YIL: 8

SAYI: 93

EYLÜL 2005

 

 

önceki

yazdır

     

Dr. Ahmet FİDAN

 

 

  

YEREL KAYNAK KULLANIMI AÇISINDAN FINDIK FİYATLARI, BORSASI, MEVSİMLİK İŞÇİLERİ, MEVSİMLİK İŞÇİ SERVİSİ VE ÜCRETLERİ ÜZERİNE TOPLU BİR İNCELEME


Özet

Bazı mal ve hizmetler tam anlamıyla yerel gibi görülse de bu mal ve hizmetlerin yayıldığı  alan ve dışsallıkları ulusal hatta uluslar arası bir durum ve/ veya önem taşımaktadır.

Fındık üretiminde de başlı başına yerel bağlamda bir durum görülürken Ordu-Giresun, Doğu Karadeniz bölgesi, Karadeniz bölgesi Türkiye gibi (bir bir anlamda endemik) mekansal odaklama ile karşılaşmaktayız. Bu durumu anormal hale getiren ise söz konusu ürünün dünya üretiminin % 75 ininin Türkiye’de yapılması ve ulusal ve stratejik bir öneme sahip olmasıdır.

Böylesi stratejik bir ürünün fiyat politikalarının belirlenmesi, mevsimlik fındık işçilerinin yerel bağlamda barınma ve ücretlerinin belirlenmesi, tanıtım için dünya üzerinde etkili bir kamuoyu ve / veya lobi yapılması için bu ürünün borsasının  acilen Türkiye’de kurulması gerektirmektedir. Bu makale de genel olarak bu sorunları ve çözüm önerilerini içermektedir.

 

Anahtar kelimeler: fındık, yerel kaynak kullanımı, fındık borsası, fındık üretimi, mevsimlik işçi ücreti

 

“Gelin fındığımızı kendimiz işleyelim ve mamul madde olarak ihraç edelim.
Bu ülke bu topraklar bizim, bu insanlar bizim. Sahip çıkalım.”

 

Giriş

Fındık üretiminin dünyada % 75 lik kısmı Türkiye’de gerçekleştirilirken, Türkiye’de de % 100’e yakın bir oranla Karadeniz Bölgesinde yetişmektedir. Bu oran Karadeniz Bölgesinde de % 54 oranında Orta Karadeniz Bölgesinde yetişmektedir. Orta Karadeniz içinde ele aldığımızda da yine ağırlıklı bir üretim alanının en başta (birbirine komşu) Ordu ve Giresun’da noktalandığı görülmektedir.

Kısaca hayli dar bir alanda noktalanan yerel bağlamda yetişen fındık ulusal hatta uluslar arası platformda iddialı bir tarım ürünüdür.

Hal bu olmasına rağmen uluslar arası platformda birinci sırada olmamızın yanında yerelde de bu denli güçlü kümelenen ürünümüzün borsası da tam tersine en ilgisiz bir coğrafyada yapılanmıştır.

Fındık borsasının Türkiye’de kurulmamış veya oluşmamış olması fiyat belirleme süreçlerinde olsun ürünün ikame pazarlama politikalarında olsun ihracat kotalarında olsun kendini ciddi anlamda göstermektedir.

Dünya çapında stratejik olan bu ürünümüzün borsasının bu güne kadar kurulmamış olması da gerek yerel otoriteleri gerek ulusal politika belirleyicileri bu konuda yapılması gerekenin yapılmaması noktasında töhmet altında bırakmaktadır.

Söz konusu ürünümüzle ilgili ortaya atılan Aflatoksin İddiaları da yer yer Karalama boyutuna varmış ve bu konuda borsanın ülkemizde bulunmaması dolayısıyla savunma ve etkili ve bilimsel tepkilerin verilmesi de desteksiz kalmıştır.

Yine böylesi stratejik öneme sahip ürünümüzün yetiştiği bölgenin insanları bu avantajdan ciddi olarak yararlanamamış durumdadır. Bu durum en başta söz konusu ürünün hammadde olarak belki de en iyi bakışla ara mamul madde olarak ihraç edilmesinden kaynaklanmaktadır.

