|
|||||
|
BÖLGESEL BİRLİKLERİN YOKSULLUK ÜZERİNE ETKİSİ ÖZET Dünyada ekonomik ve siyasi birlikler, Kuzey-Güney ayrışmasıyla ortaya çıkmıştır. 1990’lı yıllarda günümüze gelinceye değin bölgesel bloklaşmalar bu ayrışmayı derinleştirmiş ve bunların dışında kalan ülkeler yalnızlığa mahkum bir duruma gelmiştir. Eşit olmayan ekonomiler ve adaletsiz dünya düzeni, ortak barış ve güvenliğin sağlanmasını tehlikeye düşürmektedir. Son 20 yılda dünya ticaretindeki aslan payı sanayileşmiş ülkeler ile gelişmekte olan 12 ülke arasında paylaşılmıştır. Bununla birlikte 1990’lı yıllarda gelişmekte olan ülkeler tarafından yapılan imalat sanayi ihracatının içinde gelişmekte olan 176 ülkenin payı ise sadece yüzde 25 iken, Çin yüzde 13.2 ile ilk sırada yer almaktadır. Yıllarca kapalı bir ekonomi ve siyaset anlayışı ile yönetilen Çin’in Dünya ticaretine açılması bile bölgesel birliklerin Dünya ticaretinde ne kadar önemli bir yere sahip olduğunu net bir göstergesidir. Bu çalışmada, artan yoksulluk sorununa neden olan faktörler ve bölgesel birliklerin dışında kalan ülkelerin ekonomilerine etkileri araştırılmıştır. Anahtar Kelimler: Küreselleşme, Dünya Ticaret Birlikleri, Yabancı Sermaye THE IMPACTS OF REGIONAL UNIONS POVERTY ABSTRACT The economic and political unions have been established after the dispersal of North and South. Regional unions has deepend this dispersal and countries this since 1990s. Unequal economies and unfair order of the world endanger to enable a common environment for peace and security. In the last 20 years, the lion’s share with in the world trade was shared among the industrialized countries and 12 developing countires. Besides, the share of 176 developing countries in the export of industrail products that was performed by the developing countries in 1990s was only 25%, and this rate was 13,2% in China, which is the pionner of this group. China, which was governed by a conservative economy and policy for long years, opened its doors to world trade, which was the obvious indicator of the fact that regional unions has an important role with in the world trade. In this study, factors that cause the problem of poverty and thier impacts on the economies of countries, which are out regional unions, will be researched. Keywords: Globalization, World Commercial Unions, Foreign Capital.
1. GİRİŞDünya ekonomisinde kürselleşme ile eş zamanlı olarak ekonomik bölgeselleşme süreci yaşanmaktadır. Bugün Dünya Ticaret Örgütü’ne üye ülkelerin bir çoğu bölgesel birlikler içinde yer almaktadır. Bu da beraberinde korumacılık esasına dayanan ticaret sistemini yaratmıştır.
