YIL: 13

SAYI: 154

KASIM 2010

 

önceki

yazdır

 

 

Doç. Dr. Mustafa CAN

 

ABD HUKUKUNDA SINAİ MÜLKİYET HAKLARIN(INTELLECTUAL PROPERTY RIGHTS) KORUNMASI


Bu makale hakem değerlendirmesine tabi tutulmaksızın Uzman Görüşü niteliğindedir!

GİRİŞ

 

ABD hukuku en dağınık hukuk sistemlerden biridir. Herhangi bir hukuki soruna ilişkin hem federal hem de eyalet düzenlemeleri bulunmaktadır. Hukukta yeknesaklığı sağlama girişimleri devam etmektedir. Bu dağınıklık kendisini sınai haklar konusunda da göstermektedir. Bir başka deyişle, sınai haklar konusunda bir taraftan eyalet düzenlemeleri, diğer taraftan federal düzenlemeler konuya ilişkin temel düzenlemeler olarak karşımıza çıkmaktadır.

 ABD hukukunda sınai haklar(intellectual property rights) değişik formlarda karşımıza çıkmaktadır. Bir yazarın eseri, mucit tarafından geliştirilen yeni bir ürün ya da usul, Koç gibi şirket unvanı ve Cola Turco yapımında kullanılan gizli formül sınai haklara örnek olarak gösterilebilir. Federal düzenlemeler sınai haklara konu olan  eserler, çalışmalar, ürünler, isimler, icatlar, usuller üzerinde sahiplerine hukuki korumalar sağlar. Hukuki korumalar telif hakkı(copyrights), patentler(patents), ticari markalar(trade marks) ve ticari sırlar(trade secrets) olarak adlandırılmaktadır. Eyalet düzenlemeleri ticari sırlara ilişkin değişik düzenlemeler içermektedir. Federal düzenlemeler ve ticari sır düzenlemeleri, bilgisayar program gelişimi ve korumasına ilişkin olarak, sınai haklar düzenlemesi içinde özel koruma yolları öngörmüştür.

Yapacağımız bu çalışmada, ABD hukukunda sınai haklar konusunda, temel hukuki düzenleme ve müesseseler esas alınmak suretiyle, Türk hukukundaki yerleri ve karşılıkları mukayeseli olarak incelenmeye çalışılacaktır.

 

 

I. MARKALAR

 

Marka, bir işletmenin mal veya hizmetlerini diğer işletmelerin mal veya hizmetlerinden ayırt etmek amacıyla kullanılan işaretlerdir. Markalar ABD hukukunda “the Lanham Act” adı verilen düzenleme ile korunmaktadır. Federal bir düzenleme olan “the Lanham Act” markalar üzerinde hak sahibine, inhisari (the exclusive right) bir hak bağışlar ve rakiplerin bu markayı kullanmalarını önler[1].

ABD hukukunda marka, herhangi bir kelime, isim, sembol, araç ya da ürün veya hizmeti tanımlamada kullanılan bir bileşim olabilir[2]. Eğer bir marka otomobil, televizyon gibi ürünleri tanımlıyorsa bu ticari marka(trade mark) olarak adlandırılır. Eğer lokanta ya da kuru temizleme gibi hizmetlerin yürütülmesini tanımlıyorsa, bu da hizmet markası olarak tanımlanır[3].

Marka sahibi hukuki koruma yollarından faydalanmak istiyorsa seçmiş olduğu markasını, federal düzenlemelere uygun olarak tescil ettirmek durumundadır[4]. Markanın tescil edilebilmesi için, daha önce tescil edilmiş olan ticari ve hizmet markalardan ayırt edici (distinguish) özelliğe sahip olması gerekmektedir. ABD hukukunda tescil işlemini yapmaya yetkili kişi “the Principal Register” olarak adlandırılır[5]. Tescil işleminin yapılması ile birlikte , marka sahibi marka kullanımı üzerinde tekel hakkına sahip olur. Markanın tescil edilmesi ile birlikte beş yıl içinde herhangi bir itiraz söz konusu olmamışsa artık, bir daha itiraz olunamaz[6].