Fındık fiyatları da bu seneye kadar maliyet ve satış tutarı bağlamında tatminkar görülmemiştir. Tabi bunda geçen yılın rekoltesindeki düşüklük te etkilidir. Zaten bu yıl fiyatlar tatminkar bir oranda açıklanmamış olsaydı alternatif başkaca geçim kaynakları olmayan Karadeniz, özellikle Doğu Karadeniz insanının sosyal dokusu zedelenecek ve bölge insanları zor durumda kalacaklardı. Yereldeki bu durum makro ölçekte bütün bir ulusa yansıyacaktı.

1. FINDIK ÜRETİMİ

Fındık, yedi önemli sert kabuklu meyve türü arasında yaklaşık %21 oranındaki payı ile dünya üretiminde ikinci sırada yer alması (Çizelge 1) ve 600.000 – 650.000 Ton arasında gerçekleşen tüketimiyle dünya ölçeğinde önemli, ekonomik bir üründür. Dünya fındık üretimi ve ihracatında Türkiye’nin lider ülke olması bu ürünün Ülkemiz için ne denli önemli olduğunu bir kat daha artırmaktadır. Türkiye’ye ilave olarak diğer önemli fındık üreticisi ülkeler ise, İtalya, ABD, İspanya, Gürcistan ve Azerbaycan’dır.

Tablo 1: Önemli sert kabuklu meyvelerin 2002 yılı verilerine göre dünya üretimi ve payları.

SERT ÇEKİRDEKLİ mEYVELER

Dünya Üretimi (1000 T)

Payı(%)

Badem

1.320,0

33,7

Fındık

806,8

20,6

Ceviz

680,9

17,4

Mahun Cevizi

546,6

13,9

Antep Fıstığı

414,1

10,6

Pikan Cevizi

104,7

2,7

Macademinas

47,1

1,2

TOPLAM

3.920

100

Kaynak: The Cracker, Mayıs 2003

Dünyadaki üretim oranlarımız da yine yerel bağlamda noktalanan bu ürünümüzün uluslar arası bazdaki ağırlığını ortaya koymaktadır.

Tablo 2: Türkiye ve Dünyada fındık üretimi

Yıllar

Türkiye

Diğer Ülkeler

Toplam

1990

375.000

185.757

560.757

1991

380.000

206.229

586.229

1992

530.000

205.060

735.060

1993

300.000

179.013

479.013

1994

600.000

206.869

806.869

1995

435.000

206.902

641.902

1996

464.000

184.541

648.541

1997

470.000

203.922

673.922

1998

582.000

196.297

778.297

1999

546.000

241.260

787.260

2000

475.000

190.560

665.560

2001

570.000

210.835

780.835

2002

620.000

165.000

785.000

2003

450.000

170.000

620.000

2004

400.000

190.000

590.000

Kaynak: Fiskobirlik

Sağlık ve ekstra enerji deposu olan fındık ülkemizde genel olarak iki ana türde yetişmektedir. Bunlar Giresun Kalite ve Levant Kalite fındıklardır.

Giresun Kalite fındık, Giresun ilinin tamamında yetiştirilen tombul fındıklar ile az çok Giresun kalitesi özelliği taşıyan Trabzon ilinin Beşikdüzü, Vakfıkebir, Çarşıbaşı ve Akçaabat ilçelerinde yetiştirilen tombul fındıklardır. Dünyanın en üstün özellikli fındıklarıdır. Dünyadaki fındık çeşitleri içinde en yüksek oranda zar atan fındıktır.

Levant Kalite fındık ise, Giresun kalite fındığın üretim bölgesi dışında kalan bölgelerde üretilen tüm fındıklara verilen ortak isimdir. Yetiştirildiği yere göre Levant Akçakoca, Levant Ordu, Levant Trabzon ve Levant Samsun olarak isimlendirilen bu fındıklar Giresun kalite fındıklardan daha az yağ oranı içermesine rağmen diğer ülkelerde yetiştirilen fındıklardan genellikle daha yüksek yağ oranına sahip olup, tat bakımından da üstün niteliktedirler.

