3 ile Belçika’dır.

Tablo 1’de ele alınan diğer bir gösterge tarımsal işgücü ile ilgilidir.Tarımsal işgücü; tarım,balıkçılık,ormancılık ve avcılık alanlarında çalışan veya iş arayan ekonomik olarak aktif nüfusu temsil eden bir göstergedir.AB-15 açısından bu değer 7 milyon, AB-10 için 5.8 milyon ve AB-25 için de 12.8 milyon civarındadır.Türkiye’nin tarımsal işgücü değeri AB-25’in de üzerinde olmak üzere 14.6 milyon’dur.Diğer bir ifade ile ülkemizde tarımsal alanda iş arayan ve çalışan ekonomik olarak aktif nüfus değeri tüm AB ülkelerinin üzerinde bir değeri göstermektedir.Bu görünüm, ülkemizin halen bir “tarım” ülkesi olduğunu vurgular düzeyde olumsuz bir görünümdür.AB sürecinde ülkemizde tarımsal alanda yapılması gereken reformların bu alanda yoğunlaşması gerektiği ortadadır.

AB-10 ülkelerinin tamamı tarımsal işgücünün azalış gösterdiği bir  süreçte AB üyesi  olmuşlardır.Bu süreçte Çek Cumhuriyetinin 1999 yılı tarımsal işgücü değeri 484 000 iken 2002’de  442 000’e düşmüştür.Estonya için bu değerler sırasıyla 86 000’den 78 000’e, G.Kıbrıs için 34 000’den 31 000’e,  Letonya için 159 000’den 144 000’e, Litvanya için 228 000’den 200 000’e, Macaristan için 531 000’den 473 000’e, Malta için 3 000’den 2 000’e, Polonya için 4 419 000’den 4 159 000’e, Slovakya için 273 000’den 255 000’e, Slovenya için 22 000’den 16 000’e düşmüştür.Aynı dönemde 1999-2002 ülkemiz değerlerinin 11 540 000’den 14 697 000’e yükseldiği görülmektedir (6).

Tablo 1’de verilen tarımsal işgücünün toplam işgücü içindeki % payı ile ilgili verilere bakıldığında AB-15 ortalamasının % 5.6, AB-10 ortalamasının % 8.3, AB-25 ortalamasının % 7 ve Türkiye değerinin ise % 45 düzeyinde olduğu ortaya çıkmaktadır.

 

 

 

 

 

Tablo 1 :Nüfus,Tarımsal İşgücü ve Tarımsal  GSYİH (2002)

Ülkeler

 

Nüfus

(1000)

Kırsal/Toplam Nüfus

(%)

Tarımsal İşgücü

(1000)

Tarımsal İşgücü/Toplam İşgücü

(%)

Tarımsal GSYİH/Toplam GSYİH

(%)

Almanya

82 414

12

923

2

1.2

Avusturya

8 111

32

176

5

2.2

Belçika

10 296

3

72

2

1.3

Danimarka

5 351

15

102

4

2.6

Fransa

59 850

24

818

3

2.7

Finlandiya

5 197

42

130

5

3.4

Hollanda

16 067

10

234

3

2.7

İngiltere

59 287

11

508

2

1.0

İrlanda

3 911

40

159

10

3.5

İspanya

40 977

22

1 220

7

3.4

İsveç

8 867

17

141

3

1.8

İtalya

57 482

33

1 220

5

2.7

Lüksemburg

447

8

4

2

0.7

Portekiz

10 049

33

609

12

3.7

Yunanistan

10 970

39

753

16

7.4

 

AB-15

 

Toplam

Ortalama

Toplam

Ortalama

Ortalama

379 276

22.7

7 069

5.6

2.9

Çek Cumhuriyeti

10 246

25

442

8

3.8

Estonya

1 338

31

78

11

5.5

G.Kıbrıs

796

30

31

8

4.1

Letonya

2 239

42

144

11

4.7

Litvanya

3 465

31

200

11

7.1

Macaristan

9 923

35

473

10

4.3

Malta

393

9

2

2

2.8

Polonya

38 622

37

4 159

21

3.2

Slovakya

5 398

42

255

9

4.2

Slovenya

1 986

51

16

2

3.1

 

AB-10

 

Toplam

Ortalama

Toplam

Ortalama

Ortalama

74 406

33.3

5 800

8.3

4.2

 

AB-25

 

Toplam

Ortalama

Toplam

Ortalama

Ortalama

453 682

26.9

12 869

7.0

3.3

 

Türkiye

 

70 318

 

34

 

14 697

 

45

 

13.1

 

Kaynak:FAO, Compendium of Food and Agriculture Indicators , 2004  ve World Bank,World Development Indicator,2004’deki verilerden  yararlanılarak düzenlenmiştir.