Her ülke küreselleşme güçlerini kendi insanının yararına çevirebilme girişiminde bulunmak zorundadır. Uluslar arası rekabete ayak uydurmak için teknolojik yenilikler oluşturulmalı, küreselleşme fakir ülkelerin yakındığı sorunların kaynağı olmamalıdır. Bu tür ülkelere bakıldığında tarımsal işgücünün fazlalığı ve verimliliğin düşük olduğu görülmektedir. Aynı zamanda sermaye birikimi yetersiz olup artış hızı da oldukça azdır. Hızlı nüfus artışı özellikle de güneyde yer alan ülkelerde yoğunlaştığından bu bölgelere beslenme ve diğer zorunlu ihtiyaçları karşılamada zorluklar çekilmektedir. Afrika’daki 48 ülke dünya ihracatının yalnızca yüzde 2.1’ie sahipken, gelişmekte olan 146 ülkenin ihracattaki payı ise yüzde 26.6’dır. Günümüzde dünya nüfusunun yüzde 75’i gelişmekte olan ve az gelişmiş ülkelerde yaşamakta iken dünyada her gün açlıktan 40 bin çocuk ölmekte, 20 milyondan fazla çocuk ağır beslenme yetersizliklerine maruz kalmaktadır. Ortalama ABD’li bir vatandaş, Bangladeş vatandaşından 440 kat, Etiyopyalı vatandaşından ise 600 kat daha fazla enerji tüketmektedir. Globalleşme süreci, uluslar arası boyutta önemli ve yeni gelişmelere yol açmıştır. Bu gelişmeler; mal ve ticaret, finans sektörünün serbestleşmesi, doğrudan yabancı yatırımların uluslar arası şirketler kanalıyla yaygınlaşması ve bölgesel alandaki birlikler şeklinde ortaya çıkmıştır. Bu birliklere örnek olarak Avrupa’da Avrupa Birliği, Kuzey Amerika’da NAFTA (A.B.D, Meksika, Kanada), Pasifik’te APEC (Kore, Japonya, Çin, Tayvan, Singapur), Asya’da ASEAN (Endonezya, Malezya, Filipinler, Tayland, Brunei, Singapur), Güney Amerika kıtasında, MERCOSUR (Arjantin, Brezilya, Paraguay, Uruguay’dan) örnek verilebilir. Bünyesinde Bangladeş, Bhutan, Hindistan, Maldivler, Nepal, Pakistan ve Sri Lanka’yı bulunduran Güney Asya Bölgesel İşbirliği Birliği (SAARC), 2006 yılı başında yürürlüğe girdiğinde, dünya nüfusunun beşte birini kapsayan bölge ülkelerindeki 1 milyar 400 milyon kişinin hayatının etkileyecek serbest ticaret antlaşmasının yanı sıra, yoksullukla mücadele, insan hakları ve sağlığı da kapsayacaktır. Dünya nüfusunun yüzde 22’sini temsil eden SAARC ülkelerinde kişi başına düşen ortalama milli gelir sadece 450 dolardır. Bölgeye akan doğrudan yabancı sermaye (FDI) yatırımları da dünya toplamının binde 5’i olan 4 milyar dolarda kalmıştır. 2. Dünya Ticareti Batının siyasal yorumları Doğu Avrupa ve Sovyetler Birliğine kayarken arada bırakılan ise Kuzey-Güney ayırımı olmuştur. Özellikle Irak savaşı ile hem ABD’nin gücü ispatlanmış hem de Avrupa başlangıçta bu gücün karşısına çıksa da daha sonra yanında yer alarak dünyaya bir kez daha Kuzeyin gücünü ilan etmiştir. Ancak işin acı boyutuna bakıldığında bu savaşta sadece ilk günde harcanan parayla 10 milyon çocuğun ölümden kurtulma ihtimali savaşın hiçbir olumlu tarafının olmadığınız gözler önüne sermektedir.