Kabuklu fındıklar ise, yuvarlak, sivri badem fındıklar olarak guruplanır. İç fındıklar ise üç standart olarak gruplandırılır. Bu standartlar çap ölçüsüne göre yapılır. İşlenmiş fındıklar ise beyazlatılmış, kavrulmuş, kıyılmış, dilinmiş, öğütülmüş, ezilmiş, pürelenmiş, yağda kavrulmuş işlenmiş fındıklar olarak gruplanmaktadır.

Türk fındıkları genellikle Ağustos başı ile Ağustos sonu arasında, bahçenin bulunduğu yerin yüksekliğine göre olgunlaşır. Zamanında hasat fındık dallarının silkelenmesiyle yere düşen zuruflu (kavşaklı) fındıkların yerden toplanmasıyla yapılmaktadır. Diğer bir hasat şekli ise dallardan tek tek toplanarak yapılandır. Fındığın en zahmetli işçiliği bahçeden toplanması aşamasıdır.

Fındık üretiminin dünyada % 75 lik kısmı Türkiye’de gerçekleştirilirken, Türkiye’de de % 100’e yakın bir oranla Karadeniz Bölgesinde yetişmektedir. Bu oran Karadeniz Bölgesinde de % 54 oranında Orta Karadeniz Bölgesinde yetişmektedir.

Kısaca hayli dar bir alanda noktalanan yerel bağlamda yetişen fındık ulusal ve özellikle de  uluslar arası platformda iddialı bir tarım ürünüdür.

Tablo 3: Fındık üretiminin illere göre dağılımı.

İLLER

ALANI (2004 Yılı)

ÜRETİMİ (*)

Hektar

%

Ton

%

Sakarya

80.100

14,0

87.255

16,1

Düzce

66.200

11,6

88.895

16,4

Zonguldak

17.200

3,0

14.980

2,8

Bartın

6.100

1,1

2.820

0,5

Samsun

62.700

5,0

46.180

8,5

Ordu

175.000

30,6

142.870

26,3

Giresun

102.600

17,9

96.250

17,7

Trabzon

55.700

9,7

59.265

10,9

Rize

1.900

0,3

1.430

0,3

Artvin

4.500

0,8

3.055

0,6

G.TOPLAM

572.000

100,0

543.000

100,0

Kaynak: Fiskobirlik         (*): 1994-2003 yılları ortalaması

2. FINDIK FİYATLARI ve TALEP ESNEKLİĞİ

2005 yılı Ağustos ayında açıklanmış olan fındık fiyatları tabir caizse ne İsayı ne Musayı memnun etmiştir. Böylesi bir durum daha önce 54. Cumhuriyet Hükümeti (Refahyol hükümeti) zamanında kamu personel maaşlarında da olmuştu. İşçi ve memur maaşlarında hatırı sayılır bir artış olmuştu da bu artışa neredeyse hükümet çok zam yaptı diye işçi ve memurlar itiraz edecekti. Sanayi odalarından işveren sendikalarından bazı sivil toplum örgütlerinden ciddi tepki gelmişti. Hatta tarih boyunca işçinin yanında olan medya bile işçilere çok zam verildi diye itiraz etmişlerdi. Bu olayın bir benzeri de fındık fiyatları konusunda yaşanmıştır.

İhracatçılar  nedense elde bulunan fındığın ihraç edilmesinin, ülke içi ve ülke dışında tüketim pastasının büyütülmesiyle uğraşmak yerine kestirmeden “al ucuza ver ucuza gerisini merak etme” mantığı veya kolaycılığını tercih etmektedir.

Oysa ki Pazar payının büyütülmesinden bahsetmemekteyiz (zaten ülkemiz pazar payında dünya tekeli/monopolü durumundadır) Esas odaklandığımız konu fındık tüketimi oranı ya da pastanın bizzat kendisinin büyütülmesi konusudur.

