YIL: 8

SAYI: 94

EKİM 2005

 

 

önceki

yazdır

 

 Talat GÜLER

 

 Selçuk DURANLAR

 

 

  

BÖLGESEL BİRLİKLERİN YOKSULLUK ÜZERİNE ETKİSİ


ÖZET

Dünyada ekonomik  ve siyasi birlikler, Kuzey-Güney ayrışmasıyla ortaya çıkmıştır. 1990’lı yıllarda günümüze gelinceye değin bölgesel bloklaşmalar bu ayrışmayı derinleştirmiş ve bunların dışında kalan ülkeler yalnızlığa mahkum bir duruma gelmiştir.  Eşit olmayan ekonomiler ve adaletsiz dünya düzeni, ortak barış ve güvenliğin sağlanmasını tehlikeye düşürmektedir. Son 20 yılda dünya ticaretindeki aslan payı sanayileşmiş ülkeler ile gelişmekte olan 12 ülke arasında paylaşılmıştır. Bununla birlikte 1990’lı yıllarda gelişmekte olan ülkeler tarafından yapılan  imalat sanayi ihracatının içinde gelişmekte olan 176 ülkenin payı ise sadece yüzde 25 iken, Çin yüzde 13.2 ile ilk sırada yer almaktadır. Yıllarca kapalı bir ekonomi ve siyaset anlayışı ile yönetilen Çin’in Dünya ticaretine açılması bile bölgesel birliklerin Dünya ticaretinde ne kadar önemli bir yere sahip olduğunu net bir göstergesidir.

Bu çalışmada, artan yoksulluk sorununa neden olan faktörler ve bölgesel birliklerin dışında kalan ülkelerin ekonomilerine etkileri araştırılmıştır.

Anahtar Kelimler:  Küreselleşme, Dünya Ticaret Birlikleri, Yabancı Sermaye

THE IMPACTS OF REGIONAL UNIONS POVERTY

ABSTRACT

The economic and political unions have been established after the dispersal of North and South. Regional unions has deepend this dispersal and countries this since 1990s. Unequal economies and unfair order of the world endanger to enable a common environment for peace and security. In the last 20 years, the lion’s share with in the world trade was shared among the industrialized countries  and 12 developing countires. Besides, the share of 176 developing countries in the export of industrail products that was performed by the developing countries in 1990s was only 25%, and this rate was 13,2% in China, which is the pionner of this group.

China, which was governed by a conservative economy and policy for long years, opened its doors to world trade, which was the obvious indicator of the fact that regional unions has an important role with in the world trade.

In this study, factors that cause the problem of poverty and thier impacts on the economies of countries, which are out regional unions, will be researched.

Keywords:   Globalization, World Commercial Unions, Foreign Capital.

 

1.  GİRİŞ

Dünya ekonomisinde kürselleşme ile eş zamanlı olarak ekonomik bölgeselleşme süreci yaşanmaktadır. Bugün Dünya Ticaret Örgütü’ne üye ülkelerin bir çoğu bölgesel birlikler içinde yer almaktadır. Bu da beraberinde korumacılık esasına dayanan ticaret sistemini yaratmıştır.

 

Her ülke küreselleşme güçlerini kendi insanının yararına çevirebilme girişiminde bulunmak zorundadır. Uluslar arası rekabete ayak uydurmak için teknolojik yenilikler oluşturulmalı, küreselleşme fakir ülkelerin yakındığı sorunların kaynağı olmamalıdır. Bu tür ülkelere bakıldığında tarımsal işgücünün fazlalığı ve verimliliğin düşük olduğu görülmektedir. Aynı zamanda sermaye birikimi yetersiz olup artış hızı  da oldukça azdır. Hızlı nüfus artışı özellikle de güneyde yer alan ülkelerde yoğunlaştığından bu bölgelere beslenme ve diğer zorunlu ihtiyaçları karşılamada zorluklar çekilmektedir.

Afrika’daki 48 ülke dünya ihracatının yalnızca yüzde 2.1’ie sahipken, gelişmekte olan 146 ülkenin ihracattaki payı ise yüzde 26.6’dır. Günümüzde dünya nüfusunun yüzde 75’i gelişmekte olan ve az gelişmiş ülkelerde yaşamakta iken dünyada her gün açlıktan 40 bin çocuk ölmekte, 20 milyondan fazla çocuk ağır beslenme yetersizliklerine maruz kalmaktadır. Ortalama ABD’li bir vatandaş, Bangladeş vatandaşından 440 kat, Etiyopyalı vatandaşından ise 600 kat daha fazla enerji tüketmektedir.