 

1.Tescil Edilebilirlik

 

ABD hukukunda marka olarak nelerin tescil edilebileceği hususunda eyaletler arasında değişik uygulamalar bulunmaktadır. Ancak Kıta Avrupa Hukuk Sistemine nazaran daha esnek bir yapı söz konusudur. Örneğin, tamamıyla gerçeği yansıtmaktan uzak, hayal mahsulü, tuhaf ya da keyfi nitelik arz eden hususlar ya da kavramlar marka olarak tescil edilebilir. The Exxon markası hayali bir anlam ifade etmektedir. ABD hukukunda marka olarak tescil edilebilirliğin tespitinde daha ziyade, diğer mallardan ayırıcı niteliğe sahip olup olmama aranmaktadır[7]. Genellikle anlam içeren kavramlar marka olarak tescil edilebilir. Bu tür kavramlar genelde tüketicilere üretilen ya da piyasaya sürülen mallar hakkında kalıcı, tesir edici bir etki bırakmayı amaçlar. Örneğin, Penuin markası, ürünün serin ve dondurucu özelliğini ifade eder. Bu ifade özellikle buzdolabı için bir mana ifade eder. Ancak bu markanın karton için kullanılması tuhaf ve keyfi bir durum arz eder[8].

Genellikle tarif edici kelimeler, soy adlar ve coğrafi ifadeler marka olarak tescil olunamazlar[9]. Tarif edici kelimeler, üretilen mal ya da hizmetin renk, koku, fonksiyon ya da kullanım için nitelik ve özellik ifade eder[10]. “Boston Beer” Boston şehrinde üretilen birayı ifade ettiğinden, yani coğrafi nitelik arz ettiğinden, ticari marka olarak tescili kabul edilmemiştir[11].

 

2.Trade Dress Kullanılması

 

Firmalar ürünlerinin kolayca tanınabilmesi ve ayırt edilebilmesi için ürünlerin ambalaj ya da paketlerini geliştirmek için önemli yatırımlar yaparlar. “Trade dress” kavramı, ürünlerin tanınabilmesi, tüketiciler tarafından ayırt edilebilmesi için ürünlere giydirilen elbiseyi, ambalajı ifade eder[12]. Bir başka deyişle, ürünün görünüşünü ifade eder. Firma tarafından tasarlanan ve üretilen mallara giydirilen ve “trade dress” olarak tanımlanan, tasarımın ya da formun rakip firmalarca kullanılması durumunda, tüketiciler ayrı firmalar tarafından üretilen aynı ürünlerin görünüşleri birbirine benzeyeceğinden, yanılabilecekler, tercihlerini kullanmada şüpheye düşebileceklerdir. Ayrıca ilk tasarlayan firma bundan dolayı ciddi şekilden zarar görebilecektir. ABD hukukunda üst derece mahkemesi(the Supreme Court) tarafından “trade dress” korunması benimsenmiştir[13]. “The Lanham Act” adlı düzenleme kapsamında korunması gereği vurgulanmıştır. “The Lanham Act” adlı düzenlemenin 43(a) maddesi uyarınca, davacı kendi tasarımı olan ve ayırdediciliğe sahip “trade dress”in, davalı tarafından aynı ürün için kullanılan “trade dress” in karışıklığa sebebiyet verdiği hususlarını ispat etmek durumundadır[14]. Marlboro sigarasının paket tasarımını kopye eden Gunsmoke sigarasının, Marlboro’nun “trade dress” ihlal ettiği kabul edilmiştir[15]. “The Lanham Act” adlı düzenleme altında “trade dress” aynen tescil edilmiş markalar gibi tescil edilebilecek ve hukuki korunma yollarından istifade edebilecektir[16].

 

3. Markaların Haksız Kullanımına Karşı Yargısal Yollar

 

Marka kullanım hakkına sahip olan kişinin izni olmaksızın markayı veya ayırt edilemeyecek derecede benzerini kullanmak, yani tescilli bir markayla iltibas oluşturmak suretiyle, marka sahibinin müşteri kitlesinden haksız olarak faydalanma söz konusu olabilir. Bu halde marka kullanım hakkına sahip olan kişi, rakiplerinin marka taklit ya da kopyalarını kullanmalarını mahkeme marifetiyle yasaklanmasını talep edebilirler. Mahkeme açısından temel sorun, rakiplerce kullanılan markanın genel olarak tüketiciler açısından karışıklığa sebebiyet verip vermediği hususunun tespitidir[17]. Eğer ortada karışıklığa sebebiyet vereceği tehlikesi varsa, mahkeme rakibin kullandığı markanın yasaklanması yönünde karar verebilecektir. Bu durum özellikle iki firmanın da aynı ürün yelpazesine sahip olması halinde, yani aynı pazarda olmaları durumunda önem arz eder.

