YIL: 12

SAYI: 134

ŞUBAT 2009

 

 

önceki

yazdır

 

 

Dr.Bülent ÖZKAN

 

Dr.Gökçen ÖZKAN

 

                                                                                                   

  

İŞVEREN VE YÖNETİCİ PROFİLİ AÇISINDAN DOĞRUDAN YABANCI SERMAYE YATIRIMLARININ ÖNÜNDEKİ ENGELLER


ÖZET

Çalışmanın amacı doğrudan yabancı sermaye yatırımlarının bir ülkeye gelmesindeki engelleyicileri belirlemek ve bu belirleyicilerin ne ölçüde etkide bulunduğunu tespit etmektir. Çalışmanın amacını gerçekleştirmek için Gaziantep organize sanayi bölgesinde faaliyette bulunan 239 işveren ve yöneticiye literatürdeki ölçeklere dayanılarak hazırlanmış bir anket formu yöneltilmiştir. Veri toplama aracı olarak tesadüfi örnekleme tekniği kullanılmış ve sonuçlar faktör analizine tabi tutulmuştur. Uygulanan faktör analizi tekniğiyle doğrudan yabancı sermaye yatırımlarının engelleyicileri ölçeği geliştirilmeye çalışılmış ve uygulanan analiz sonucunda 3 faktör elde edilmiştir. Bu faktörler ekonomik ve politik sorunlar faktörü, yasal sorunlar faktörü ve yapısal sorunlar faktörü olarak adlandırılmıştır. İşveren ve yöneticilerin görüşleri doğrultusunda; ekonomik istikrar, politik istikrar, döviz kuru, yolsuzluklar, AB ile uyum süreci, özelleştirme politikaları, enerji fiyatları, enflasyon, hukuksal altyapı ve vergi politikalarının önemli engelleyiciler olduğu tespit edilmiştir.

         Anahtar kelimeler: Doğrudan yabancı sermaye, işveren, yönetici, faktör analizi

 

ABSTRACT

         The objectives of the study were to determine the factors for the limitations on transfer of foreign direct investments’ to a foreigner country and to understand how much these limitations affect the transfer. To reach the desired goals of the study, 239 employer and managers in the Gaziantep Organized Industry Zone were asked to participate in a survey generated considering the current literature and similar surveys. The data obtained randomly sampling method was statistically evaluated using factor analysis. By statistical analysis, three important limitations for the foreign direct investments were determined. These limitations factors are; economical and political problems, juristical problems, and structural problems. According to employer and managers, instabilities in the economics and politics of the country, instability in foreign currency, corruptions in the society, adaptation process to European Union, privatization politics, energy costs, inflation, juristically structure, and tax policies are main limitations for the transfer of foreign direct investments.

         Key words: Foreign direct investment, employer, manager, factor analysis

 

1. Giriş

Dünya ekonomisinde son yıllarda doğrudan yabancı sermaye yatırımları önemli bir gelişme göstermektedir. Dünya ki resmi geliştirme yardımlarına göre, serbest ticaret ve özelleştirme sayesinde zengin ülkelerden fakir ülkelere doğru sermaye hareketliliği düzenli bir şekilde azalma göstermekte iken, gelişmekte olan ülkelere akışı ise düzenli bir artış göstermektedir (Nguyen and Amin, 2002, s.279). Bu sermaye akışı, bu ülkelerin teknolojik yönden gelişmesinde, istihdam oluşturmasında ve ekonomik büyümeyi sağlamasında önemli katkılar sağlamaktadır.

Yatırım yapılmak istenen ülkede doğrudan yabancı sermaye yatırımlarının yer seçimi konusunda iki farklı görüş bulunmaktadır. Birinci görüş; pazarın potansiyeli, işgücü harcamaları, ekonomik büyüme, hükümet politikaları gibi geleneksel yer seçimi faktörleri ile açıklanmaktadır. İkinci görüş ise yatırım yapılan ülkenin politik, ekonomik, yasal ve altyapı faktörleri gibi çevresel değişkenlerini ifade etmektedir (Berköz-Türk, 2007, s.63).

Türkiye’de doğrudan yabancı sermaye yatırımları konusunda kabul gören düşünce, kamunun faaliyet gösterdiği sektörlerde özel kesimin finansman gücünden yararlanılması şeklindedir. Bu çerçevede, ekonomik ve sosyal altyapı hizmetlerinin zamanında yapılabilmesi için yüksek miktarda yerli ve yabancı finansman kaynaklarına ihtiyaç bulunmaktadır. Türkiye`nin öz kaynaklarının yetersiz kalması yabancı finansman kaynaklarına olan ihtiyacı daha da arttırmaktadır.