Fındık fiyatları, FİSKOBİRLİK tarafından Giresun Kalite kabuklu fındık için brüt olarak  7.45 YTL, net 6.7 YTL, Levant kalite kabuklu fındık için de brüt 7.5 YTL, net 6.34, kabuklu kara fındık için brüt 6.9 YTL, net 6.2 YTL olarak  açıklanmıştı. Net fiyatlar Levant tipi Tombul Fındık 6,10-  6,00 YTL, Giresun Kalite fındık, 6,25 - 6,10, sivri Fındık ise, 5,95 - 5,85 YTL arasında.

 

Belirlenen bu oran çok makul/tatminkar bir fiyattır. Fındık üretimi maliyeti açısından bakıldığında muhtemelen bu fiyat bir iki derece daha düşüktür. Bu artış oranı üretim maliyetleri açısından bakıldığında katlanılabilir bir fiyata ulaştığında şiddetle ve kesinlikle durdurulmalıdır. Aksi takdirde her yıl artması beklenilen fiyat makro ekonomik göstergelerden enflasyonist bir etki doğurur bu da devlet mekanizmasının yeni bir para ve maliye politikası belirlemesine yol açar. Bu bağlamda her ürünün ister tarım ürünü olsun ister sanayi hammaddesi olsun her yıl fiyatının artmasını beklemek  siyasal iktidarın hali hazırdaki para politikasını baltalayacaktır.

Açıklanan bu fiyatlar, zamanla gerçek değerini bulacaktır. Fındık arzının yüksek, fiyatların da yüksek olması durumunda reel piyasa bu fiyatı aşağı düşürecektir. Fındık arzı düşük, fiyat yüksekse belirlenen fiyat piyasada tutunacaktır. Belirlenen fiyat fındık arzına göre düşükse de zamanla reel piyasada fiyat yükselecektir. Bu sene için bu durum 548 bin ton olarak beklenen rekolteye göre diğer şartlar veri iken (Pazar ve pastada bir artış olmadığı sürece) çok az miktarda aşağı düşebilir. Ancak kanımızca piyasa bu fiyatı korumak isteyecektir. Hükümet, ihracatçı ve sanayici de  bu fiyatı destekleyici politikalar içine şiddetle girmeli ve fındık tüketim pastasını artırıcı çalışmalar yeniden başlatılmalıdır. Şu an bir kaynağa göre 90 civarında ülkeye ihraç yapılmaktadır Diğer bir kaynağa göre ise, 89 farklı ülkeye ihraç yapılmaktadır. Ancak bu ihraç oranlarını çoğunu Avrupa Ülkeleri almaktadır. Diğer ülkelere yapılan ihracatın artırılması yönünde çok daha fazla çalışma yapılması gerekmektedir. Aksi takdirde bütünleşme sürecindeki Avrupa bizim tekel olduğumuz üretim alanında yine tekel tüketici olarak karşımıza çıkar ki bu durumda üretici üstünlüğümüz ortadan kalkar.

KTÜ Maliye ABD Öğr. Üyesi Prof. Dr. Ahmet ULUSOY da belirlenen bu fiyatlar için CNN Türk’ te şu değerlendirmeleri yapmıştır.

"Bu fiyat ihracat fiyatlarının da artmasına ve toplam ihracat gelirlerinin 2 milyar doların üzerine çıkmasına neden olacaktır. Yüksek olarak kabul edilebilecek bu fiyat ihracatçıları biraz tedirgin etmiş olabilir, fiyatları çok düşürdüğümüz 2000'li yılların başında fındık ihracat gelirlerimizin 600 milyon doları aşmadığını dikkate alırsak, fındığın talep esnekliğinin düşük olduğu gerçeğine ulaşmış oluruz.

Fındık fiyatını düşük tutmanın bir kazanç sağlamadığını, dolayısıyla fındık fiyatının düşük tutmanın ülkeye fazla bir getiri sağlamayacağını kronoloji içinde biraz geriye doğru baktığımızda rahatça görebilmekteyiz.

Hasılı bu konuda sanayiciye, ihracatçıya ve en başta da hükümete verdikleri fiyatın arkasında durarak fındık tüketim pastasının yeni pazarlar bularak artırmaları görevi düşmektedir. Aksi takdirde fiyatların biraz kırılması beklenmektedir.

