YIL: 9

SAYI: 104

AĞUSTOS 2006

 

 

önceki

yazdır

 

 

Öğr.Gör. Selçuk DURANLAR

 

 

  

TÜRKİYE'DEKİ ARACI KURUMLARIN PERFORMANSI ÜZERİNE BİR İNCELEME


Özet

Ülkemizde aracı kurumların etkinliğinin arttırılabilmesi için ülkenin milli gelirinin arttırılması yanında devletin sermaye piyasalarındaki etkinliğinin azaltılması gerekmekte, değerli TL’nin enflasyonu azaltıcı programların diğer makro ekonomik göstergelere olumsuz etkisi ve kamunun borçlanma gereğinin düşürülmesi gerekir. Her yıl İstanbul Ticaret Odasının düzenlediği ilk 500 şirket araştırmasında kaçı halka açıktır? Bu nedenle devletin kendisini çekip reel sektörün halka açılmasının önü açılmalıdır. Devletin üstüne düşen görevlerin yanında aracı kurumların da kendi içerisinde yeniden yapılandırılarak bunda daha aktif rol alması gerekir.

 

Anahtar Kelimeler: Aracı Kurum, Hisse senedi, Halka Arz

 

A REVIEW ABOUT THE PERFORMANCE OF INTERMEDIARY INSTITUTIONS IN TURKEY

 

Abstract :In our country, for increasing the activity of intermediary institutions, as well as to be increased the national income of the country, it is neceesary to be decreased the activity of the government in capital markets and also it is neceesary to be reduced the negative effect at the programmes of decreasing the inflation of the valubl e TL to the other macro economic indicators and the public’s necessity of getting into dept. I the research of the first 500 company arranged by Istanbul Chamber of Commerce every year, ıf it is taken into consideration that the number of the companies opened to the public is considerably low, the government must lead to open to the public by renouncing itself from the real sector. As well as the duties undertaken by the government, it is necessasary the intermadiory institutions to have a part in this more actively by being reconstructed among themsleves. In this study instutitions to the investors and country

 

Keywords: Intermediory Instutions, Share Certificate, Suppl to the public.

 

1. Giriş

 

Azgelişmiş ülkelerin ve gelişmekte olan ülkelerin en önemli sorunları yatırımların finansmanında yeterli fon kaynaklarının bulunmamasıdır. (CİVAN, KAYACAN,2002:1)

 

 

Ekonomik büyüme reel sektörün büyümesini beraberinde getirmekte bu daha fazla yatırım ve sermaye ihtiyacı anlamına geldiği için sermaye piyasalarının sunduğu finansal hizmetlere olan talebin artmasına neden olmaktadır. (MÜSLÜMOV, ARAS,2002:3) Sermaye piyasaları ekonomik kalkınmanın temelini oluşturan, sermayenin tabana yayılmasının yanı sıra özelleştirme çabalarının hayata geçirilebilmesi, katılımcıların düşük maliyetle işlem yapabilmeleri ve yatırımların kolaylıkla likidite edilmesi iyi çalışan borsanın sayesinde olmakta, bu ise iyi örgütlenen aracı kurumlarca gerçekleştirilmektedir.(GÜNDÜZ, YILMAZ, YILMAZ, 2001:2)

 

 

1980’li yıllara kadar gerekli fonlar yatırım ve mevduat bankalarından sağlanmıştır. 1981 yılında 2499 sayılı Sermaye Piyasası Kanunu çıkarılmıştır. Sermaye piyasası 1985 yılına kadar mali piyasa içinde etkili olmamış, 1986 yılında İMKB ‘nın faaliyete geçmesi özel ve kamu kesiminin uzun vadeli finansman kaynağı sağlamadaki olanakları ile artmıştır. (AKYÜZ, 2002:5)

 

 

2. Rakamlarla Türkiye Ekonomisi

 

Türkiye ekonomisi 2000 yılının son çeyreğinde bankacılık sektöründe başlayan ekonomik kriz ve beraberinde devalüasyon sürecini 2001 yılında şiddetli bir şekilde yaşamıştır. 2000 yılında GSMH yüzde 6,3 iken 2001 yılında yüzde -9,4 olmuştur. 2001 yılında 12 aylık TEFE enflasyon oranı yüzde 90’ lardayken 2002 yılında TEFE yüzde 88’ den yüzde 32’ ye inmiştir. Ekonomi 2002 yılında yüzde 6,5 büyüyerek 192.8 milyar dolar ile dünyanın 16. ekonomisi olmuştur.