Yıllar itibariyle istatistiklere bakıldığında; Türkiye’ye doğrudan yabancı sermaye yatırımlarının istenilen düzeyde gelmediği görülmektedir. Türkiye’ye doğrudan yabancı sermaye yatırımlarının istenilen düzeyde gelmesinde karşılaşılan en büyük sorunlar olarak; krizler, yüksek vergiler, enerji maliyetleri, politik istikrarsızlık, aşırı bürokrasi, yolsuzluklar, enflasyon, ekonomik istikrarsızlık, özelleştirmedeki başarısızlıklar, yetersiz hukuksal yapı ve elverişsiz altyapı sayılabilmektedir (Erdilek, 2003, s. 80).

1.1. Ekonomik İstikrar, Kriz ve Kur Garantisi  

Doğrudan yabancı sermaye yatırımlarının bir ülkeye gelmesinde en etkili olan faktörlerden birisi ekonomik istikrardır. Ülkedeki ekonomik istikrarsızlık, krizlerin olduğu veya olabileceği muhtemel olan bir ekonomide yatırım kararlarını olumsuz yönde etkilemektedir. İstikrarsız bir ekonomide şirket karları olumsuz yönde etkilendiğinden yatırımcılar bu durumu ülke için kayıp olarak görmektedirler. Aşırı değerlenmiş ev sahibi ülke parası doğrudan yabancı sermaye yatırımlarının azalmasında etkili olan bir başka faktördür. Aşırı değerlenmiş ev sahibi ülke para birimi gelen yatırımın satın alma gücünü zayıflattığından sermaye sahiplerinin yatırım kararı vermesinde olumsuz yönde etkili olmaktadır (Demirel Onur, 2006, s.72-73).

Doğrudan yabancı sermaye yatırımları ile döviz kuru arasında önemli bir ilişki bulunmaktadır. Buna göre; Dolar, Pound, Alman Markı, Frank ve Liret gibi önemli para birimleri ile döviz kuru istikrarsızlığı arasındaki ilişkiyi ölçmek için yapılan araştırmada istikrarsızlığın doğrudan yabancı sermaye yatırımlarını negatif yönde etkilediği sonucuna ulaşılmıştır (Erdal ve Tatoğlu, 2002, s. 4)

1980'li yıllardan sonra gelişmekte olan ülkelerin büyüme performanslarını devam ettirebilmeleri için, dış kaynaklara olan gereksinimleri giderek artmış ve değişen koşullarda ödemeler dengesi krizleri yerini borç krizlerine bırakmıştır. Küreselleşmenin beraberinde gelişmekte olan ülkeler, dünya ile bütünleşmek ve uluslararası finansal piyasalardan daha fazla kaynak elde edebilmek amacıyla önce cari işlemler bilançosunu daha sonra da sermaye hareketlerinin konvertibilitesini gerçekleştirmişlerdir (Tuncer, 2001, s. 43).

1.2. Vergiler

Ev sahibi ülkedeki yüksek vergi oranları yabancı yatırımların karlılığını azaltmakta ve ülkeye doğrudan yabancı sermaye yatırımlarının girişini azaltmaktadır. Yapılan bir çalışmaya göre, ABD’deki eyalet vergilerinin ABD’deki doğrudan yabancı sermaye yatırımlarını olumsuz yönde etkilediği görülmektedir (Hines, 1996, s.1076). Ülkelerin izledikleri vergi politikaları da yatırım kararlarında ev sahibi ülkelerin bütçe sistemleri üzerinde etkili olmakta ve onların finansal dönüşüm oranlarına fiili etkide bulunmaktadır (Morisset-Pirnia, 2000, s.8).

Çokuluslu şirketlerin yer seçimi kararlarında ülkelerin uyguladıkları vergi araçları önemli etkide bulunmaktadır. Avrupa birliğinde`ki Amerika sermayeli şirketlerin davranışları üzerine yapılan bir araştırmaya göre, ortalama geçerli vergi oranlarının marjinal vergi oranlarından daha çok doğrudan yabancı sermaye yatırımları üzerinde etkide bulunduğu sonucuna ulaşılmıştır (Devereux and Griffith 1998 s.335).

Vergi politikalarının ve teşviklerin doğrudan yabancı sermaye yatırımları üzerindeki etkileri ele alınırken öncelikle yabancı yatırımın sektörlerine dikkat etmek gerekmektedir. Giyim ve imalat sektöründeki firmalar ile ihracat merkezli firmalar uluslararası pazarda daima yüksek bir rekabet içerisinde bulunduklarından, maliyeti artırıcı bütün etkenlere karşı son derece hassas olmaktadırlar. Dolayısıyla bu tür firmalar vergisel teşviklere en fazla reaksiyon gösteren yabancı yatırımlar içerisinde yer almaktadırlar (Benk, 2003, s.5).

Ülkelerin vergi rejimleri; e-ticaret, sigorta ve bankacılık hizmetleri sağlayan firmalar üzerinde de etkili olmaktadır. Düşük vergi oranlarını uygulayan ülkeler gelirlerinin büyük bir kısmını yine düşük vergi oranı uygulayan ülkelere aktararak gelirlerini vergilerin olumsuz etkilerinden soyutlama yoluna gitmektedirler (Hines-Hubbard, 1999, s.32).