3. FINDIK FİYATLARININ SOSYAL ETKİLERİ

Açıklanan bu fiyatlar üreticide açıkça bir rahatlama hissettirecek ve üreticilerimiz ekonomik olarak biraz açılacaktır. Bu noktada elindeki fındığı oluşan fiyata göre satmayan üretici geciken zamanda daha da düşük bir fiyata satabilecektir. Bu da ciddi ekonomik zorluklar doğuracaktır.

Üreticilerimizi bu konuda ellerinde bulunan ürünlerini oluşan sıcak fiyat üzerine hemen çıkarmalarını öneririz.

Bunun yanında yine belirlenen fiyatlara güvenerek harcama yapan hasat ve harman ve pazarlama süresini geciktiren üreticilerimiz beklenen fiyattan ürünlerini satamayınca zorlanacak ve belki de gelecek seneki fındığa borçlanacaktır. Umarız bu tür hadiseler hiç olmaz.

Yalnız burada şu paradoksu atlamamak gerekir. Üreticilerimizin elindeki fındığı hemen pazara indirmesi ve bu konuda emsalleriyle oluşacak birikimin veya şoklanmış arzın da fiyatların düşmesine neden olabilmesi muhtemeldir. Piyasanın oluşumuna göre üreticilerimiz gereğini yapacaklardır.

4. FINDIK BORSASI KONUSUNDAKİ GECİKMENİN TELAFİSİ

İktidar sahiplerinin öncelikli görevlerinden birisi de utanç duyduğumuz fındık borsasına el atmalarıdır. Ben bir Karadenizli olarak dünya fındık yetiştirme alanları olarak payın % 85 ini elinde bulunduran, buna karşılık yine dünya üretim miktarının % 75 ini elinde tutan bir ülkenin fındık borsasını kendi ülkesinde kuramamış olmasından utanç duyuyorum. Ayrıca pazar payının geri kalan % 25 lik kısmı tek bir ülkede toplanmamaktadır. Bu konuda ülkemiz üretimde Pazar payının % 75 lik oranını tek başına elinde tutmaktadır.

Bir mal veya hizmetin borsasının o mal veya hizmetin sunulduğu yerde olmasından daha doğal ve gerekli bir durum yoktur. İnsan ihtiyaçlarının giderilmesi en etkin ve verimli yerel bazda gerçekleştiği gibi ürünlerin tecimsel süreci de yine yerel bazda sürdürülmelidir. Bu konuda tek suçlu şimdiye kadar bu konuda imza yetkisine sahip olup ta hiçbir girişimde bulunmayan iktidar sahipleri, bürokratlar ve sanayicilerdir. Şimdi herkes ben şunu yaptıydım da bu raporu hazırladıydım da.. diye mazeretler üretir. Üreticilerimizin bunlara karnı toktur. Önemli olan burada NETİCENİN ALINAMAMIŞ OLMASIDIR. Güçlü bir tek parti iktidarı olan Ak Parti’nin acilen bu konuya el atması tek ümidimizdir. Bu sorun ACİLEN ÇÖZÜLMELİDİR. Hatta gelecek yıl fındık borsası Türkiye’de hatta Karadeniz Bölgemizde kurulmalıdır. Bu konuda fındık hakem kurulu hızlı bir çalışma yaparak borsanın bu bölgede kurulması için alt yapıları oluşturmalıdır. Bu konuda KTÜ ile iletişim kurularak Fındık Araştırma Enstitüsün bu konudaki çalışmaları ortaya konulmalı ve eylem sürecine girilmelidir.

Ordu Ticaret Borsası bünyesinde kurulmuş bulunan Fındık İhtisas Borsası kendini hızlı bir yenileme ve atılım sürecine sokarak KTÜ nin ve TOBB ‘un desteğiyle İHRACAATÇILAR BİRLİĞİ ’nin de desteğiyle yurt dışında bulunan fındık borsasının görev alanını üstlenmelidir. Bu konuda Dr. Gürbüz Mızrak tarafından hazırlanan rapor altlık yapılarak başbakanlığa, sanayi ve Bakanlığı’na, Dışişleri Bakanlığı’na bu hazırlanacak yeni rapor bölgenin milletvekilleri ve önde gelen işadamları heyet  olarak brifing verilmelidir.