 

Diğer bir ifade ile Türkiye’de tarımsal işgücünün toplam işgücü içindeki % payının AB-15 ortalamasının 8 katı, AB-10 ortalamasının 5.4 katı ve AB-25 ortalamasının 6.4 katı olduğunu ifade etmek mümkündür.

AB-25 içinde tarımsal işgücünün toplam işgücü içindeki % payının en düşük olduğu ülkeler %2 ile Almanya, Belçika, İngiltere, Lüksemburg, Malta ve Slovenya iken en yüksek orana sahip ülke %21 ile Polonya’dır.

Tablo 1’deki son tarımsal gösterge, tarımsal GSYİH’nın toplam GSYİH içindeki % payını ortaya koymak amacıyla düzenlenmiştir.Buna göre AB-15 ortalamasının % 2.9, AB-10 ortalamasının % 4.2, AB-25 ortalamasının %3.3 ve Türkiye ortalamasının ise % 13.1 olduğu görülmektedir. Türkiye’de tarımsal GSYİH’nın toplam GSYİH içindeki % payının AB-15 ortalamasının 4.5 katı, AB-10 ortalamasının 3.1 katı ve AB-25 ortalamasının 3.9 katı olduğunu ifade etmek mümkündür.

AB-25 tarımsal GSYİH’nın toplam GSYİH içindeki % payının içinde en düşük olduğu ülke % 0.7 ile Lüksemburg iken en yüksek orana sahip ülke % 7.4 ile Yunanistan’dır.

 

2-TARIMSAL ALAN VE GİRDİ KULLANIMI

 

Tablo 2’de Türkiye ve AB ülkeleri açısından tarımsal alan ile ilgili çeşitli göstergelere yer verilmiştir.Tarımsal alan kavramı; ilgili ülkelerdeki bozulmuş ve potansiyel olarak tarım yapılabilecek alanlar dışında kalan ve tarımsal ürün ekilen ve nadasa bırakılan alanlarla otlakları kapsamaktadır.

2002 verilerine göre; 74 125 000 hektar olan AB-15’in toplam tarımsal alanı, AB-10 genişlemesi nedeniyle 28 663 000 hektar artışla toplam 102 788 000 (AB-25) hektar değerine ulaşmıştır. 2002 yılında Türkiye’nin toplam tarımsal alanının 25 938 000 hektar olduğu dikkate alınırsa, ülkemizin toplam tarımsal alanının AB-25 değerinin yaklaşık % 25.2’sine karşılık geldiği görülebilir.Ayrıca ülkemizin toplam tarımsal alanının AB-10 ülkelerinin toplam tarımsal alanına yakın bir değeri olduğu ve AB-25 içinde en yüksek toplam tarımsal alana sahip bulunduğu ortaya çıkmaktadır.

Tarım sektöründe girdi kullanımı ile ilgili bir gösterge tarımsal alan başına kullanılan suni gübre  miktarıdır.Tablo 2’deki veriler incelendiğinde tarımsal alan başına kullanılan suni gübre  miktarı açısından AB-15 ortalaması 210 kg. AB-10 ortalaması 127 kg. ve AB-25 ortalaması ise 160 kg. olarak görülmektedir.Türkiye açısından bu değer 67 kg.’dır.Birim alandan elde edilen tarımsal üretimi arttıran en önemli faktör olan gübre kullanımı yönüyle Türkiye AB’nin oldukça gerisindedir. AB-15 de hektar başına kullanılan gübre Türkiye ortalamasının 3.2 katı,AB-10 da 1.8 katı ve AB-25 de ise 2.3 katıdır.

Tarım sektöründe  makineleşme düzeyi açısından önem taşıyan bir diğer gösterge ise 1000 hektar başına düşen traktör sayısıdır. Bu göstergenin AB-15 ortalaması 111.2 traktör, AB-10 ortalaması 125.7 traktör ve AB-25 ortalaması ise 117 traktör’dür. Türkiye açısından bu değer 37.4 düzeyindedir.Birim alandan elde edilen tarımsal üretimi arttıran diğer önemli bir faktör olan traktör  kullanımı yönüyle Türkiye, tarımda makineleşme açısından oldukça mesafe almasına rağmen  AB’nin  gerisindedir. AB-15 de 1000 hektar başına kullanılan traktör, Türkiye ortalamasının 2.9 katı, AB-10 da 3.3 katı ve AB-25 de ise 3.1 katı düzeyindedir.