Globalleşme süreci, uluslar arası boyutta önemli ve yeni gelişmelere yol açmıştır. Bu gelişmeler; mal ve ticaret, finans sektörünün serbestleşmesi, doğrudan yabancı yatırımların uluslar arası şirketler kanalıyla yaygınlaşması ve bölgesel alandaki birlikler şeklinde ortaya çıkmıştır. Bu birliklere örnek olarak Avrupa’da Avrupa Birliği, Kuzey Amerika’da NAFTA (A.B.D, Meksika, Kanada), Pasifik’te APEC (Kore, Japonya, Çin, Tayvan, Singapur), Asya’da ASEAN (Endonezya, Malezya, Filipinler, Tayland, Brunei, Singapur), Güney Amerika kıtasında, MERCOSUR (Arjantin, Brezilya, Paraguay, Uruguay’dan) örnek verilebilir.

Bünyesinde Bangladeş, Bhutan, Hindistan, Maldivler, Nepal, Pakistan ve Sri Lanka’yı bulunduran Güney Asya Bölgesel İşbirliği Birliği (SAARC), 2006 yılı başında yürürlüğe girdiğinde, dünya nüfusunun beşte birini kapsayan bölge ülkelerindeki 1 milyar 400 milyon kişinin hayatının etkileyecek serbest ticaret antlaşmasının yanı sıra, yoksullukla mücadele, insan hakları ve sağlığı da kapsayacaktır. Dünya nüfusunun yüzde 22’sini temsil eden SAARC ülkelerinde kişi başına düşen ortalama milli gelir sadece 450 dolardır. Bölgeye akan doğrudan yabancı sermaye (FDI) yatırımları da dünya toplamının binde 5’i olan 4 milyar dolarda kalmıştır.

2.  Dünya Ticareti

Batının siyasal yorumları Doğu Avrupa ve Sovyetler Birliğine kayarken arada bırakılan ise Kuzey-Güney ayırımı olmuştur.  Özellikle Irak savaşı ile hem ABD’nin gücü ispatlanmış hem de Avrupa başlangıçta bu gücün karşısına çıksa da daha sonra yanında yer alarak dünyaya bir kez daha Kuzeyin gücünü ilan etmiştir. Ancak işin acı  boyutuna bakıldığında bu savaşta sadece ilk günde harcanan parayla 10 milyon çocuğun ölümden kurtulma ihtimali savaşın hiçbir olumlu tarafının olmadığınız gözler önüne sermektedir.

Tablo-2: Dünya Mal Ticaretinin Bölgesel Görünümü (Milyar Dolar ve Yüzde)

 

İhracat

İthalat

 

Değer

Yıllık Yüzde Değişim

Değer

Yıllık Yüzde Değişim

 

2002

1990-2000

2001

2002

2002

1990-2000

2001

2002

Dünya

6.240

6

-4

4

6.501

6

-4

3

K.Amerika

946

7

-7

-4

1.431

9

-6

2

ABD

694

7

-7

-5

1.202

9

-6

2

L.Amerika

351

9

-3

1

355

12

-2

-7

Meksika

161

15

-5

1

176

15

-4

0

MERCOSUR

88

6

4

1

62

12

-6

-26

Diğer L.Amerika

102

6

-7

0

116

7

3

-3

Batı Avrupa

2.648

4

0

5

2.644

4

-2

4

AB (15)

2.441

4

0

5

2.438

4

-2

3

AB-dışı

939

5

1

6

931

5

-4

1

AB-içi

1.502

4

-1

5

1.507

4

-1

5

Geçiş Ekonomileri

309

10

5

8

297

8

11

10

MDAÜ’ler

145

10

12

12

176

12

9

10

Rusya Federasyonu

107

-

-2

4

60

-

20

12

Afrika

139

3

-6

1

133

3

2

1

Ortadoğu

236

6

-7

-2

183

5

4

2

Asya

1.610

8

-9

8

1.457

8

-7

6

Japonya

416

5

-16

3

336

5

-8

-4

Gelişen Asya

1.114

11

-7

10

1.033

9

-7

9

Çin

326

15

7

22

295

16

8

21

BT İhracat

Eden Ü.(6)*

618

10

-13

7

561

9

-13

6

 GYÜ’LER

1.841 

9

-7 

 