5. FINDIK SANAYİİNİN DURUMU

Her yıl ortalama 450-500 bin tonu kabuklu, 200-250 bin tonu iç fındık olan ürettiğimiz fındığın kendi ülkemizden hammadde olarak veya yarı mamul madde olarak çıkması bizleri hayli üzmektedir. Bu konuda sanayicilerimize çağrıda bulunmak gerek. Fındık ülke sınırlarımız içinden fındık kreması olarak, çikolata olarak, yağ olarak vs mamul hale getirilmiş olarak çıkarılmalıdır. Bu nedenle sanayicilerimize yazlık kışlık konut yapmaları yerine istihdam artırıcı ülkenin yüzünü güldürücü yatırımlara gitmeleri çağrısında bulunuyoruz. Bu  hem istihdam bekleyen çilekeş insanlarımızı mutlu edecek hem de ülkemizi muasır medeniyet seviyesinin üzerine taşımakta yardımcı olacaktır.

6. MEVSİMLİK FINDIK İŞÇİLERİ ve YEVMİYE ÜCRETLERİ

Son yıllara kadar fındık sektöründe çalışan mevsimlik işçi konusunda bir sıkıntı olmamıştır.  12-15 YTL ile 25-30 YTL arasında seyreden mevsimlik fındık işçi ücretleri ciddi oranda değişken bir ücrettir. Bu konuda ücret skalasının biraz daha daraltılması gerekmektedir. Bu konuda

1. yatılı fındık işçisi,

2. yemeksiz fındık işçisi,

3. yemekli fındık işçisi,

4. çocuk fındık işçisi olmak üzere farklı ücret birimleri bulunmaktadır.

Şunu peşinen söylemek gerekir ki mevsimlik çocuk fındık işçileri hariç fındık yevmiyeleri mutlak surette brüt asgari ücretin altında ödenmemelidir. Bu konuda işçilerimizin duyarlı ve talepkar olmaları gerekmektedir. Bu durum diğere bölgelerimizdeki mevsimlik işçilerde de uygulanmalıdır. Zeytin, pamuk mevsimlik işlerinde olduğu gibi.

Bu söz konusu mevsimlik işlerin çalışma koşulları ve çalışma süreleri açısından zorunluluktur. Hizmetler sektöründeki yığılmayı dikkate alırsak bu tür mevsimlik işlerde çalışacak insan bulunamayacaktır. Her zaman karşılaştığımız eksik istihdam bu sefer eksik işgücüyle kendini gösterecektir.

Yevmiyeler bu gün itibarıyla 488 YTL olan brüt aylık asgari ücretin bir günlüğe tekabül eden miktarı olan 16.26 YTL’ nin altına düşmemelidir. Yemeksiz ve yatılı mevsimlik işçi ücretleri de buna göre belirlenmelidir.

Bu işçilerin barınmaları konusunda da sorun mutlak surette yerel yönetimler tarafından çözülmelidir. Yazın kapalı olan okullar, öğrenci yurtları gibi tesislerimiz bu alanda değerlendirilebilir. İşçi liderleriyle (bu kişilere dayıbaşı, ırgat başı veya amele başı denmektedir) tesis yöneticileri ile mutabakata varmalılar. Böylece sağda solda sağlık ve güvenliğe uymayan işçi barınma yerleri ortadan kaldırılmalı bu durum çağdaş yaşama uygun hale getirilmelidir. Son yıllarda Güneydoğu Anadolu bölgemizden gelen fındık işçilerinin barınma alanları içler acısı durumdadır. 2006 yılı sezonunda bu manzaralar tekrar yaşanmamalıdır.

Söz konusu mevsimlik işçilerimizin taşınması işlerine ulaşımının sağlanması da yine o bölgenin veya kasabanın yerel şoförler odası tarafından servis sistemine konularak insan onuruna yakışmayan traktör veya kamyonla işçi taşınma uygulamasından vazgeçilmesi gerekmektedir. Bu konuda yerel otoriteler inisiyatifi eline almakta gecikmemelidir.