Kaynak: Dış Ticaret Müsteşarlığı, http://www.dtm.gov.tr/ead/DTDERGI/temmuz2003/gelisme.htm (erişim tarihi: 15.10.2004) Batı Avrupa, ihracatının yüzde 50’den fazlasını kendi içinde yaparak kendi iç pazarında aşırı bağımlılık yaratmıştır. 2002 yılında Afrika’nın üretim ve ticaret değerlerine, dünya üretiminden aldığı paya bakarak geçmiş yıllardaki düşüş trendi devam etmektedir. Ortalama kişi başına gelirde önemli bir artış yoktur. Sonuçta dünya ticaretindeki büyümenin altında kalmıştır. Afrika’nın petrol üreticisi ülkeleri, ihracatları yüzde 3 gerilemişi ithalatları yüzde 10 civarında azalmıştır. Petrol ihracatçısı olmayan diğer Afrika ülkelerinin ihracatları yüzde 6 oranda artmıştır. 2002 yılında Ortadoğu ülkelerinin ticareti ve üretimi; tırmanan siyasi bunalımlar, jeopolitik belirsizlikler ve bölgenin petrol üretimindeki azalmadan dolayı düşüş göstermiştir. Petrolün bölgenin mal ihracatının yaklaşık 3 / 4’ünü oluşturduğu düşünüldüğünde, üretimindeki bir düşüş, hemen ihracat gelirleri üzerinde etkisini göstermektedir. Ortadoğu’nun ticaretinde Asya ülkelerine olan ihracatı artarken, bölge 2002 yılında dünya ticaretindeki ortalama büyümenin oldukça gerisinde kalmıştır. Özellikle Japonya ve Hindistan’ın talebi sürekli artmaktadır. 3. Bölgesel Birliklerin Ticareti Bölgesel birlikler içinde AB’nin iç ticaretinin arttığı, dışındaki ülkelere yapılan ticaretin ise azaldığı görülmektedir. AB ülkelerinin ihracat malları daha çok sanayii içeriği olan sermaye-yoğun üretilen mallar niteliğinde iken, gelişme yolundaki ülkelerin ihracatlarının ise hammadde, basit imalat ve tarım ürünlerinden oluştuğu görülmektedir. Libya’nın ihracatının yüzde 94’ü hammaddedir, Brezilya’nın ise ihracatının ise yüzde 24.1’i tarım ürünleri üzerine gerçekleşmektedir. Aynı durum NAFTA’ da görülmektedir. Amerika Birleşik Devletleri, Kanada ve Meksika arasındaki ticaret engellerini ortadan kaldıran NAFTA toplam 370 milyon tüketiciye ve 6.8 trilyon dolarlık GSMH büyüklüğüne sahip dünyanın ikinci büyük serbest ticaret alanını oluşturmaktadır. Burada iç ticaret artarken dışındaki ülkelere ihracat azalmaktadır. AB ile NAFTA karşılaştırıldığında ise NAFTA’nın GSYİH’nın, dünya GSYİH’nın yüzde26.5’ine ulaşarak, yüzde 21.9 olan AB payını geride bıraktığı görülmektedir.
Tablo.2 AB’nin Diğer Birlikler ile Ticaret Karşılama Oranı
Kaynak: Dış Ticaret Müsteşarlığı 1990-2000 yılları arasında bölgesel birliklerin ticaret hacmindeki yıllık yüzde değişimleri; AB’nin toplam ihracatı yüzde 4 artarken birlik içi ihracat aynı oranda artmış, birlik dışı ihracatı ise yüzde 5 artmıştır. NAFTA’nın toplam ihracatı yüzde 8 artarken, birlik içi ihracat yüzde 11, birlik dışı ihracat ise yüzde 5 artmıştır. ASEAN’in toplam ihracatı yüzde 11 iken birlik içi ihracat yüzde 13, birlik dışına ihracatı yüzde 11 artmıştır. APEC anılan dönemde toplam ihracatını yüzde 8 arttırırken birlik içi ihracat yüzde 9, ithalatı ise yüzde 6 artmıştır. 2000 yılına bölgelerarası ve içi, dünya mal ticaretine bakıldığında; Batı Avrupa ve Asya kendi içindeki ticareti en yüksek iken, bölgelerarası en yüksek pay, Asya’nın K.Amerika’ya yaptığı ihracat olmaktadır. Hizmet ithalatında Batı Avrupa en önemli bölge konumundadır. 4. Yabancı Yatırımlara Etkisi Yabancı doğrudan yatırımların coğrafi dağılımında bakıldığında, ev sahipliği yağan ülkelerin dünya ekonomisi ile bütünleşmeyi başarmış ülkeler olduğu görülmektedir. Bunun yaynında ihracat, yerli yatırımlar ve teknolojik ödemeler gibi ekonomik etkinliklerin de yoğunlaştığı bölgeler olarak göze çarpmaktadır.
Tablo.3 Doğrudan Doğruya Yabancı Sermaye Yatırım Girişleri
Kaynak: YASED, http://www.yased.org.tr/page.asp?PageID=1202 |