1.3. Enerji Maliyetleri

Sermaye sahipleri yatırım kararı alırken ülkenin enerji kaynaklarını ve maliyetlerini de göz önünde bulundurmaktadırlar. Enerji maliyetlerinin yüksek veya kıt olduğu ülkeler genelde tercih edilmemektedir. Türkiye’nin mevcut enerji kaynaklarının yetersiz olması, bu alanda dışa bağımlı olması sonucunu doğurmuştur. Ekonomik büyüme ve artan talebe bağlı olarak bu bağımlılığın giderek artması beklenmektedir. Buna karşılık, Orta Asya ve Ortadoğu ülkelerindeki zengin petrol ve doğal gaz kaynaklarının batı pazarlarına taşınmasında önemli bir koridor olması Türkiye için büyük bir avantaj teşkil etmektedir.

Türkiye’deki enerji fiyatları, ekonomik büyüme, ihracat ve rekabet gibi önemli parametreleri etkilemektedir. Türkiye, sanayide kullandığı elektrik, doğalgaz ve benzin fiyatlarını dünyanın en pahalı enerjileri olarak kullanmaktadır. Bundan dolayı yüksek enerji maliyetleri doğrudan yabancı sermaye yatırımlarının gelmesinde önemli bir dezavantaj yaratmaktadır (Erişim: www.atonet.org.tr., 02.11.2004).

1.4. Enflasyon

Ev sahibi ülkeye doğrudan yabancı sermaye yatırımlarının gelmesinde enflasyon önemli bir belirleyicidir. Ancak, yüksek bir enflasyon oranının iç ekonomik istikrarsızlığı gösterdiği kesin değildir. Enflasyonun yüksek olduğu ülkelerde, ev sahibi ülke hükümetleri uygun bir para politikası inşa etmede yetersiz kalmaktadır. Yüksek enflasyon ortamında firmalar ürün döneminde ve girdi fiyatlandırmasında belirsizlikle karşılaşmaktadırlar. Böyle bir ortamda çokuluslu şirketler bu durumdaki ülkelerde yatırımlarını azaltabilmekte veya yatırım yapmaktan çekinebilmektedir (Dharmendra, Mixon ve Upadhyaya, 2007, s.3).

Enflasyon oranının yüksek ve dalgalı olduğu bir ekonomide ortaya çıkan belirsizlikler sonucunda reel getirisi sabitlenmemiş her türlü yatırımın reel getirisi de belirsiz olmaktadır. Bu belirsizlik bireylerin ve firmaların uzun vadeli sözleşmeler yapmasını zorlaştırmakta ve bunun sonucunda da yatırım harcamalarının azalmasına yol açmaktadır. Yatırımların borçlanma yolu ile finanse edildiği bir ortamda enflasyondaki dalgalanmaların yol açtığı risk primi yatırım maliyetlerini de artırmaktadır (Pyndick ve Solimano, 1993, s.259).

Enflasyon oranlarının yüksek olduğu ekonomilerde yatırımcılar, enflasyonun olumsuzluklarını daha fazla hissetmektedirler. Enflasyon oranının 2003 yılında % 18 olduğu Türkiye’de 600 milyon dolarlık doğrudan yabancı sermaye yatırımı yapılmış olmasına rağmen, enflasyonun % 12 olduğu 2006 yılında Türkiye de doğrudan yabancı sermaye yatırımlarının 20 milyar dolar seviyesine ulaştığı görülmektedir (TCMB Raporu, 2007).

1.5. Politik İstikrar

Baskıcı yönetimler ve özgür olmayan siyasi ortamlar genellikle ekonomiyi etkilemekte ve risk unsurunun gelişmesine neden olmaktadır. Böyle bir ortamda sermaye sahipleri yatırım kararlarını yeniden gözden geçirmekte veya erteleyebilmektedirler (Karagöz, 2007, s.8). Ayrıca; baskıcı rejimler doğrudan yabancı sermaye yatırımlarını engelleyen unsurları kullanarak onlardan sağlanacak faydadan yoksun bırakılmasına neden olmaktadır (Zeng, 2008, s.9).

1.6. Hukuksal Altyapı    

Dış ticaret sistemindeki liberalleşme eğilimi ile birlikte doğrudan yabancı sermaye yatırımlarının ihtiyaç duyabileceği ara malları ithal etme ve ürettiklerini ihraç etme konusunda yabancı firmaya hareket kolaylığı sağlanmıştır. Yatırımların ticaret edilebilir sektörlere yöneleceği varsayımıyla, dışa daha fazla açık olan ülkelerin daha fazla doğrudan yabancı sermaye yatırımlarını çektikleri görülebilmektedir (Khyeda Svitlana, 2007, s. 78). Yabancı sermaye yatırımlarının önündeki engellerin kaldırılması ve bu yatırımlardan verimli bir şekilde yararlanılabilmesi için 2003 yılında 4875 sayılı yabancı sermaye kanunu çıkarılmıştır.