 

Türkiye’nin milli geliri 2002 yılında 182 milyar $ iken 2003 yılında 238 milyar $, kişi başına gelir ise sırasıyla 2.584 $, 3.383 $’dır. 2003 yılında enflasyon oranı yüzde 13.9’dur. İstanbul Menkul Kıymetler Borsası dolar bazında yüzde 111 artarken toplam işlem hacmi yüzde 42 oranında artarak 100 milyar dolara yükselmiştir. 2003 yılında yurtiçi tasarrufların GSMH içindeki oranı yüzde 19.3 olup global yatırımların sadece yüzde 0.7 sini çekebilmiştir. Kamu kesimi iç borç stoku 2000 yılında 58 milyar $ iken 2003 yılı 11 aylık rakam 122 milyar $’a, toplam borç stoku ise anılan dönemlerde 114 milyar $ dan 198 milyar $ a yükselmiştir.(DPT, 2003:48)

3. Aracı Kurum Nedir?

 

Sermaye piyasasında faaliyet gösterme yetkisi almış olan bankalar, aracı kuruluşlardan oluşur. Sermaye Piyasası Kanunu hükümlerine tabidirler, faaliyetleri, SPK Seri:V No: 19 sayılı "Aracılık Faaliyetleri ve Aracı Kuruluşlara İlişkin Esaslar Tebliği" ile düzenlenmiştir.(İMKB, 1999:20) Aracı kurumlar banka kökenli ve banka kökenli olmayanlar diye ayrıldığı gibi banka kökenli olanları faaliyetlerine göre ticari banka, kalkınma yatırım ve kalkınma bankaları olmak üzere ikiye ayrılmıştır.

 

Tablo.1 Faaliyette Bulunan Aracı Kuruluşlar

 

1995

2000

2001

2002

2003

ARACI KURUM

103

129

126

119

118

BANKA ARACI KURUM

62

73

58

48

44

TOPLAM

165

202

184

167

162

Kaynak: TSPAKB, Yıllık 2001, 2002, 2003

 

Banka aracı kurumları krizlerin ardından TMSF’ ye devrolunan banka sayısının artması aracılık faaliyetlerini terk etmeleri nedeniyle azalmış, banka dışındaki aracı kurumların sayısında ise azda olsa bir azalma olmuştur. 2002 yılında banka kökenli ve olmayan aracı kurumlar hisse senedini yarı yarıya paylaşırken 2003 yılında bu durum banka kökenli aracı kurumlar lehine olmuştur.

 

 

3.1 Kuruluş Şartları

Anonim ortaklık şeklinde kurulmuş olmaları, hisse senetlerinin tamamının nama yazılı olması, hisse senetlerinin nakit karşılığı çıkarılması, ödenmiş sermayelerinin asgari 500 milyar Türk Lirası olması ve sermayenin 50'sinin İ.M.K.B. Takas ve Saklama Bankası A. Ş. 'de hazine bonosu veya devlet tahvili şeklinde bloke edilmiş olması, esas sözleşmelerinin kanun hükümlerine ve Kurul düzenlemelerine uygun olması, kurucuların müflis olmadığının veya yüz kızartıcı bir suçtan dolayı hükümlülüklerinin bulunmadığının tespit edilmiş olması gerekir. Asgari sermaye miktarı, 1997 yılından başlamak üzere her yıl bir önceki yıl için tespit ve ilan olunan yeniden değerleme katsayısı oranında artırılarak ilgili yılın Haziran ayının sonuna kadar ödenir .

 

3.2 Faaliyet Konuları ve İzin

Sermaye piyasası araçlarının ihraç ve halka arz yoluyla satışına aracılık daha önce ihraç edilmiş olan sermaye piyasası araçlarının aracılık amacıyla alım-satımı, menkul kıymetlerin geri alım veya satım taahhüdü ile alım satımı, yatırım danışmanlığı, portföy yöneticiliğidir. Kredili menkul kıymet, açığa satış ve menkul kıymetlerin ödünç alma ve verme işlemleriyle de uğraşabilirler. Faaliyet izni başvuruları, incelenerek Kurulca uygun görülen kuruluşa, icra edeceği her faaliyet gösteren "Yetki Belgesi" verilir. Kurul' dan yetki belgesi alan aracı kuruluşlardan borsada işlem yapacak olanlar, ilgili borsadan borsa üyelik belgesi almak zorundadırlar.