1000 hektar başına düşen biçer-döver sayısının AB-15 ortalaması 16.7, AB-10 ortalaması 10.8  ve AB-25 ortalaması ise 14.1  olarak görülmektedir.Türkiye açısından bu değer 1000 hektar başına 0.4 biçer-döver’dir. AB-25 de 1000 hektar başına kullanılan biçer-döver ülkemiz ortalamasının 35.2 katıdır.

Tablo 2’deki veriler açısından Türkiye AB ülkeleriyle karşılaştırıldığında tarımsal alan büyüklüğünde 1.sırada yer alan ancak verimliliği etkileyen girdi kullanımı göstergeleri dikkate alındığında oldukça geride yer alan bir konumdadır.

 

 

 

Tablo 2 :TARIMSAL ALAN VE GİRDİ KULLANIMI (2002)

Ülkeler

 

Toplam Alan

(1000 hektar)

Tarımsal Alan

(1000 hektar)

Biçerdöver (sayı) / Tarımsal Alan (1000 hektar)

Suni gübre (kg) / Tarımsal Alan (1000 hektar)

Traktör (sayı) / Tarımsal Alan (1000 hektar)

Almanya

34 895

11 791

11.4

220

80.1

Avusturya

8 273

1 391

67.9

150

237.2

Belçika

3 023

755

----

----

127.2

Danimarka

4 243

2 276

4.2

130

54.0

Fransa

55 010

18 449

10.8

215

68.5

Finlandiya

30 459

2 200

17.2

133

88.2

Hollanda

3 388

916

40.9

367

163.2

İngiltere

24 088

5 753

27.2

313

86.9

İrlanda

6 889

1 121

6.6

524

138.3

İspanya

49 944

13 738

3.7

157

68.9

İsveç

41 162

2 679

14.9

100

61.6

İtalya

29 411

8 287

6.2

173

200.3

Lüksemburg

259

62

----

---

117.4

Portekiz

9 150

1 990

1.7

104

84.9

Yunanistan

12 890

2 717

5.1

149

92.0

 

AB-15

Toplam

Toplam

Ortalama

Ortalama

Ortalama

313 084

74 125

16.7

210

111.2

Çek Cumh.

7 728

3 069

2.1

120

30.8

Estonya

4 239

614

10.9

44

85.4

G.Kıbrıs

924

72

9.2

214

238.2

Letonya

6 205

1 832

3.2

27

30.8

Litvanya

6 268

2 930

2.7

66

34.9

Macaristan

9 210

4 614

0.9

109

24.6

Malta

32

9

39.8

78

55.6

Polonya

30 629

13 922

8.8

109

98.0

Slovakya

4 808

1 433

2.7

87

15.4

Slovenya

2 012

168

27.8

416

643.8

 

AB-10

Toplam

Toplam

Ortalama

Ortalama

Ortalama

72 055

28 663

10.8

127

125.7

 

AB-25

Toplam

Toplam

Ortalama

Ortalama

Ortalama

385 139

102 788

14.1

160

117

 

Türkiye

 

76 963

 

25 938

 

0.4

 

67

 

37.4

 

Kaynak: FAO, Compendium of Food and Agriculture Indicators , 2004  ve World Bank,World Development Indicator,2004’deki verilerden  yararlanılarak düzenlenmiştir.

 

 

3-TARIMSAL ÜRÜN İHRACAT VE İTHALATI

 

Tablo 3, AB ülkeleri ve Türkiye’nin tarımsal ürünler alanındaki dış ticaret büyüklükleri ile ilgili olarak düzenlenmiştir.Bu açıdan bakıldığında 2002 verilerine göre AB-15’in tarımsal ürün ihracatı 188.9 milyar $, AB-10’un 9.4 milyar $ ve AB-25’in 198.4 milyar $ düzeyindedir.

Aynı yıl ülkemizin tarımsal ürün ihracatı ise 3.4 milyar $ olarak gerçekleşmiştir.Bu değer AB-25 toplam ihracat değerinin yaklaşık % 1.7’sine karşılık gelmektedir. Türkiye  AB-25 ile birlikte değerlendirildiğinde en yüksek tarımsal ürün ihraç eden 11.ülke durumundadır.