 

 

 

Kaynak: Dış Ticaret Müsteşarlığı,

http://www.dtm.gov.tr/ead/DTDERGI/temmuz2003/gelisme.htm  (erişim tarihi: 15.10.2004)

Batı Avrupa, ihracatının yüzde 50’den fazlasını kendi içinde yaparak kendi iç pazarında aşırı bağımlılık yaratmıştır. 2002 yılında Afrika’nın üretim ve ticaret değerlerine, dünya üretiminden aldığı paya bakarak geçmiş yıllardaki düşüş trendi devam etmektedir. Ortalama kişi başına gelirde önemli bir artış yoktur. Sonuçta dünya ticaretindeki büyümenin altında kalmıştır. Afrika’nın petrol üreticisi ülkeleri, ihracatları yüzde 3 gerilemişi ithalatları yüzde 10 civarında azalmıştır. Petrol ihracatçısı olmayan diğer Afrika ülkelerinin ihracatları yüzde 6 oranda artmıştır.

2002 yılında Ortadoğu ülkelerinin ticareti ve üretimi; tırmanan siyasi bunalımlar, jeopolitik belirsizlikler ve bölgenin petrol üretimindeki azalmadan dolayı düşüş göstermiştir. Petrolün bölgenin mal ihracatının yaklaşık 3 / 4’ünü  oluşturduğu düşünüldüğünde, üretimindeki bir düşüş, hemen ihracat gelirleri üzerinde etkisini göstermektedir. Ortadoğu’nun ticaretinde Asya ülkelerine olan ihracatı artarken, bölge 2002 yılında dünya ticaretindeki ortalama büyümenin oldukça gerisinde kalmıştır. Özellikle Japonya ve Hindistan’ın talebi sürekli artmaktadır.

3.  Bölgesel Birliklerin Ticareti

Bölgesel birlikler içinde AB’nin iç ticaretinin arttığı, dışındaki ülkelere yapılan ticaretin ise azaldığı görülmektedir. AB ülkelerinin ihracat malları daha çok sanayii içeriği olan sermaye-yoğun üretilen mallar niteliğinde iken, gelişme yolundaki ülkelerin ihracatlarının ise hammadde, basit imalat ve tarım ürünlerinden oluştuğu görülmektedir. Libya’nın ihracatının yüzde 94’ü  hammaddedir, Brezilya’nın ise ihracatının ise  yüzde 24.1’i tarım ürünleri üzerine gerçekleşmektedir. Aynı durum NAFTA’ da görülmektedir. Amerika Birleşik Devletleri, Kanada ve Meksika arasındaki ticaret engellerini ortadan kaldıran NAFTA toplam 370 milyon tüketiciye ve 6.8 trilyon dolarlık GSMH büyüklüğüne sahip dünyanın ikinci büyük serbest ticaret alanını oluşturmaktadır. Burada  iç ticaret artarken dışındaki ülkelere ihracat azalmaktadır. AB ile NAFTA karşılaştırıldığında ise NAFTA’nın GSYİH’nın, dünya GSYİH’nın yüzde26.5’ine ulaşarak, yüzde 21.9 olan AB payını geride bıraktığı görülmektedir.

 

Tablo.2 AB’nin Diğer Birlikler ile Ticaret Karşılama Oranı

öcü

OECD

NAFTA

AB – 1970

94.1

-

AB - 1980

97.8

-

AB - 1990

97.8

93.3

AB - 2000

105.4

115.4

Kaynak: Dış Ticaret Müsteşarlığı

1990-2000 yılları arasında bölgesel birliklerin ticaret hacmindeki yıllık yüzde değişimleri;  AB’nin toplam ihracatı yüzde 4 artarken birlik içi ihracat aynı oranda artmış, birlik dışı ihracatı ise yüzde 5 artmıştır. NAFTA’nın toplam ihracatı yüzde 8 artarken, birlik içi ihracat yüzde 11, birlik dışı ihracat ise yüzde 5 artmıştır. ASEAN’in toplam ihracatı yüzde 11 iken birlik içi ihracat yüzde 13, birlik dışına ihracatı yüzde 11 artmıştır. APEC anılan dönemde toplam ihracatını yüzde 8 arttırırken birlik içi ihracat yüzde 9, ithalatı ise yüzde 6 artmıştır.