 

 

3.3 Faaliyet izni Alınmasında Süreler

Kuruluş için, izin almalarını takiben en geç 6 ay İçinde, Kurul' a faaliyet izni almak üzere başvurmaları zorunludur. Bu süre içinde Kurul' a başvurmayan veya başvurusunun sonucunda kendilerine faaliyet izni verilmesi uygun görülmeyen kuruluşun bu başvuruya ilişkin izin alma hakkı düşer.

 

4. Türkiye’de Sermaye Piyasası

1990’lı yıllarda günlük 24 milyon dolar olan işlem hacmi 2000 yılında yaklaşık 40 kat artarak 931 milyon dolara yükselmiştir. İMKB’nin bölge liderliğinden çıkıp, gelişmekte olan ülke borsaları arasında liderliğe oynaması gerekmektedir.( BAHÇUVAN,BAHÇUVAN,1998:1)

 

Ülkemizde 2004 yılı Mart ayı itibariyle toplam tasarrufların yüzde 90 ‘ı sabit getirili yatırım araçlarında değerlendirilmekte, hisse senetleri ise ancak yüzde 10’luk pay almaktadır. Aynı yılda hisse senetlerinin payı yüzde 9 dan yüzde 10’a Sabit Getirili Menkul Kıymetler (SGMK)’lerin payı ise yüzde 27 den yüzde 31’e yükselmiştir. Aracı Kurumlar, İMKB ‘nin kurulduğu günden itibaren bu güne kadar halka arz yoluyla reel sektöre 23 milyar dolar civarında kaynak aktarılmasında aracılık etmiştir.

 

Kamu menkul kıymetlerinin toplam menkul kıymetler içindeki payı 1998 yılında yüzde 85 iken 2001 yılında yüzde 92’ ye çıkmıştır. Özel sektörün hisse senedi şeklindeki payı ise yüzde 15’ ten yüzde 8’e düşmüştür, özel sektöre kaynak aktarılamamaktadır.

 

Şekil.1. Ülkemizdeki Tasarrufların Dağılımı (%)

Kaynak : TSPAKB, Sermaye Piyasasında Gündem, Aylık Bülten Mayıs 2004

 

Borsada işlem gören şirketlerin piyasa değeri 1990 yılında milyar dolar cinsinden 18.7 iken 2000 yılında 69,5’ e 2002 yılında ise 34,4’ düşmüştür. Piyasa değerinin GSYİH’ ya oranı 1990 yılında yüzde 14.1 iken 2000 yılında yüzde 37.5’e yükselirken, 2002 yılında ise yüzde 20.4’e düşmüştür. Yabancı yatırımcıların İşlem hacimleri 2002 yılında 12,869 milyon dolarken 2003 yılında 17,334 milyon dolara yükselmiş, 2004 yılı Nisan ayı itibariyle 13.332 milyon dolardır. Toplam hisse senedi işlem hacminde en büyük pay yüzde 75 ile yurtiçi bireysel müşteriler oluşturmaktadır.

 

Takasbank A.Ş. nezdindeki hesaplarda yerli yatırımcı 2002 yılı Nisan ayında yüzde 50 iken 2003 yılı Ocak ayında yüzde 55’e yükselmiş, 2004 yılı Ocak ayında yüzde 47’ ye düşmüştür. Yabancı yatırımcıların payı 2003 yılı Ocak ayında yüzde 42 iken 2004 yılı Ocak ayında yüzde 50.7’ ye yükselmiştir.

 

Hisse senedi devir hızını gösteren hisse senedi hacminin piyasa değerine oranı 1990 yılında yüzde 31, 2000 yılında yüzde 259, 2002 yılında da yüzde 203 olarak gerçekleşmiştir. Yüksek devir hızı düşük likidite riskinin yanı sıra bu borsalarda kısa vadeli yatırımların ağırlıklı olduğunu göstermektedir.

 

Hisse senedi işlem hacmi 2002 yılında 141.5 milyar dolar, 2003 yılında 196.6 milyar dolar olurken 2002 yılında banka kökenli aracı kurumların pazar payları yüzde 49 iken 2003 yılında bu pay yüzde 53’e yükselmiştir. Toplam yatırımcı sayısı 2002 yılı Nisan ayında 1.563.659 ,2003 yılı Ocak ayında 1.626.405, 2004 yılı Ocak ayında 1.676.528’e yükselmiştir.