Tarımsal ürün ihracatının toplam ihracat içindeki % payı açısından bakıldığında ise AB-15 ortalamasının % 8.8, AB-10 ortalamasının % 8.9 ve AB-25 ortalamasının da % 8.9 düzeyinde olduğu görülür.Türkiye açısından bu değer % 9.7 dir ve AB ortalamalarının üzerindedir.

AB-25 içinde Tarımsal ürün ihracatının toplam ihracat içindeki % payı en yüksek ülke % 28.9 ile G.Kıbrıs iken bu oranın en düşük olduğu ülke ise  % 2.5 ile Finlandiya’dır.

Karşılaştırmaya ithalat değerleri açısından bakıldığında ise AB-15’in tarımsal ürün ithalatı 191.5 milyar $, AB-10’un 11.6 milyar $ ve AB-25’in 203.2 milyar $ düzeyindedir.Aynı yıl ülkemizin tarımsal ürün ithalatı ise 3 milyar $ olarak gerçekleşmiştir.Bu değer AB-25 toplam ithalat değerinin yaklaşık % 1.4’üne karşılık gelmektedir.Türkiye AB-25 ile birlikte değerlendirildiğinde en yüksek  tarımsal ürün ithal eden 15.ülke durumundadır.

Tarımsal ürün ithalatının toplam ithalat içindeki % payında ,AB-15 ortalaması % 8.3, AB-10 ortalaması % 9.1 ve AB-25 ortalaması da % 8.6 düzeyindedir. Türkiye açısından bu değer % 5.9’dur ve AB ortalamalarının altında yer almaktadır.

AB-25 içinde Tarımsal ürün ithalatının toplam ithalat içindeki % payı en yüksek ülke % 21.1 ile Letonya iken bu oranın en düşük olduğu ülke ise  % 3.4 ile Macaristan’dır.

AB-25 içinde Almanya, Avusturya, Finlandiya, İngiltere, İsveç, İtalya, Lüksemburg, Portekiz,Yunanistan,Çek Cumhuriyeti, Estonya, G.Kıbrıs,Letonya,Litvanya, Malta, Slovenya, Polonya ve Slovakya tarımsal ürünler dış ticaretinde açık vermekte iken Belçika,Danimarka,Fransa,Hollanda,İrlanda,İspanya ve Macaristan fazla vermektedir.

AB-25 içinde  tarımsal ürünler dış ticaretinde en büyük açığı 14.4 milyar $ ile İngiltere verirken en yüksek fazlayı veren ülke de 13 milyar $ ile Hollanda’dır.

Tarımsal ürün ihracatı ve ithalatı ile ilgili bu göstergeler, ülkemizin tarımsal ürünler  dış ticaretinde fazla verdiğini göstermektedir. Tarımsal ürünler dış ticaretinde  AB-15  2.6 milyar $,AB-10 2.1 milyar $ olmak üzere AB-25 toplam 4.7 milyar $ açık vermektedir.Türkiye için bu değer 405 milyon $ fazlayı göstermektedir.

 

Tablo 3 :TARIMSAL ÜRÜN İHRACATI VE İTHALATI (2002)

Ülkeler

Tarımsal Ürün ihracatı

(milyon $)

Tarımsal Ürün ihracatı/Toplam ihracat (%)

 

Tarımsal Ürün ithalatı

(milyon $)

Tarımsal Ürün ithalatı/Toplam ithalat (%)

 

Tarımsal ticaret dengesi

(ihracat-ithalat)

Almanya

26 351

4.3

36 857

7.4

-10 506

Avusturya

4 167

5.3

4 973

6.3

-805

Belçika

18 738

8.7

16 222

8.2

2 516

Danimarka

9 790

17.1

4 995

10.1

4 795

Fransa

34 518

10.4

25 261

7.6

9 257

Finlandiya

1 156

2.5

2 034

5.9

-878

Hollanda

32 516

13.3

19 473

8.8

13 043

İngiltere

14 655

5.2

29 148

8.4

-14 492

İrlanda

6 136

6.9

3 785

7.2

2 351

İspanya

16 452

13.8

12 953

8.2

3 498

İsveç

2 236

2.7

4 641

6.9

- 2 377

İtalya

17 453

6.9

22 191

9.1

- 4 737

Lüksemburg

568

5.5

1 124

8.5

-556

Portekiz

1 668

6.5

4 147

10.7

-2 478

Yunanistan

2 517

24.3

3 774

12.0

- 1 257

 

AB-15

Toplam

Ortalama

Toplam

Ortalama

Toplam

188 921

8.8

191 578

8.3

-2 626

Çek Cumh.