 

1.7. AB ile Uyum Süreci ve Özelleştirme Uygulamaları   

Ülkelerdeki özelleştirme ve yapısal reformlara ilişkin gecikmeler iç ve dış piyasalarda tedirginliği artırarak, sermaye girişlerini dolayısıyla likiditeyi olumsuz etkilemektedir. 1980’lerin başından itibaren başlayan dışa açılma ve liberalleşme hamleleriyle ekonomi uluslararası ticarete daha açık hale gelmiştir. 1990’lı yıllarda AB ile ilişkilerin canlanması ve 1996’da gümrük birliğine girilmesiyle ekonomik açıklık daha da artmıştır. AB’ye adaylığın resmileştiği dönemden itibaren Türk ekonomisi yüksek oranda doğrudan yabancı sermaye yatırım girişi beklentisi içine girmiştir (Karagöz, 2007, s.8). Bu beklentilere paralel olarak 2006 yılında dünyadaki 1.2 trilyon dolarlık yatırımdan Türkiye yaklaşık olarak 20 milyar dolarlık pay alarak 9. sırada yer almıştır. 2007 yılında bu rakam 16.4 milyar dolar olarak gerçekleşmiştir. Bu aynı zamanda Türkiye gibi cari açığın olduğu ekonomilerde cari açığın finansmanı içinde önemli bir kaynak oluşturmaktadır (Hazine Müsteşarlığı Raporu, 2008).   

 

1.8. Yolsuzluklar ve Bürokrasi

Yolsuzluk kamu kaynaklarının özel kullanım için kullanılması olarak tanımlanmaktadır (Pablo M. Pinto and Boliang Zhu, 2008, s.5). Yolsuzlukların doğrudan yabancı sermaye yatırımları üzerindeki etkileri yolsuzlukların neden olduğu belirsizlikler ve yolsuzluk düzeyinin önceden bilinmesi ile ilişkilendirilmektedir. Yüksek düzeydeki yolsuzluklar ile rüşvet oranındaki yüksek değişimler doğrudan yabancı yatırımların girişini azaltmaktadır (Wei, 1997,  s.3).

Yolsuzlukların doğrudan yabancı sermaye yatırımları üzerindeki etkisi, yatırım çeken ülkede yolsuzlukların yaygınlığına bağlı olabildiği gibi, yatırım yapan ülkenin yolsuzluklara bakış açısı ile de ilgili olabilmektedir (Lambsdorff, 1998, s.56). Gelişmekte olan ülkeler üzerine yapılan çalışmalarda yolsuzlukların doğrudan yabancı sermaye yatırımları üzerinde olumsuz etkisi olduğu sonucuna varılmıştır (Habib ve Zurawicki, 2001, s. 687). Ayrıca, yolsuzluklar ülkelerin ekonomi politikalarının şeffaflığının kaybolmasına yol açarak bu ülkelerin yabancı yatırım çekmelerinde önemli bir engel olmaktadır (Drabek ve Payne 1999, s. 22).

 

3.Araştırma Yöntemi, Araştırma Verileri ve Bulgular

3.1. Araştırma Yöntemi

Doğrudan yabancı sermaye yatırımlarının ülkeye gelmesinde karşılaştığı temel sorunları açıklamaya yönelik olarak faktör analizi uygulaması tercih edilmiştir. Faktör analizi, sosyal bilimler ile birlikte farklı alanlarda oldukça tercih edilen çok değişkenli bir analiz tekniğidir (Semerci, 2004, s.52).

Faktör analizinin amacı, değişkenler arasındaki karşılıklı bağımlılığın araştırılmasıdır. Bu analiz, veriler arasındaki ilişkilere dayanarak verilerin daha anlamlı ve özet bir biçimde sunulmasını sağlayan "çok değişkenli istatistiksel analiz" türüdür (Altay, 2003, s. 10).

 

3.2. Araştırma Verileri

Doğrudan yabancı sermaye yatırımlarının gelmesindeki engelleri tespit etmeye yönelik olarak Gaziantep ilinde faaliyet gösteren 239 işveren ve yönetici ile yüz yüze olarak tesadüfi örnekleme tekniğine bağlı olarak görüşülmüştür. Gaziantep Ticaret Odası ve Gaziantep Sanayi Odalarına kayıtlı 1710 işyeri bulunmaktadır (www.gso.org.tr. 13.03.2008). Örnek evrenin %14’ünü oluşturmaktadır. Araştırma ölçeğinin 9 soruluk ilk bölümü demografik değişkenleri belirlemeye yönelik sorulardan oluşmaktadır. Ölçeğin ikinci bölümü ise 9 maddelik 5’li Likert tarzında hazırlanmış doğrudan yabancı sermaye yatırımlarının engelleyicilerini belirlemeye yönelik sorulardan oluşmaktadır.

1=Kesinlikle Katılmıyorum

2=Katılmıyorum

3=Kısmen Katılıyorum

4=Katılıyorum

5=Kesinlikle Katılıyorum

Faktör analizi uygulama sonuçları SPSS (13.0) kullanılarak elde edilmiştir.