 

 

4.1 Halka Arzlar

Halka arz, finansman ihtiyacını karşılamak amacıyla hisse senetlerinin tanıtım faaliyetleri yardımıyla yatırımcılara satışıdır. Bu sayede Özkaynak miktarını artırmak suretiyle uzun vadeli yatırımlar gerçekleştirerek rekabetçi avantaj elde etmektedir. (KARATAPE,KARAASLAN,GÖKÇE, 2002:1)

 

İMKB’de işlem gören firmalar için halka açılmada özkaynağı güçlendirmenin yanında, kurumsallaşma, vergi, istisnalardan yararlanma, yaygın tanınma ve prestij, şirket hisse senetlerine likidite kazandırma ve modern yönetimdir.( DÜZAKIN, 1998:203)

Halka açık şirketlerin piyasa değerleri 2003 yılında 34,4 milyar dolardan 95,4 milyar dolara, 2004 yılında ise 132.5 milyon dolara yükselmiştir. Halka açık şirketlerin karlılığı 2001 yılında 1,606 milyon dolarken 2002 yılında 2,821 milyon dolar, 2003 yılında 4.166 milyon dolara yükselmiştir.Yabancı yatırımcının işlem hacmi 2002 yılında 12.869 milyon dolar iken 2003 yılında 17.334 milyon dolar , 2004 yılının ilk ayı da 3.047 milyon dolar olarak gerçekleşmiştir.

 

 

 

Şekil.2 Halka Açık Şirketlerin Piyasa Değeri(Milyar Dolar)

Kaynak:TSPAKB, Türkiye Sermaye Piyasası Gelişme, Strateji, Hedefler, Mayıs 2004

 

Yurtdışı kurumsal yatırımcılar piyasanın iyi olduğu dönemlerde yüksek piyasa değeri olan şirketleri tercih etmektedirler. Kurumsal yatırımcı / GSMH oranı 2001 yılında yüzde 2,7 iken 2003 yılında yüzde 5,7 ,2004 yılında da 7,7’ye yükselmiştir. Türkiye’de halka ilk arzda bulunan firmaların büyük bir çoğunluğu arzlarını yükselen bir piyasada gerçekleştirmişlerdir.

 

 

 

Şekil 3. Ülkemizde Halka Arzlar

Kaynak: TSPAKB, Sermaye Piyasasında Gündem, Nisan 2005

 

2000 yılında halka arz 44 adet gerçekleştirilirken en yüksek hasılat elde edilirken, İMKB-100 endeksinin ortalaması 2,35 dolar olmuştur. Sonraki yıllardaki halka arzların miktarı ve adetlerine bir daha ulaşılamamıştır.

 

İMKB piyasasında toplam SGMK işlem hacminin aracı kuruluşlara dağılımı; 2002 yılında bir önceki yıla göre yüzde 145 artışla 40 milyar dolara, toplam tahvil bono işlem hacmindeki payı yüzde 9 dan yüzde 15’e yükselmiştir.

 

 

5. Aracı Kurumların Performansı

2003 yılında aracı kurumların aktif toplamı yüzde 51 artışla 616 milyon dolardan 930 milyon dolara yükselmiş, dolar bazında özermaye büyüklüğüne göre aracı kurumların işlem hacmi payı; 2002 yılında büyük aracı kurumların yüzde 48 olurken 2003 yılında yüzde 62 olmuştur.

 

Tablo.2 Aracı Kurumlar ile İlgili Veriler (Milyon Dolar)

 

2001

2002

 2003

Aktif Toplamı

653.5

607.8

929.7

Özsermaye Toplamı

394.8

435.9

642.8

Nat Karı

176.9

70.2

92.1

Net Komsiyon Gelirleri

276.1

201.1

234,6

Personel Sayısı ( kişi)

7.156

6.636

6.035

Kaynak : TSPAKB, Sermaye Piyasasında Gündem,Aralık 2004

 

Orta Aracı kurumların payı yüzde 36’dan yüzde 31’e düşmüştür. Aktif toplamları yükselen aracı kurumların, özsermeyeleri de güçlüdür ancak net karlarda komisyon gelirlerinden kaynaklan azalma görülmektedir . Ülkenin ekonomik durumu ve halka açılmalardaki yetersizlikler aracı kurumların aktif hareketini sınırlamaktadır. Bu faaliyetlerine göre rasyoların açıklaması ektedir.