1 375

3.5

2 220

5.4

-845

Estonya

397

9.1

695

11.8

-298

G.Kıbrıs

243

28.9

487

11.9

-243

Letonya

265

11.6

853

21.1

-588

Litvanya

543

9.8

632

8.2

-89

Macaristan

2 634

7.6

1 285

3.4

1 349

Malta

89

4.1

298

10.4

-209

Polonya

3 014

7.3

3 470

6.2

-455

Slovakya

528

3.6

969

5.8

-440

Slovenya

401

3.8

732

6.7

-331

 

AB-10

Toplam

Ortalama

Toplam

Ortalama

Toplam

9 489

8.9

11 641

9.1

-2 149

 

AB-25

Toplam

Ortalama

Toplam

Ortalama

Toplam

198 410

8.9

203 219

8.6

-4 775

 

Türkiye

 

3 476

 

9.7

 

3 070

 

5.9

 

405

 

Kaynak: FAO, Compendium of Food and Agriculture Indicators , 2004  ve World Bank,World Development Indicator,2004’deki verilerden  yararlanılarak düzenlenmiştir.

 

Sonuç

Türkiye’nin AB’ne üyeliği ile ilgili müzakere sürecinde en sıkıntılı konuların başında gelen Tarım sektörü, çalışmamızda 15 temel  tarımsal gösterge çerçevesinde AB verileri ile karşılaştırmalı olarak ele alınmıştır. Avrupa Birliği ülkeleri AB-15, AB-10 ve AB-25 şeklinde sınıflandırılmış ve yolla AB’ye yeni katılan ülkelerin verileriyle de bir karşılaştırma yapılması mümkün olmuştur.Bu karşılaştırmalara göre;

 

·        Ülkemiz nüfusu AB-25 nüfus değerinin yaklaşık % 15.4’üne karşılık gelmektedir.Ayrıca ülkemiz nüfusu birliğe yeni katılan AB-10 toplam nüfusuna yakın bir değere sahiptir ve AB-25 içinde en yüksek nüfusa sahip Almanya’nın ardından ikinci sırada yer almaktadır.

 

·        Ülkemizin tarımsal karakterli nüfusunun toplam nüfus içindeki payı (%34) , AB-10 (% 33.3) ülkelerine yakındır ve AB-25 (% 26.9) ülkelerinin de üstünde yer almaktadır.

 

·        Türkiye’nin tarımsal işgücü değeri AB-25’in (12.8 milyon) de üzerinde olmak üzere 14.6 milyon’dur. Diğer bir ifade ile ülkemizde tarımsal alanda iş arayan ve çalışan ekonomik olarak aktif nüfus değeri tüm AB ülkelerinin üzerindedir. Bu durum, ülkemiz açısından olumsuz bir görünüme işaret etmektedir.

 

·        Tarımsal işgücünün toplam işgücü içindeki % payı ile ilgili verilerden çıkan sonuç ise, AB-15 ortalamasının % 5.6, AB-10 ortalamasının % 8.3, AB-25 ortalamasının % 7 ve Türkiye değerinin ise % 45 düzeyinde olduğunu ortaya çıkarmaktadır.

 

·        Tarımsal GSYİH’nın toplam GSYİH içindeki % payı gösterge olarak alındığında, AB-15 ortalamasının % 2.9, AB-10 ortalamasının % 4.2, AB-25 ortalamasının %3.3 ve Türkiye ortalamasının ise % 13.1 olduğu sonucu ortaya çıkmaktadır.

 

·        Ülkemizin toplam tarımsal alanının 25 938 000 hektar olduğu dikkate alınırsa, toplam tarımsal alanının AB-25 değerinin yaklaşık % 25.2’sine karşılık geldiği görülebilir.Ayrıca ülkemizin toplam tarımsal alanının AB-10 ülkelerinin toplam tarımsal alanına yakın bir değeri olduğu ve AB-25 içinde en yüksek toplam tarımsal alana sahip olduğumuzu vurgulamak mümkündür.