Bazı hallerde, davalı ve davacının ürünleri aynı pazarda ya da benzer ürün yelpazesine konu olmazlar. Dolayısıyla rekabet halinde de değildirler. Bu halde aynı markanın farklı alanda kullanılması karışıklığa sebebiyet vermeyecektir. Örneğin, Cadillac bir deniz taşıtı için marka olarak kullanıldığında, otomobil için kullanılan Cadillac markası için karışıklığa sebebiyet vermeyecektir. Dolayısıyla kullanımı yasaklanmayacaktır[18].

 

4. Markaya İlişkin Diğer Hükümler

 

Marka kullanım hakkına sahip olan bir kişi, bu hakkını kullanmak üzere bir başkasına devredebilir. Tescil edilmiş markanın devri, miras, lisans konusu olabileceği gibi, teminata ya da rehin işlemine de konu olabilir[19]. Marka sahibi kullanma hakkından vazgeçerse, marka üzerindeki inhisar hakkını da kaybeder.

Tanınmış markaların korunması “the Federal Trademark Dilution Act of 1995”[20] adlı düzenlemeye konu olur. Bu düzenleme daha ziyade tanınmış marka ya da ticaret unvanın haksız kullanımına karşı açılacak davaları düzenler. Tanınmış marka ya da ticaret unvanının haksız kullanımı genellikle markanın ayırıcı özelliğinin bozulması ya da sulandırılması şeklinde olmaktadır. Bu düzenlemeye uygun olarak düzeltme davası ya da önleme davası açılabilir. Muhtemel karışıklıkları gidermek üzere, rekabet ortamı olmasa bile düzeltme ve önleme davası açılabilir. Markanın haklı kullanıma konu olması, haber ve yorumlara ya da mukayeseli reklamlara konu olması halinde, bu düzenlemeye başvurulamaz[21].

“The Federal Trademark Dilution Act” adlı düzenleme internet ortamında kullanılan alan adlarının(domain names) tescil edilmesini ve hukuki güvencenin sağlanmasını da temin etmektedir[22]. Örneğin, Tooppen adlı şirket, Network Solutions adlı şirket tarafından tescil edilmiş olan, “panavision.com” adlı alan ismini kullanıp, daha sonra tekrar tescil ettirmiştir. Daha sonra da Network Solutions adlı şirket dava açarak, “panavision.com” alan adının kendi firmasına ait olduğunu ve tescil edildiğini ifade ederek, haksız olarak kullanıldığını ileri sürerek, 13 bin dolar tazminat talep etmiştir. Mahkeme kararında, Tooppen’in “the Federal Trademark Dilution Act” adlı düzenlemeyi ihlal ettiğini, haksız olarak kullanım sonucu, internet ortamında malların ayırt ediciliğini ve tarif ediciliğini engellediği yönünde karar verdi[23].

 

II. TELİF HAKKI(COPYRIGHT)

 

Telif hakkı yapılan çalışmanın ya da eserin teşhiri, yeniden basımı, çoğaltılması, kullanımı konusunda, sanatsal ya da edebi eserin sahibine federal düzenleme tarafından verilen inhisari haktır. “The Berne Convention” adı verilen uluslar arası anlaşma altında, tüm ABD müelliflerinin eserlerine ilişkin telif hakları, “the Berne Convention” adlı anlaşamaya taraf olan ülkelerin tamamında otomatik olarak korunacaktır[24].

Telif hakkı bir fikrin ya da eserin kopya edilmesini ve açıklanmasını önler. Eserlerin basılması, resimlerin çoğaltılması ya da eser sahibinin ürettiği diğer şeylerin kopya edilmesi halinde, telif hakkı ihlal edilmiş demektir[25]. Ancak eserlerin, çalışmaların ya da düşüncelerin eser sahibine yollama yapılarak kullanılması, telif hakkının ihlali anlamını taşımaz[26]