2000 yılına bölgelerarası ve içi, dünya mal ticaretine bakıldığında; Batı Avrupa ve Asya kendi içindeki ticareti en yüksek iken, bölgelerarası en yüksek pay, Asya’nın K.Amerika’ya yaptığı ihracat olmaktadır. Hizmet ithalatında Batı Avrupa en önemli bölge konumundadır.

4.  Yabancı Yatırımlara Etkisi

Yabancı doğrudan yatırımların coğrafi dağılımında bakıldığında, ev sahipliği yağan ülkelerin dünya ekonomisi ile bütünleşmeyi başarmış ülkeler olduğu görülmektedir. Bunun yaynında  ihracat, yerli yatırımlar ve teknolojik ödemeler gibi ekonomik etkinliklerin de yoğunlaştığı bölgeler  olarak göze çarpmaktadır.

 

Tablo.3 Doğrudan Doğruya Yabancı Sermaye Yatırım Girişleri

 Milyon $

1991-1996

 

 

 

 

 

 

 

(yıllık ort)

1997

1998

1999

2000

2001

2002

Dünya

254.326

481.911

686.028

1.079.083

1.392.957

823.825

651.188

Gelişmiş ekonomiler

154.641

269.654

472.265

824.642

1.120.528

589.379

460.334

Doğu Avrupa

91.030

139.274

263.025

496.205

709.877

400.813

384.391

Avrupa Birliği

87.584

127.888

249.934

475.542

683.893

389.432

374.380

Kuzey Amerika

53 406

114 925

197 243

308 118

380 764

172 787

50 625

Diğer Gelişmiş Ülkeler

10 205

15 455

11 997

20 319

29 887

15 778

25 319

Gelişmekte olan ülkeler

91 502

193 224

191 284

229 295

246 057

209 431

162 145

Afrika

4 606

10 667

8 928

12 231

8 489

18 769

10 998

Latin America ve Karaipler

27 069

73 275

82 040

108 255

95 358

83 725

56 019

Güney Amerika

14 982

48 228

52 424

70 346

57 248

39 693

25 836

Diğer Latin Afrika ve Karaipler

12 087

25 047

29 616

37 910

38 110

44 032

30 183

Asya ve Pasifik

59 826

109 282

100 316

108 809

142 209

106 937

95 129

Asya

59 411

109 092

99 983

108 529

142 091

106 778

94 989

Batı Asya

2 228

5 918

6 893

754

1 523

5 211

2 341

Orta Asya

1 035

3 107

2 997

2 462

1 871

3 963

4 035

Güney, Doğu ve Güney Doğu Asya

56 147

100 067

90 093

105 313

138 698

97 604

88 613

Orta ve Doğu Avrupa

8 183

19 033

22 479

25 145

26 373

25 015

28 709

Kaynak: YASED, http://www.yased.org.tr/page.asp?PageID=1202

(erişim tarihi; 15.04.2004)

2000 yılında 1.5 trilyon dolara yakın yabancı sermaye yatırımı yapılmıştır. Bunun 1.1 trilyon doları gelişmiş ülkelere, 246 milyar doları ise gelişmiş yolundaki ülkelere gitmiştir. En fazla yabancı sermayeyi çeken ülkelere bakıldığında Belçika, Lüksemburg(246 milyar dolar), Almanya(195 milyar dolar), İngiltere(117 milyar dolar) gelişme yolundaki ülkelerde sıralama ise; Çin(41 milyar dolar), Brezilya(33 milyar dolar), Meksika(15 milyar dolar) dır.

Gelişmekte olan ülkelerin 1991-2002 yılları arasındaki payı ise 2002 yılında en yüksek tutara ulaşırken daha sonra tekrar azalma içine girmiştir.