 

 

Tablo.3 Aracı Kurumlarda Çalışan Sayısı

Yıl

Kişi

1999

6.650

2000

8.336

2001

7.156

2002

6.626

2003

6.035

 Kaynak: TSPAKB, Yıllık 2001, 2002, 2003

 

2002 yılında çalışan lisans mezunları yüzde 52.5 iken 2003 yılında yüzde 52.2 ‘ye düşmüştür. Çalışanların iş tecrübesine bakıldığında 2002 yılında yüzde 56’sı 5 yılın üstünde olup 2003 yılında bu oran yüzde 61’e çıkmıştır. 2002 yılında 26-30 yaş arası çalışan sayısı yüzde 32 iken 2003 yılında yüzde 30.4 olmuştur. 2002 Yılında bankacılık sektöründe çalışan sayısı yüzde 6 azalma ile aracı kurum yetki belgesi alan bankalardaki bu azalışla beraber aracı kurum başına ortalama çalışan sayısı 58 kişiden 56 kişiye düşmüştür.

 

 

5.1 RASYOLAR

 

Bu çalışmada likidite ve aktif kalitesi, pasif yapısı ve karlılık ölçülerek yorumlanmıştır.

 

Kaynak: TSPAKB, Yıllık 2001, 2002, 2003

 

1) Likidite ve Aktif yapısı;

Aracı kurumlar para ve benzerleri ile kısa vadeli borçlarını karşılayabilmektedir. Genelde incelenen beş yılda yüksek likidite yapısına sahiptir. 1999 yılında yüksek Likidite yapısına sahip olmasına rağmen 2000 yılında büyük bir düşüş yaşamıştır bunun nedenleri ise yaşanan krizler olup sonraki yıllarda ise bu oran aynı oranda gerçekleşmiştir. 2003 yılında likit haldedir.

 

Toplam Aktif içinde Dönen Varlıkların oranına bakıldığında 1999 yılında dönen varlıklar; toplam varlıkların yüzde 90‘ını oluşturmaktadır. 2000 yılı ve sonrasında toplam varlıkların içindeki payı oranında azalma gerçekleşmiştir. Aracı Kurumlar yatırımlarını kısa vadeli değerlendirirken 2000 yılında ve sonraki göstergelerde elinde bulundurduğu menkul kıymetlerin değerinde azalma meydana gelmiştir. Bu nedenle dönen varlıkların payı azalmıştır. Varlık yatırımlarını 2000 yılında ve sonrasında kademeli olarak uzun vadeli değerlendirmiştir.2002 yılında dönen varlıklar yüzde 10 oranında azalmıştır. 2001 yılında dönen varlıkların toplam aktifler içindeki payı yüzde seksen bir iken 2002 yılında yüzde 70 olarak gerçekleşmiş, 2003 yılı içinde ise yüzde 75 olmuştur. 2002 yılında likit yapı dönen varlıklardaki azalış, finansal duran varlıklardaki artış şeklinde gerçekleşmiştir. 2002 yılında sektör likit, güçlü sermayeye sahiptir.

 

2) Pasif yapısı ve Özsermaye;

Kaynak : TSPAKB, Yıllık 2001, 2002, 2003

 

1999 ve 2000 yıllarında işletmenin finansmanında yabancı kaynak kullanıldığını gösteriyor. Bu işletmeyi faiz yükü altına sokabilir. 2001 ve sonrası yıllarda işletme finansmanında özkaynak kullanılmıştır. Bu faiz ve uzun vadeli borçların ödenmeme riskini azaltmıştır. Özkaynakların fazla olması her zaman iyi politikadır ancak genellikle işletmenin bilanço aktif değerinde kademeli olarak azalma gerçekleşmiş 1999 ve 2003 yılına göre işletme 1,77 oranında küçülmüştür. 2002 yılında kısa vadeli borçların oranı hızla gerilemiştir. 2003 yılında güçlü özsermayeleri mevcuttur. Kısa vadeli borçlardaki artış ticari borçlardan kaynaklanırken, uzun vadeli borçlardaki artış kıdem tazminatı karşılıklarından gerçekleşmiştir.