Fındık üretimimin (ekiminin ve dikiminin yapıldığı bölgede bulunan fındık işiyle uğraşan bahçe işleriyle uğraşan, mevsiminde fındık toplama, fındık bahçelemesi, fındık tırpanı, (bahçe içi temizliği), gübreleme işleriyle uğraşan kişiler genel sayım ve istatistiklerinde kendilerini işsiz olarak göstermektedir. Bu konuda yerel otoriteler, ticaret ve sanayi odaları, tarım kredi kooperatifleri, üretici birlikleri gibi kurumlar bu işle uğraşan kişilerin fındık tarım işçisi olduklarını belirtmeleri gerekmektedir.

Sadece fındıkta değil diğer ürünlerin yetiştirildiği alanlarda da söz konusu işleri yapanlar kamusal kayıtlarda işsiz olarak görülmektedir. Bu da genel olarak fındık üretim maliyetlerinin hesaplanmasında özel olarak fındık işgücü maliyetlerinin hesaplanmasında yanıltıcı göstergeler olarak karşımıza çıkmaktadır.

7. FINDIK ALANLARININ DİKİMİ VE SÖKÜMÜ ÜZERİNE

Fındık dikimiyle ilgili olarak, 1993 yılında 93/3985 sayılı Karar ile fındık üretimine izin verilecek alanlar belirlenmiş ve belirlenen alanların dışında fındık bahçesi tesis edilmesi ve yenilenmesi yasaklanmıştır. Bu düzenlemenin dışında fındık alanlarının sökümüyle ilgili bir düzenleme yoktur. Fındık üretimine izin verilen alanların dışında yapılan dikimlerin sökümüyle ilgili bir habere de rastlanılmamıştır.

Bölgemizde yapılan çoğu toplantı konferans ve panelde fındık üretim alanlarının sökülerek alternatif ürünler dikilmesi konuşulmaktadır.

Dünya çapında monopol olduğumuz stratejik ürünümüz olan fındığın ekim alanlarının daraltılması bahçelerin sökülmesi bunun konuşulması görülmesi içler acısı bir durumdur. Fındık sökümünün lafının edilmesi bu topraklarda yaşayan ve bu topraklara karşı vefa duyan insanları son derece rahatsız etmektedir. Diğer ülkeler fındık dikim alanlarını artırmaktayken bizde sökülmesinin konuşulmasını takdirlerinize bırakıyorum. Yalnız yeni üretim alanlarının açılması konusunda belki tarım bakanlığı disiplinli davranabilir. Karadeniz bölgemizin dışında fındık yetiştirilmesini ülke gündeminden çıkarabilir. Malum olduğu üzere fındığın yetişeceği en doğal iklim ve toprak özelliği Karadeniz bölgemizdedir. Doğayı da fazlaca zorlamamak gerekmektedir. Bu noktada üreticilerimizin de duyarlı ve hassas olmaları gerekmektedir. Zira lütfedilmiş hakların kıymeti yeterince bilinmemektedir. Özgürlüğün verilmeyip alındığı gibi bu alanda herkesin kendi ürününe sahip çıkması kaçınılmazdır.

8. FINDIK VE AFLATOKSİN

Fiskobirliğin, Tarım ve Kredi Kooperatiflerinin, Ticaret  Odaları ve Borsaların üreticilerin kaliteli fındık üretmesi amacıyla düzenli olarak bilgilendirme çalışmaları yapmaları gerekmektedir. Üreticilerimiz de eğer bu uyarılara özenle dikkat ederse, Avrupalının fındığımız için öne sürdüğü aflatoksin bahanesini ortadan kaldırmış oluruz. Yani ürünümüze ayıp çıkarmalarına fırsat verilmemelidir. Aflatoksin ortaya çıkarmamak için üreticiler iklimi yakından takip edip  harmanlama aşamalarını hassas olarak yapmaları gerekmektedir. Zira bu ürün bizim yüz akımızdır.