ABD hukukunda ilk telif hakkı düzenlemesi 1790 yılında çıkarılmış ve hak sahiplerine eserleri üzerinde 14 yıllık bir koruma sağlanmıştır. 1831 yılında yapılan düzenlemede ise 14 yıllık koruma süresine ilave 14 yıl eklenerek, 28 yıllık koruma süresi öngörülmüştür. 1909 yılında ise 28 yıllık süreye ilave bir 28 yıl daha eklenmiştir. Halen etkili olan düzenleme 1976 yılında çıkarılmıştır. Bu düzenlemeye göre telif hakkı süresi, eser sahibinin hayatına ilaveten 50 yıldır. 1976 yılında çıkarılan “the Copyright Act” düzenlemesi, çoğu devletle uyumlu olmak için, yapılmış bir düzenlemedir. Telif hakkına konu olan eser yayınlandıktan sonra 75 yıl ya da eserin oluşturulmasından itibaren 100 yıllık süre geçtikten sonra, koruma süresi sona erer. Artık bu süreden sonra, eser ya da çalışma kamu alanında herhangi bir ücrete konu olmadan kullanılabilir[27].  

 

1. Telif Hakkı İlanı

 

1 Mart 1989 tarihi öncesi, orijinal bir eserin müellifi çalışmada telif hakkına ilişkin ilan ya da açıklama yapmasıyla(copyriht notice), telif hakkına ilişkin kanuni koruma yollarından istifade edebiliyordu. Bu ilan ya da açıklamada copyright ya da Ó sembolün yer alması, ilk yayın tarihinin, yazarın isminin bulunması ve “the Copyright Office” adlı kuruluşa kayıt ya da tescil işleminin yapılması yeterliydi. 1988 tarihli “the Berne Convention Implementation Act”[28] düzenlemesi altında, ABD telif hakkı düzenlemeleri uyumlaştırıldı. 1 Mart 1989 tarihi ve sonrası yayınlanan eserlerde ilan zorunluluğu kaldırıldı. Ancak yapılan çalışmalarda telif hakkına ilişkin ilanların yer alması tavsiye olarak yer almaya devam etmektedir. Bu tür tavsiyelerin yer alması masum ihlalleri engelleme düşüncesinden kaynaklanmaktadır.

 

2. Telif Hakkı Sahibinin Hakları

 

Telif hakları edebi, müzik, dramatik ve sanatsal, akademik çalışmaları korur. Koruma kitap, süreli yayın, müzik ve  dramatik eserler, coğrafi ve akademik çalışmalar, haritalar, fotoğraflar, heykeller, resimler gibi sanatsal çalışmaları, filmleri, işitsel ve görsel kayıtları, bilgisayar programlarını kapsar[29].

Telif hakkı sahibi bu eserler üzerinde[30]; (1) çalışmayı yeniden üretmeye, (2) orijinal eseri yeniden basarak çoğaltmaya, (3) eseri kopya ederek çoğaltmayı ve dağıtmayı, (4) fotoğraf, heykel ve resimlerin teşhir edilmesi konularında, inhisari hakka sahiptir.

Telif hakkı sahibi eser üzerinde sahip olduğu hakların tamamını ya da bir kısmını sözleşme ile devredebilir. Telif hakkına konu olan eser ya da çalışma lisans ya da tahsis yoluyla da devredilebilir. Örneğin, Jessie Riviero adlı şarkı yazarının yazmış olduğu eserler başkaları tarafından, seslendirilerek cd, kaset şeklinde çoğaltılarak satılmaktadır. Bu tür çalışmaların telif hakkı pay şeklinde, “the American Society of Composers, Authors and Publichers(ASCAP)”ve “Broadcast Music Inc(BMI)” adlı iki birlik tarafından toplanmaktadır. Bu iki organizasyon telif hakkı sahibi adına hareket etmektedir. Jessie bu iki birliğe de yetki vermiştir. Dolayısıyla kendi yazdığı şarkıların satıldığı cd, kaset ya da diğer kayıtların basılıp, çoğaltılması ve satılmasından elde edilen gelirden hissesine düşeni alacaktır. Bu şekilde oluşturulan otomatik bir mekanizma sayesinde, kayıt şirketleri ve “the Copyright Royalty Tribunal” adlı kuruluş tarafından belirlenen oranlar üzerinden, telif ücreti ödemesi yoluna gidilmektedir. Bu oranlar eserin niteliğine göre zaman birimi, her bir şarkı, her bir kayıt gibi kıstaslar esas alınarak hesaplanmaktadır[31]. Telif hakkı düzenlemelerine ilaveten, uluslar arası anlaşmalar, federal ve eyalet düzenlemeleri, bu tür eser ve kayıtların izinsiz kullanımını yasaklar.