 

Toplam Aktifler içinde Özsermaye oranı aktiflerin işletme sahiplerince finansmanını göstermektedir. 2000 yılından sonra sürekli artış göstermiştir, bu da iyi bir yönetimin göstergesidir. 1999 ve 2000 yıllarında ise aracı kurumlar spekülatif bir finansman şeklini tercih edilmiş ve büyük karlar sağlanmıştır. 2002 yılında özsermayenin payı yüzde 60’tan yüzde 72’ye yükselmiştir. 2003 yılında özsermayelerinin bilanço içindeki payı 70 civarında kalmış, ödenmiş sermayeleri de reel olarak yüzde 7 artmıştır.

 

 3) KARLILIK

Kaynak : TSPAKB, Yıllık 2001, 2002, 2003

 

Özsermaye içinde net dönem karına bakıldığında 1999, 2000 ve 2001 yıllarında bu oranın yüksek çıkması satışların karlılığının ve özsermaye devir hızının arttığını gösterir. Satışların karlılığı artması maliyet ve giderlerinin azaldığı ve net satışlar rakamının artması ile gerçekleşir. 2002 yılında oran ideal seviyededir. 2003 yılında ise özkaynak karlılığı düşmüş bunu satış karlılığını düşmesi, net satışların düşmesiyle maliyetlerin artması sonucu özkaynak karlılığı düşmüştür.

 

Toplam Aktifler içinde net dönem karı, kaynakların yatırıldığı alanların verimliliğini gösterir. Kar aracılık komisyonları, menkul kıymet alım-satım karları, diğer hizmet satışlarından oluşmaktadır. 2001 yılında yüksek verimlilik gerçekleşmiş 1999,2000 ve 2002 yıllarında oran ideal seviyesinde iken 2003 yılında en üst seviyede olduğunu görüyoruz. 1999 yılında ise tüm göstergeler olumludur. Aracı kurum sayısının 1990’lı yılların başında hızla artması rekabeti olumlu etkilemişse de piyasa büyüklüğünün ve aracı kurum gelirlerinin sınırlı kaldığı piyasada hizmet kalitesi düşmüştür. Spekülatör ve manipülatörlerle çalışmaları hem fiyat hem de piyasa üzerinde olumsuz etkiler yaratmıştır. Bu da piyasaya gelebilecek yatırımcıyı korkutmuştur. 2000 yılında İMKB 20.000 puandan 7000 puana düşerek rekor kırmıştır. Derinlik olmadığından spekülasyona müsait olan borsa küçük tasarrufçular için kumar niteliğine bürünmüştür. 2003 yılında faaliyet gelirleri içinde aracılık komisyonlarının payı 65 olup brüt kardaki reel yüzde 3 gerilemeye karşın faaliyet giderleri yüzde 15 oranında daralmıştır. Aracı kurumlar tasarruf tedbirleri ile maliyet giderlerini reel anlamda azaltmışlardır.

 

6. Sonuç

Kamu sektörünün borçlanma ihtiyacı, özel sektörü piyasalardan dışlamış ve fonların reel sektöre aktarılmasını engellemiştir. Bu ise sermaye piyasalarının işleyişini etkilerken Aracı Kurumların kuruluş amaçlarını yerine getirememesine neden olmaktadır.

 

Yapılması gerekenler; kişi başına düşen milli gelir arttırılarak tasarruf hacminin yükseltilmesi, sermaye arzının arttırılmasının sağlanması ve mali sektörün güçlendirilmesi gerekir. Borsada işlem gören şirket sayısının yeterli sayıda olmaması yanında halka açıklık oranlarının düşüklüğü ve azınlık haklarının yeterince korunmaması , aracı kurum sayısı azaltılıp piyasadaki risklerle birlikte taahhüt edeceği garanti fonu kurulmalıdır. Aracı kurumlarda çalışan personelin eğitim kalitesi arttırılmalıdır. Kurumsal yatırıma tabanın gelişmesi ayrıca yatırımcıların ilgisinin arttırılması gerekir. TMSF’ ye devrolunan bankalar içinde aracı kurumların faaliyetlerinin durumunun açıkça belirtilmesi gerekir.