Satın alma gücü paritesine göre 6 trilyon doları aşan büyüklüğü ve ortalama kişi başına düşen milli geliri 4.900 dolar olan Çin, dış ticaretindeki  hızlı büyümeden dolayı büyük değişim göstermiştir. 2000-2003 yılı verilerine göre dünyadaki büyümenin yüzde 32’sini, ithalat artışının yüzde 60’ını tek başına Çin sağlamıştır. Bölgesindeki ülkelerle yaptığı ticaret hızla azalırken ABD ve AB ile ticareti artmaktadır. Çin’in 2002 yılının ilk 10 ayında dış ticaret fazlası 24.8 milyar dolarken 2003 yılının aynı döneminde dış ticaret fazlası 14.9 milyar dolara düşmüştür. Nedeni de Dünya Ticaret Örgütüne üye olduktan sonra dışa açılması ile daha çok ithalat gerçekleştirmesidir. 2004 yılında ise dış ticaret fazlası 31.98 milyar dolara ulaşmıştır. Aynı yıl Avrupa Birliği, Çin’in en büyük ticaret ortağı haline gelmiştir. Ticaret hacmi yüzde 33.6 artarak 177.28 milyar dolara ulaşırken aynı dönemde ABD ile ticaret hacmi ise 169.62 milyar dolar olmuştur.

Son on yılda pek çok gelişme yolunda olan ülkede ortaya çıkan finansal krizler ülkeleri ciddi dış borç sorunu ile karşı karşıya bırakmıştır. Bunu sonucu olarak uluslararası finansman kurumları ve bunların alacaklıları bu tür ülkelerle ödeyememe sorunu ile uğraşmak zorunda kalmışlardır. Bu borçların zaman zaman yeniden yapılanması gündeme gelmektedir. Ancak bankacılık sistemi bu krizlerden en fazla etkilenen sektör olmaktadır. Kreditörler ülkelerin aşırı kredilendirmeye yönelmesinin belirleyici olduğu da bir gerçektir. IMF’nin Kore, Tayland ve Endonezya’da verdiği kredilerin, yabancı bankaları kurtardığı yönünde eleştiriler yapılmıştır. Bazı yazarlar da gelişme yolundaki ülkelere para krizlerinin birkaç yolla ABD’nin büyümesine, ekonomik üstünlüğe yardım etmekte olduğundan ısrarla söz edilmiştir.

Küreselleşme ile ülkeler arasındaki gelir dağılımında adaletsizliğin arttığı görülmektedir. Kendi bölgesindeki kişi başına gelir açısından bir kutuplaşma olmaktadır. Kore, Malezya, Tayland gelir artışı sağlarken, Orta Doğu ve Afrika ülkeleri ile Bangladeş gibi ülkelerinde bu artış geride kalmıştır.

4. SONUÇ

ABD’nin cari açığının büyümesi, kendi ülkesi kadar dünya ülkeleri içinde sorun olmaya devam edecektir. Dünyadaki faiz oranlarının yükselmesi ülkenin iç borçlanma senetlerine baskı yaparak borçlanma maliyetlerini yükseltmektedir. Petrol fiyatlarının Çin’in talebi dışında, petrol işi ile uğraşan ülkelere yapılan saldırılar ve üretim miktarının azlığı, petrol fiyatlarının yükselmesine yol açmaktadır. Bu da petrol ithal eden ülkeler için mal ve hizmetlerin maliyetlerini arttırmaktadır. Kısa vadeli faizlerin yükselmesi işe uluslar arası tahvil piyasalarındaki talep fazlası, yerini arz fazlasına bırakacak ve fiyatlar gerileyecektir.

Gelişme yolundaki ülkelerde kırsal tarım işletmeleri de şehirlerdeki sanayi ve hizmetler sektörüne geçiş imkanı sağlayan güçlü iş piyasası geliştiremezlerse, emek verimliliğindeki artıştan kazanç elde edemeyecekleri görülmektedir.

1990-2000 yılları arasında bölgesel ticari birlikler içinde birlik içi ihracat ve ithalat hızla artarken, toplam ihracat ve ithalat içindeki payı da artmaktadır. Bölgesel birlikler dünya ticaretini değiştirerek  bölge içindeki ticareti arttırmakta, bölge dışındaki ticareti azaltmaktadır.

Azgelişmiş ülkelerden bazılarının dünya ekonomisi ile bütünleşmek ve dünya piyasalarındaki paylarını büyütmek konusunda başarılıyken küçük olanlarının bu entegrasyonun dışında kalmalarını önlemek için finansal açıdan desteklenmesi yanında, teknik kapasitelerinin arttırılmaya çalışılması, korunmalar için önlemler alınması gerekir.