 

3.3. Bulgular

Çalışmada işveren ve yöneticilerin verdikleri cevapların altında yatan faktörleri bulmak amacıyla, faktör analizi uygulanmıştır (Temel bileşenler analizi, Equamax rotasyonu).

 

Tablo 1: Deneklerin Demografik Özellikleri

 

Cinsiyet Dağılımı

Frekans

%

Uyruk

Frekans

%

Bayan

7

2,9

Türk İşverenler

 

224

93,7

Erkek

232

97,1

Yabancı Uyruklu

15

6,3

Toplam

239

100,0

Toplam

239

100,0

Yaş Dağılımı

Frekans

%

Eğitim Durumu

Frekans

%

18-30

72

30,1

İlkokul

25

10,5

31-45

120

50,2

Ortaokul

22

9,2

46 yaş ve üstü

47

19,7

Lise

71

29,7

Toplam

239

100,0

Üniversite

121

50,6

 

 

 

Toplam

239

100

 

Tablo 1’e ilişkin olarak; ankete cevap verenlerin % 97,1’lik (232 kişi) kısmını erkekler, % 2,9’luk (7 kişi) kısmını ise kadınlar oluşturmaktadır. Kadın işveren ve yöneticilerin az sayıda katılımının nedeni, anketin organize sanayi bölgesindeki işverenler ve yöneticilerle yapılmış olmasıdır. Ankete cevap verenlerin yaş gruplarına göre dağılımı incelendiğinde; 18-30 yaş grubunda % 30,1 (72 kişi), 31-45 yaş grubunda % 50,2 (120 kişi) ve 46 yaş ve üstünde ise % 19,7 (47 kişi) oranında katılımın olduğu görülmektedir. Bu dağılım, araştırma örnekleminin ağırlıklı olarak 31-45 yaş grubundaki bireylerden oluştuğunu göstermektedir. Ankete katılan işveren ve yöneticilerin % 93,7’si (224 kişi) Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı, % 6,3’ü (15 kişi) ise yabancı uyruklu işverenler ve yöneticilerden oluşmaktadır. İşverenlerin eğitim durumları incelendiğinde; % 10,5’i (25 kişi) ilkokul, % 9,2’si (22 kişi) ortaokul, % 29,7’si (71 kişi) lise ve % 50,6’sı (121 kişi) ise üniversite mezunlarından oluşmaktadır. Bu durum sanayide bulunan işveren ve yöneticilerin ağırlıklı olarak üniversite mezunu olduklarını ortaya koymaktadır.

 

Faktör analizinden önce, örnek alınan kütlenin yeterliliğini test etmek için Kaiser-Meyer-Olkin (KMO) ve verilerin uygunluğunu test etmek için de Barlett’s Test of Sphericity uygulanmıştır (KMO: 0,772, Barlett’s Test of Sphericity: 402.373 p<0,000). Tüm anket sorularının güvenirliliğini ölçen Cronbach Alpha = ,746’dır. Bu testler sonucu verilerin faktör analizinin uygulanmasına uygun olduğu sonucu ortaya çıkmıştır. Her bir değişkenin toplam çözüme katkı sağlayıp sağlamadığı veya önerilen çözüm üzerinde bozucu etkiye sahip olup olmadığını belirlemek için Anti-Image korelasyon matrisine bakılarak sonuç test edilmiştir. Matrisin sonucuna göre 0,50’nin üzerindeki değişkenlerin toplam çözüme katkı sağladıkları görülmüştür. 0,50 kritik değerinin altında kalan değişkenler ise analizden çıkarılmıştır. Korelasyonların anlamlı olduğunun iddia edilebilmesi içinde Barlett’s Test değerlerinin anlamlılık seviyesinin 0.05’den küçük olması gerekmektedir. Faktör analizi ile ilgili bu ön testlere ait sonuçlar Tablo 2’de gösterilmektedir.

 

 

Tablo 2. KMO ve Barlett’s Test Sonuçları

 

Kaiser-Meyer-Olkin Measure of Sampling Adequacy.

,772

Bartlett's Test of Sphericity

 

 

Approx. Chi-Square

402,373

 

Df

36

 

Sig.

,000

 

Doğrudan yabancı sermaye yatırımlarının yer seçiminde engelleyiciler ölçeğinin KMO değerinin 0,772 çıkması ölçeğin oldukça güvenli olduğunu doğrulamakta; Barlett’s Testi değerinin 402,373 (p=0,00<0,05) ile anlamlı sonuç vermesi de faktör analizi sonucunun geçerli olduğunu göstermektedir. Ancak ölçümün geçerli sayılabilmesinin ön koşulu Cronbach’s Alpha değerinin yüksek olmasıdır. Tablo 3’de ölçeğin güvenirliği gösterilmektedir.