 

KAYNAKÇA

AKYÜZ A.(2002) Türk Sermaye Piyasaları: İlk 20 Yılın Özet Bilançosu, İktisat işletme ve Finans Dergisi, Aralık Yıl:17, 5-9ss

BAHÇUVAN A., BAHÇUVAN S., İMKB‘nin Gelişimini Hızlandırmak İçin Bulunan Çözüm Yollarıyla ilgili Araştırma, http://www.boryad.org ,[ ziyaret tarihi 2.4.2004]

CİVAN M., KAYACAN M.(2002), Türkiye Ekonomisinin Finansman Dengesinin Sermaye Piyasası Açısından İncelenmesi(1990-2002) İktisat işletme ve Finans Dergisi Yıl:17 ,Aralık, 86-103ss.

DÜZAKIN H. G.(1998) Türkiye’de Hisse Senetleri İMKB’ de İşlem Gören Firmaların Halka İlk Arz ile İlgili Görüşlerinin Değerlendirilmesi, Doktora Tezi

DIŞ YATIRIM, Türkiye’de Halka Arz Piyasası Üzerine Notlar www.econ.boun.edu.tr/courses/econfin/EF502/28Nisan/dıs_yatirim_ipo_notes_apr041.ppt , [ziyaret tarihi 2.4.2004]

DPT(2003), Mali Piyasalarda Gelişmeler, Mali Piyasalar Dairesi Başkanlığı , Aralık, Ankara DPT

GÜNDÜZ L., YILMAZ C. , YILMAZ M.K. (2001) Türkiye’deki Aracı Kurumların Performans Analizi(1993-1998):Kantitatif Bir Değerlendirme, Bahçeşehir Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Cilt:1, Mart , Sayı:3

EKONOMİSTLER PLATFORMU(2003), Ekonomide Uzlaşı Programı Sermaye Piyasaları Çözüm Önerileri, http:// www.ekonomistler.com, [ziyaret tarihi 2.4.2004]

KARATEPE Y., KARAASLAN E., GÖKGÖZ F., (2002), Türkiye’de Birincil Halka Arz Uygulamalarının Analizi, iktisat İşletme ve Finans Dergisi, Yıl:17, Aralık, 20-31ss

KOÇ İlhami(2002), Reel Sektörün Finansmanında Sermaye piyasasının Rolü Konferansı Konuşması, 12 Aralık İstanbul. http://www.tspak.org.tr/paneller/reel_sektor/ikoc.htm , ziyaret tarihi 2.4.2004

MÜSLÜMOV Alövsat, ARAS Güler(2002), Sermaye Piyasası Gelişmesi ve Ekonomik Büyüme Arasında Nedensellik İlişkisi: OECD Ülkeleri Örneği, İktisat işletme ve Finans Dergisi, Eylül ,Yıl:17, ss:90-99

İMKB,Sermaye Piyasası ve Borsa Temel Bilgileri Klavuzu , İstanbul 1999

TSPAKB, Sermaye Piyasalarında Gündem, Mayıs 2004, sayı :21

TSPAKB , Sermaye Piyasasında Gündem, Aylık Bülten Aralık 2002,4s

TSPAKB , Sermaye Piyasasında Gündem, Aylık Bülten Mayıs 2004 ,4-8s

TSPAKB(2004), Güney Kore ve Türkiye Sermaye Piyasaları,

http://www.tspakb.org. , ziyaret tarihi 2.4.2004,12s

TSPAKB , Sermaye Piyasasında Gündem,Aylık Bülten ,Temmuz 2004

TSPAKB(2002), Tasarrufların Değerlendirmesinde Fırsatlar Ülkesi Türkiye, Şubat, http://www.tspakb.org. , [ziyaret tarihi 2.4.2004]

TSPAKB(2004), Güney Kore ve Türkiye Sermaye Piyasaları,

http://www.tspakb.org. , [ziyaret tarihi 2.4.2004]

TSPAKB, Türk Sermaye Piyasası 2001, http://www.tspakb.org. , [ziyaret tarihi 2.4.2004]

TSPAKB, Türk Sermaye Piyasası 2002, http://www.tspakb.org. , [ziyaret tarihi 2.4.2004]

TSPAKB ,Türk Sermaye Piyasası 2003, http://www.tspakb.org. , [ziyaret tarihi 2.4.2004]

TSPAKB ,(2004)Türkiye Sermaye Piyasası Gelişme, Strateji, Hedefler, Mayıs, http://www.tspakb.org. , [ziyaret tarihi5.4.2004]

İMKB, http://www.imkb.gov.tr [ziyaret tarihi 7.4.2004]