Brezilya ve Arjantin, 200 milyonun üzerinde insanın yaşadığı, NAFTA ve AB'den sonraki üçüncü büyük ticaret alanı olan MERCOSUR'un sürükleyici güçlerdir. Endonezya'yı diğer ASEAN ülkelerinden bağımsız ele almak mümkün değildir.  Polonya  Orta ve Doğu Avrupa ülkelerinin çekirdek gücü olarak görülmelidir.

 


KAYNAKÇA

ACTİVE LİNE(2005), “Ticarette Liberalleşme İçin Gelişmekte Olan Ülkelerin Endişeler, Giderilmeli” Nisan s:2

AYRAKTUTAN Yusuf (2003), “Global Ekonomide Temel Yönetimler ve Mekansal Faktörler”, İşletme, İktisat ve Finans Dergisi, Yıl:19, Nisan, s:100-123

CİVELEK UĞUR (2003), “Kısa Vadeli Dolar Faizi”, Radikal Gazetesi, 8 Aralık

CİVELEK UĞUR (2004), “Ekonomik Zaaflar ve Samimiyet”, Radikal Gazetesi, 27 Şubat

DİKMEN Meltem KAYIRAN (2004), “Büyüme ve İnsani Gelişme Arasındaki Bağlantılar: Uluslar arası Ampirik Bir Çalışma”, İşletme, İktisat Finans Dergisi, Yıl:19, Eylül, s:39-54

EĞİLMEZ Mahfi (2004), “Kapitalizmin En Zor Yılı” Radikal Gazetesi, 7 Ekim

ERDEM Nilgün (2004), “Dış Borç Çıkmazı: Dış Borç Sorunu Çözülür mü?” İktisat, İşletme ve Finans Dergisi, Yıl:19, Eylül, s:26-37

GÜNEŞ Hurşit (2004), “Yeni Ekonomik Dev Çin”, Milliyet Gazetesi, 27 Ocak

Hava-İş Sendikası (1996), “Çelişkiler ve Çatışmalar Kuzey-Güney Eksenine Kaymıştır”, İktisat Dergisi, Ekim-Kasım, s:40-45

İTO (2003), “Türkiye Ekonomisinin Dünya Pazarlarından Oryantasyonu”, Yayın:2003-6, Su Matbaacılık Ltd. Şti.

ÖZEL Mehmet (2004), “Avrupa Birliğinde Bölgeselleşme Bölge Yönetimi Sorunu”, Ankara Üniversitesi, SBF Dergisi, Nisan-Haziran, s:99-124

ÖZBEK Orhun (2004), “Dünya Ekonomisi Küreselleşiyor, Yoksullukda” http://www.izto.org.tr/İZTO/webdocs/yayinlar/5273-_yoksulluk.pdf, erişim tarihi: 02.04.2004

ÖZTRAK Faik (2004), “Küreselleşmenin Diğer Yüzü”, Milliyet Gazetesi, 22 Mart

ULUGAY Osman (2004), “Dünya Ekonomisi Çin’den Sorulur”, Milliyet Gazetesi, 3 Ekim

UZUNOĞLU Sadi (2004),” Ekonomiyi Önümüzde Dönemde Etkileyecek Olası Gelişmeler”, MESS, Temmuz 2004, Yıl:9, Sayı:35, s:90-95

TEKİN Ali Güner (2003), “Küreselleşme Furyasında Ezilmemek İçin Ne Yapmalı?”, Ekonomistler Bülteni, Mart, s:76-79

TİSK (2005), “Dünya Ekonomisinin Yeni Sorunu: Çin Tehdidi”, http://www.tisk.org.tr/yayinlar.asp?sbj=ic&id=1194, erişim tarihi: 03.03.2005

YILMAZ Rasim (2004), “Tarımda Liberal İktisat Politikaları: Özel Sektör Tarafından Teşvik Edilmiş Teknolojik Değişim Modeli” Piyasa, Cilt:3, Sayı:10, Bahar 2004

http://www.hurriyet.com.tr, erişim tarihi: 04.01.2004

http://www.cipe.org/pdf/publicatons/FSK%Cresel-Ekonomide_B%FCY%Cme.pdf, erişim tarihi: 02.04.2004