9. Fındık ve fındık tanıtımıyla ilgili kuruluşlar ve linkleri:

 

BAŞBAKANLIK DIŞ TİCARET MÜSTEŞARLIĞI KARADENİZ İHRACAATÇI BİRLİKLERİ GENEL SEKRETERLİĞİ

http://www.kib.org.tr/tr/1024/

FİSKOBİRLİK

http://www.fiskobirlik.org.tr/

FINDIK TANITIM GRUBU

http://www.ftg.org.tr

TRABZON TİCARET BORSASI

http://www.ttb.gov.tr/index.asp?Res=1024

ORDU TİCARET BORSASI

http://www.ordutb.org.tr/findik_grafiksel_dokum.asp

DÜZCE TİCARET BORSASI

http://www.duzcetb.org.tr

FINDIK.COM İNTERNET SİTESİ

http://www.findik.com/yetistiricilik.asp?sayfa=109

FINDIK BORSASI. COM İNTERN.SİTESİ

http://www.findikborsasi.com/index.html

ÇİKOSAN

http://www.cikosan.com

SONUÇ

Dile getirilen başlıklar çerçevesinde konunun çok daha geniş platformlarda ele alınması ve farklı yönleriyle irdelenmesi gerekmektedir. Ayrıca bu yıla kadar kendini bu denli hissettirmeyen mevsimlik fındık işçiliği, istihdamı ve aşırı işgücü talebine karşı da ulusal bağlamda çözümler üretilmesi gerekir.

Yerel yöneticilerin de söz konusu mevsimlik işçilerin taşınması barınması konusunda kendi bölgeleri bağlamında çağdaş hayat standartlarına uygun çözümler üretmesi gerekmektedir. Bu gereklilik sadece fındık işlerinde değil diğer tarım ürünleri mevsimlik işlerinde de de geçerli bir durumdur.

Fındık pazarında etkili bir yer edinebilmemiz fındığın rantından yararlanabilmemizi gerektirmemekte, bunun için acilen mümkünse Karadeniz Bölgesinde değilse Ankara veya İstanbul’da fındık borsasının acilen kurulması gerekmektedir.

 

KAYNAKÇA

 

Fidan, Ahmet; Fındık Fiyatları ve İnsanları Mutlu Etmenin Zorluğu, Karadeniz Haber Postası Gazetesi, 22 Ağustos, 2005/ Güney Marmara Yaşam Gazetesi, 22 Ağustos 2005.

http://www.ftg.org.tr/devam_tur/cesit.htm (erişim tarihi: 20. 08.2005)

http://www.ftg.org.tr/devam_tur/turkiye.htm (erişim tarihi: 20. 08.2005)

http://www.ttb.gov.tr/findik_fiyat.asp?Res=1024 (erişim tarihi: 20 Ağustos 2005)

http://www.ftg.org.tr/devam_tur/2003.htm (erişim tarihi: 20 Ağustos 2005)

http://www.kib.org.tr/dokuman/findik/2004_findik_ihracat_ulkelere_gore.xls (erişim tarihi: 20 Ağustos 2005)

http://www.cnnturk.com/EKONOMI/GENEL/haber_detay.asp?PID=40&HID=1&haberID=118197 (Erişim Tarihi: 20 Ağustos 2005)

http://www.ttb.gov.tr/index.asp?Res=1024 (erişim tarihi: 20.08.2005)    

http://www.ordutb.org.tr/dokumanlar/FNDIK%20ÜRÜN%20BORSASI-DR.GÜRBÜZ%20MIZRAK%20RAPORU.doc (Erişim Tarihi: 20 Ağustos 2005)

http://www.calisma.gov.tr/CGM/asgari_ucret_01_2005.htm (erişme tarihi: 21 Ağustos 2005)

http://www.boztepetv.com/haber_oku.php?id=735 (erişme tarihi: 21 Ağustos 2005)

Mızrak Gürbüz; Fındık İhtisas Borsası Raporu, Bu rapor Ordu Ticaret Borsası için hazırlanmış ve http://www.ordutb.org.tr/dokumanlar/FNDIK%20ÜRÜN%20BORSASI-DR.GÜRBÜZ%20MIZRAK%20RAPORU.doc adresinde yayınlanmıştır.