 

Tablo 3. Ölçeğin Güvenirlik Analizi

 

Cronbach's Alpha

N of Items

,746

9

 

9 değişkenli faktör analizinin değeri 74,6’dır. Bu analizin güvenilir olduğunu göstermektedir. Tablo 3’de görüldüğü üzere; 9 maddeden oluşan ölçekte 3 boyutlu yeni bir ölçek elde edilmiştir.

 

 

 

 

Tablo 4. Toplam Varyans

 

 

Component

Initial Eigenvalues

Extraction Sums of Squared Loadings

Rotation Sums of Squared Loadings

Total

% of Variance

Cumulative %

Total

% of Variance

Cumulative %

Total

% of Variance

Cumulative %

1

3,042

33,803

33,803

3,042

33,803

33,803

2,013

22,370

22,370

2

1,152

12,802

46,605

1,152

12,802

46,605

1,671

18,562

40,932

3

1,053

11,699

58,305

1,053

11,699

58,305

1,564

17,373

58,305

4

,881

9,785

68,090

 

 

 

 

 

 

5

,796

8,842

76,932

 

 

 

 

 

 

6

,628

6,976

83,908

 

 

 

 

 

 

7

,550

6,109

90,017

 

 

 

 

 

 

8

,512

5,685

95,701

 

 

 

 

 

 

9

,387

4,299

100,000

 

 

 

 

 

 

Çıkarım Methodu: Temel Bileşenler Analizi

 

Tablo 4’deki toplam varyans sonuçlarına göre; açıklanan toplam varyans, dönüşümünden önceki ve sonraki özdeğerleri göstermekte ve 3 faktörün çıktığı görülmektedir. İlk faktör toplam varyansın %33,803’ünü, ikinci faktör toplam varyansın %12,802’sini, üçüncü faktör ise toplam varyansın %11,699’unu açıklarken, üç faktörün açıkladığı toplam varyans %58,305 olmaktadır.

Serpilme diyagramı iki değişken arasındaki ilişkinin yön ve şiddetini ortaya koymak açısından önem taşımaktadır.

 

Tablo 5. Serpilme Diyagramı

Serpilme diyagramına göre özdeğeri bir ve birden fazla 3 faktör bulunmaktadır. Bu nedenle analize 3 faktör seçilerek devam edilecektir.

 

Tablo 6. Dönüşümlü Faktör Yükleri

 

 

Component

 

1

2

3

Yolsuzluklar

,078

,475

,407

Özelleştirmedeki aksaklıklar

,059

,198

,786

AB ile uyumun gecikmesi

,171

,009

,772

Hukuksal altyapıdaki aksaklık ve eksiklik

,106

,773

,203

Vergilendirmedeki eksiklik ve aksaklık

,260

,801

-,053

Kur garantisinin olmaması

,602

,073

-,035

Enerji maliyetleri ve sorunları

,688

,293

,025

Ekonomik istikrarsızlık

,698

,272

,244

Politik istikrarsızlık

,757

-,034

,280

Çıkarım Metodu: Temel Bileşenler Analizi 

        

Dönüşümlü faktör yükleri hesaplanan maddelerin yapılan analiz sonucunda doğrudan yabancı sermaye yatırımlarının engelleyicileri ölçeğinin 9 madde ve 3 boyuttan oluştuğu görülmektedir. Dönüşümlü faktör yükleri dikkate alındığında 3 faktör Tablo 7.’deki şekilde özetlenmektedir.

 

        

 

Tablo 7. Doğrudan Yabancı Sermaye Yatırımlarının Engelleyicileri Ölçeği

 

Açıklanan Toplam Varyans: 58,305

Ort.

Std. S.

Faktör Yükleri

Faktör – 1: Ekonomik ve Politik Sorun Kriterleri (Açıklanan varyans: 33,803, Cronbach’s Alpha=,679)

 

 

 

Kur garantisinin olmaması

3,60

1,50

,602

Enerji maliyetleri ve sorunları

4,20

1,28

,688

Ekonomik istikrarsızlık

3,82

1,39

,698

Politik istikrarsızlık

3,60

1,48

,757

Faktör – 2: Yasal Sorun Kriterleri (Açıklanan varyans: 12,802, Cronbach’s Alpha=,559)

 

 

 

Yolsuzluklar

        3,59

1,46

        ,475

Hukuksal altyapıdaki aksaklık ve eksiklik

4,06

1,28

,773

Vergilendirmedeki eksiklik ve aksaklık

4,20

1,18

,801

Faktör – 3: Yapısal Sorun Kriterleri (Açıklanan varyans: 11,699, Cronbach’s Alpha=,549)

 

 

 

Özelleştirmedeki aksaklıklar

3,53

1,38

,786

AB ile uyumun gecikmesi

3,31

1,43

,772

Çıkarım Metodu: Temel Bileşenler Analizi 

 

Tablo 7’den görülebileceği gibi birinci faktör olan “ekonomik ve politik sorun” anket soruları içerisinde 6,7,8 ve 9. sorular yer almaktadır. Birinci faktör toplam varyansın %33.803`ünü açıklamakta, güvenirlilik katsayısı Cronbach's Alpha=,679 olarak hesaplanmaktadır. Bu faktör içerisinde yer alan değişkenler; kur garantisinin olmaması, enerji maliyetlerinin yüksekliği, ekonomik istikrarsızlıklar ve politik istikrarsızlıklardır. Faktörü oluşturan değişkenlerin faktör yüklerine bakıldığında en önemli değişkenin 0,757’lik oran ile politik istikrarsızlık olduğu görülmektedir. Bu değişkenler incelendiğinde doğrudan yabancı sermaye yatırımları konusunda en önemli olan belirleyicilerin parasal ve siyasal aktörler olduğu söylenebilmektedir.