Telif hakkı sahibinin eser üzerinde sahip olduğu hak, haklı kullanım ilkesi(the principle of fair use) altında sınırlamaya konu olabilir. Haklı kullanım eser üzerinden öğretim, araştırma ve yeni eserler oluşturmak için alıntı yapılmasına müsaade edilmesi demektir. Mahkemeler tarafından haklı kullanım olup olmadığını tespitte şu ölçütler kullanılmaktadır; (1) kullanım amaç ve niteliği, ticarilik-gayri ticarilik, (2) telif hakkına konu olan eserin özelliği, (3) telif hakkına konu olan eserin ne kadarının kullanıldığı, (4) telif hakkına konu olan eserin kullanım pazar değeri, göz önünde bulundurulur.

 

III. BİLGİSAYAR PROGRAMLARININ KORUNMASI

 

Bilgisayar programlarının korunması, ABD hukukunda hem telif hakkı kapsamında, hem de patent düzenlemeleri kapsamında hukuki güvenceye kavuşturulmuştur.

 

1. Telif Hakkı Kapsamında Bilgisayar Programlarının Korunması

 

“The Computer Software Copyright Act of 1980”[32] adlı düzenleme altında yazılı bir bilgisayar programının diğer telif hakkına konu olan eserler gibi korunması sağlanmaktadır. Bu kapsamda korumanın, program dilinin normal yazım dili ya da elektronik dil olmasının önemi yoktur. Örneğin, Franklin Computer Corp., adlı firma, Apple Computer Inc., tarafından telif hakkı alınmış, bir işletim bilgisayar programını kopyalamıştır. Apple, Franklin adlı firmayı, telif hakkını ihlal ettiği için dava etmiştir. Franklin savunmasında, kopya edilen işletim sisteminin yazılı bir program niteliğinde olmadığını, dil olarak daha ziyade makine dili olarak nitelendirilebileceğini, dolayısıyla “the Computer Software Copyright Act” adlı düzenlemenin kapsamı dışında olduğunu ifade etmiştir. Mahkeme kararında yazım dili ya da makine dili arasında telif hakkı açısından bir fark olmadığını, korunması gereken bir hakkın olduğunu, her iki yazılımın da telif hakkı kapsamında korunacağı yönünde karar vermiştir[33].

“The Computer Software Act” adlı düzenleme altında bir telif hakkı ihlali olup olmadığını tespitte, mahkemeler iki programı da karşılaştıracaklar, onların yapısını, işleyişini, sıralamasını ve organizasyon yapısını mukayese edeceklerdir. Ayrıca mahkemeler ortada bir ihlalin olup olmadığını tespitte, her iki programı karşılaştırarak, benzer adım ve aşamaların olup olmadığından ziyade, programın işleyişinde önem ve hayatiyet arz eden noktaların birbirine benzer olup olmadığına bakacaktır[34].

Telif hakkı düzenlemeleri altında bilgisayar programlarının korunması, hak sahipleri tarafından memnuniyetle karşılanmamaktadır. Bu memnuniyetsizlik daha ziyade “the Computer Software Copyright Act” adlı düzenlemenin 102(b) maddesinde ifade edilen ve sadece işlem usullerine(methods of operation) ilişkin hususları koruma kapsamına almasından kaynaklanmıştır[35]. Telif hakkı sahipleri korumanın daha da genişletilmesi gerektiğini ileri sürmekteler. Konuya ilişkin tartışmalar devam etmektedir[36].

 

2. Programların Patent Usulünde Korunması

 

Patentler, bilgisayar programlarına da konu olabilir. Örneğin, bir dilden başka bir dile çeviri yapan program, patent yolu ile koruma altına alınabilir. Patent şeklinde koruma altına alınan program için bir takım dezavantajlar söz konusudur. Zira program resmi kayıtlara geçeceğinden, programın başkaları tarafından ele geçirilme ihtimali de vardır. Kopya edilebilme tehlikesinden dolayı potansiyel bir tehlike vardır. Ayrıca kopya edenleri de tespit etmek ve haklarında dava açmak oldukça güç ve maliyetli olacaktır[37].