 

·        Tarımsal alandan elde edilen üretimi (verimi) arttıran en önemli faktör olan gübre kullanımında Türkiye AB’nin oldukça gerisindedir. AB-15 de hektar başına kullanılan gübre Türkiye ortalamasının 3.2 katı, AB-10 da 1.8 katı ve AB-25 de ise 2.3 katıdır.

 

·        Türkiye tarımda makineleşme açısından oldukça mesafe almasına rağmen  AB’nin  gerisindedir. AB-15 de 1000 hektar başına kullanılan traktör, Türkiye ortalamasının 2.9 katı, AB-10 da 3.3 katı ve AB-25 de ise 3.1 katı düzeyindedir.Yine AB-25 de 1000 hektar başına kullanılan biçer-döver ülkemiz ortalamasının 35.2 katıdır.

 

·        Karşılaştırma tarımsal ürünlerin dış ticareti açısından yapıldığında Türkiye’nin tarımsal ürün ihracatı, AB-25 toplam ihracat değerinin yaklaşık % 1.7’si düzeyindedir.Türkiye AB-25 içinde değerlendirildiğinde en çok tarımsal ürün ihraç eden 11.ülke durumundadır.Aynı değerlendirmeyi ithalat açısından yaptığımızda ise, Türkiye’nin tarımsal ürün ithalatının, AB-25 toplam ithalat değerinin yaklaşık % 1.4’üne karşılık geldiği ve AB-25 içinde en çok  tarımsal ürün ithal eden 15.ülke durumunda olduğu görülmektedir.

 

·        Tarımsal ürün ihracatı ve ithalatı ile ilgili olarak AB-25 açık verirken, ülkemizin tarımsal ürünler  dış ticaretinde fazla verdiği görülmektedir.

 

Bu temel saptamalar dikkate alındığında Tarımsal alanda Türkiye açısından en önemli sorun kırsal nüfus ve tarımsal işgücü değerlerinin azaltılması zorunluluğu ile ilgilidir(7).Tarımsal nüfus ve tarımsal işgücü değerlerinin AB-25 düzeylerine çekilmesi kısa sürede gerçekleşmesi çok zor bir durum olarak görünmektedir.Ancak bu zor konuda ülkemizde  (örneğin 2010 ve 2015 yılları için) gerçekçi hedefler konmalı ve tüm reform çabalarında bu hedefler temel parametre olarak dikkate alınmalıdır.

 

Nüfusun kırsal-kentsel dağılımında büyük bir değişimi gerektiren bu süreçte kırsal kesimden kentsel kesime sağlıklı bir nüfus transferi gerçekleştirebilmek için kentsel alanlardaki istihdam olanakları büyük önem taşır.Bu noktada ekonomide  istihdam yaratacak bir büyüme sürecini garanti altına alacak tüm makro ve mikro politikaların dikkatli bir şekilde tasarlanması gerekecektir. Tarımsal nüfus ile işgücü değerlerini aşağıya çeken ve AB’ye yeni katılan 10 ülkenin deneyimleri yakından incelenmelidir.

 

AB’nin bu alana yönelik destekleri ve yönlendirme programları da yakından izlenmeli AB’nin en eski ve kapsamlı ortak politikası olan Ortak Tarım Politikasının (8) ülkemiz tarım sektörü açısından ne anlama geldiği tarım sektörü üreticilerine açıkça anlatılmalıdır.

 

Tarımda destek sisteminin verimi,ürün kalitesi,bölgesel özellikleri ve  arazi toplulaşmasını teşvik eden bir temelde Dünya Ticaret Örgütü kurallarına göre yenilenmesi için her türlü önlem alınmalıdır.Türk tarım sektörü çalışmada ortaya konulan yapısıyla AB ile tarımsal anlamda bir entegrasyondan uzak görünmektedir.Bu durum ülkemizde tarımsal alanda yapılması gereken reformlara gecikmeden başlanılması zorunluluğunu ortaya koymaktadır.

 

 


KAYNAKÇA

1- OECD, Agricultural Policies in OECD Countries: At a Glance , 2004

2- www.wto.org (07.03.2005)

3-www.die.gov.tr (04.03.2005)

4-FAO, Compendium of Food and Agriculture Indicators , 2004

5-World Bank, World Development Indicator,2004

6-www.fao.org (07.03.2005) , Statistical Database

7-European Commission Directorate-General for Agriculture, Agricultural Situation in the Candidate Countries Country Report :Turkey , November 2003

8-www.europa.eu.int/comm/agriculture/ (01.03.2005)