         İkinci faktör olan “yasal sorun”; anket soruları içinde yer alan 1., 4 ve 5. soruları içermekte olup toplam varyansın %12,802`sini açıklamakta, güvenirlilik katsayısı Cronbach's Alpha=,559 olarak hesaplanmaktadır. Bu faktör grubu yolsuzluklar, hukuksal altyapıdaki eksiklikler ile vergilendirmedeki eksiklik ve aksaklıklar değişkenlerini içermektedir. Bunların faktör yüklerine bakıldığında en önemli değişkenin ülkelerin vergilendirme politikalarının olduğu görülmektedir (.801).

Üçüncü faktör olan “yapısal sorun”; anket soruları içinde yer alan 2 ve 3. soruları içermekte olup toplam varyansın %11,699`unu açıklamaktadır. Bu faktörün güvenirlilik katsayısı Cronbach's Alpha=,549 olarak hesaplanmaktadır. Özelleştirme aksaklıkları ve AB ile uyumun gecikmesi bu faktör grubu içerisinde yer almaktadır. Bunların faktör yüklerine bakıldığında en önemli faktör yükü olarak özelleştirme politikalarının belirleyici olduğu görülmektedir (.786).

        

 

SONUÇ

Bu çalışmada işveren ve yöneticiler doğrudan yabancı sermaye yatırımlarının yer seçiminde engelleyiciler olarak; ekonomik istikrar, politik istikrar, döviz kuru, yolsuzluklar, AB ile uyum süreci, özelleştirme politikaları, enerji fiyatları, enflasyon, hukuksal altyapı ve vergi politikalarından kaynaklı aksaklıkların önemli olduğunu ortaya koymuşlardır. Faktör analizi sonucuna göre bu değişkenler arasından ekonomik ve politik faktör (açıklanan varyans 33.803) kriterinin doğrudan yabancı sermaye yatırımlarının ülkeye gelmesinde en önemli değişkenleri oluşturduğu sonucuna varılmaktadır. Bunun nedeni olarak sermaye sahiplerinin yatırım kararı alırken kaynakları için güven ve istikrar istemeleridir. Nitekim ekonomik ve politik istikrarın kaybolduğu 2001 yılında Türkiye`ye yatırım yapmak isteyen yatırımcılar kur risklerini de alamadıklarından yatırım kararlarını yeniden gözden geçirmişlerdir. Daha sonraki yıllarda yakalanan siyasi istikrara bağlı olarak ülkeye doğrudan yabancı sermaye yatırımlarının arttığı görülmektedir.

Doğrudan yabancı sermaye yatırımlarının en önemli engelleyicileri yasal faktör içerisinde yer alan vergiler ile ekonomik ve politik sorun faktörü içerisinde yer alan enerji maliyetleridir. Vergi politikaları sadece belli bir bölge, sektör ya da firma için değil bütün ekonomiyi kapsayacak şekilde uygulanmaktadır. Vergilerin yüksek oranda uygulandığı ekonomiler ile enerji maliyetlerinin yüksek olduğu ekonomilerde doğrudan yabancı sermaye yatırımlarının gelme konusunda çekingen davrandıkları algılanmaktadır. Ayrıca yapısal faktörlerinde doğrudan yabancı sermaye yatırımlarının gelmesinde engelleyici olarak önemli rol oynadığı görülmektedir. Bu değişkenlerden özelleştirmelerdeki eksiklik ve aksaklıklar (faktör yükü=,786) önemli bir engelleyici olarak algılanmaktadır. Özelleştirme politikalarının engelleyici olmasının nedeni olarak yapılan özelleştirme ihalelerinin iptal olma riskinin daima mevcut olması da engelleyici bir neden olarak algılanmaktadır.

Sonuç olarak doğrudan yabancı sermaye yatırımları tüm ekonomiler için vazgeçilmez bir kaynaktır. Bu yatırımlar; gelişmekte olan ülkelere sermaye sağlamakta ve modern teknolojiden yararlanmaları için yeni bir yön vermektedir. Bu sayede bu ülkelerde istihdamın sağlanmasında, iş gücünde çalıştırma etiğinin geliştirilmesinde, yerel ortakların cesaretlendirilmesinde önemli rol oynamaktadır (Nguyen and Amin, 2002, s.279). 

 

 


Kaynakça

ALTAY HÜSEYİN, Orta Asya Türk Cumhuriyetlerine Yapılan Sermaye Transferlerine Etki Eden Ekonomik Faktörlerin Türkiye Kökenli Uluslararası Firmaların Yöneticileri Açısından Değerlendirilmesi, Balıkesir Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, 2003, C:6, S:10, 2003.

BENK Serkan, Doğrudan Yabancı Sermaye Yatırımları ve Vergisel Teşvikler, Ekonomi ve Toplum Dergisi, Cilt:6, sayı:1, 2003.

BERKÖZ Lale - TÜRK Şevkiye Şence, “Yabancı Yatırımların Yer Seçimini Etkileyen Faktörler: Türkiye Örneği”, İTÜ Dergisi, Cilt:6, sayı:2, 2007.

DEMİREL ONUR, Doğrudan Yabancı Yatırımlar Ekonomik Büyümeye Etkileri ve Türkiye Uygulaması, Yüksek Lisans Tezi, 2006.

DEVEREUX MİCHAEL P. and RACHEL. GRIFFITH, “Taxes and the Location of Production: Evidence from a Panel of US Multinationals”, Journal of Public Economics, 68, 1998.

DHARMENDRA D., MİXON, JR. F., and UPADHYAYA K, "Foreign Direct Investment and Transition Economies: Empirical Eevidence from a Panel Data Estimator." Economics Bulletin, Vol. 6, No. 33, 2007.

DRABEK, Z., PAYNE, W., “The Impact of Transparency on Foreign Direct Investment”, World Trade Organization Staff Working Paper ERAD, 1999.

ERDAL, F. ve E. TATOĞLU, “Locational Determinants of Foreign Direct Investment in an Emerging Market Economy: Evidence from Turkey”, Multinational Business Review, Vol: 10, No:1, 2002.

ERDİLEK ASIM. “A Comparative Analysis of Inward and Outward FDI in Turkey”, Transnatioal Corporations, Vol: 12, No: 3, 2003.

HAZİNE MÜSTEŞARLIĞI RAPORU, Ankara, 2008.

HABIB, M., ZURAWICKI, L., “Country-Level Investments and the Effect of Corruption-Some Empirical Evidence”, International Business Review, Vol: 10, N: 6, 2001.

HINES James and  HUBBARD, G., “Coming to Home to America: Dividend Repatriations by US. Multinationals”, Taxation in the Global Economy, Edited By A. Razin and J. Slemrod, Chicago University Press, USA, 1990.

HINES, Jr. James. R., “Altered States: Taxes and the Location of Foreign Direct Investment in America”, The American Economic Review, Vol. 86, No. 5, Dec. 1996.

KARAGÖZ Kadir, Türkiye’de Dpğrudan Yabancı Yatırım Girişini Belirleyen Faktörler: 1975-2005”, e-journal of Yaşar University, Vol:2, No:8, 2007.

LAMBSDORFF, J.G., “How Confidence Facilitates Illegal Transactions: An Empirical Approach”, American Journal of  Economics and Sociology, Vol.61, No.4, 2002.

MORRİSET Jacques, PİRNİA Neda, “How Tax Policy and Incentives Affect Foreign Direct Investment”, World Bank Policy Research Working Paper, No: 2509, December, 2000.

NGUYEN T.B.M and AMİN A.T.M.N, “The Role of Foreign Direct Investment in Urban Environmental Management: Some Evidince from Hanoi, Vietnam’, Environment, Development and Sustainability, N: 4, 2002.

PABLO M. PINTO and BOLIANG ZHU, Fortune or Evil? The Effects of Inward Foreign Direct Investment on Corruption, Prepared for Presentation at The 66th MPSA Annual National Conference, Chicago, Illinois, April 3-6, 2008.

PYNDICK, R. and SOLIMANO, A., Economic Instability and Aggregate Investment, NBER Macroeconomics Annual, 1993.

SEMERCİ ÇETİN, İlköğretim Türkçe Ve Matematik Ders Kitaplarını Genel Değerlendirme Ölçeği, C.Ü. Sosyal Bilimler Dergisi, Cilt:28, No:1, 2004.

SVITLANA KHYEDA, Foreign Direct Investment in the Middle East: Major Regulatory Restrictions, Insight Turkey, Vol:9, N:2,  2007.

TCMB RAPORU, Ankara, 2008.

TUNCER N., "Para Krizleri ve Türkiye”, İktisat Dergisi, S: 410-411, 2001.

WEI  J. S., “Why Corruption is So Much More Taxing then Tax? Arbitrariness Kils”, NBER Working paper, N:6255, 1997.

ZENG KAI, “Foreign Direct Investment and the Politicial Economy of Authoritarianism”, Paper presented at the annual meeting of the MPSA Annual National Conference, Chicago, IL, Apr 03, 2008.

ATO, ‘Yabancı Sermaye Hayaller ve Gerçekler Raporu’, 2004.

Erişim: www.gso.org.tr, 20.12.2008.