 

IV. PATENTLER

 

ABD Anayasasının 8/1 maddesi, bilim ve teknolojinin gelişmesi ve ilerlemesi için, buluş sahiplerinin haklarının korunmasına yönelik gerekli tedbirlerin alınması konusunda, Kongreyi yetkili kılmıştır. Bu amaçla Kongre tarafından federal patent düzenlemesi oluşturuldu ve Anayasanın 8/1 maddesi uyarınca telif hakkı düzenlemeleri ile eser sahiplerinin korunması yollarından aynı şekilde, buluş sahiplerinin de korunması yolu açıldı[38].

 

1. Patentlerin Türleri, Süre ve İlan

 

ABD hukukunda patentlere ilişkin kayıt ve bilgiler, “the Patent and Trademark Office(PTO)” adlı yönetsel kuruluş tarafından saklanmaktadır[39]. Kısa adı PTO olan bu kuruluş, üç tür patenti kayıt altına almaktadır[40].

 

A. Utility Patents

 

Faydalı patentler (utility patent), üretime yönelik olarak her türlü makine, proses ya da bunların bileşiminden oluşan yeni buluşları ya da bunlara yönelik her türlü yeni ve faydalı gelişim tasarılarını içeren işlemlere verilen patentlerdir[41]. 1995 yılı öncesi faydalı patentler, kendilerine patent hakkı bahşedildiği tarihten itibaren 17 yıllık koruma hakkına sahiptiler. “The Uruguay Round Trade Agreement Act” adlı düzenleme altında[42], faydalı patentlerin korunma süresi 17 yıldan 20 yıla çıkarılmıştır. Anlaşma çerçevesinde 20 yıllık sürenin başlangıcı, “the GATT” üye devletlerinin hukuklarıyla uyumlu hale getirilerek, kayıt tarihinden itibaren işlemeye başlatıldı[43].

 

B. Design Patent

 

ABD hukukunda ikinci tür patent olarak, üretimin herhangi bir kısmı ile bağlantılı görünüm arz eden, süs türünden zarif nitelik arz eden, yeni tasarım ve dizaynlar “design patent” adı altında korunmakta ve kayıt altına alınmaktadır[44]. Bu tür patentlerin korunma süresi 14 yıl olarak öngörülmüştür. Tasarım ya da dizayn patent olarak adlandırılan bu tür patentlerin, faydalı patentlerden farkı, fonksiyonel özelliğe sahip olmamalarıdır[45].

 

C. Plant Patents

 

Üçüncü tür patent olarak, tarıma yönelik bitkisel ürünleri içeren her türlü yenilik ve gelişimi, bu alana ilişkin buluşları korumayı amaçlayan patentlere “plant patents” adı verilmektedir[46]. Bu tür patentler için korunma süresi 20 yıl olarak öngörülmüştür. 20 yıllık sürenin başlangıcı aynen faydalı patentlerde olduğu gibi, kayıt tarihinden itibaren işlemeye başlayacaktır.

 

D. İlan(Notice)

 

Patent sahipleri de, telif hakkı sahiplerinin eserleri üzerinde yaptıkları gibi, buluşun patentli olduğunu belirten kayıtlar düşebilirler. Bu amaçla buluş üzerine, patent kayıt numarasını yazabilirler. Böylelikle patent hakkına diğer kişilerce müdahale ya da haksız kullanım engellenmeye çalışılır.

 

2. Patent Edilebilirlik ve İnhisari Haklar

 

Bir buluşun patent olarak kayıt edilebilmesi için yeni olması, herkes tarafından bilinen teknik, tecrübe ya da beceri dışında bilinmeyen bir şeye yönelik olmalıdır. Bir buluşun patent olabilmesi için yeni ya da herkes tarafından bilinmeyen yeni bir şey olduğunun tespiti, bu alanda öncelikle  “the PTO’s Board of Patent Appeals” ya da “the US Court of Appeals for the Federal Circuit(CAFC)” adlı kuruluşlar tarafından tespit edilebilir[47].

Patent sahibi, ABD sınırları içinde buluşunu kullanmaya, satmaya, ihraç etmeye yetkilidir. Patent sahibinin buluşu üzerinde inhisar hakkı söz konusudur. Dolayısıyla patent sahibinin inhisar hakkının ihlal edilmesi, ABD patent düzenlemeleri altında yasaklanmıştır.

 

V. GİZLİ TİCARİ BİLGİLER

 

Ticari işler, faaliyetler ya da eylemler başkaları tarafından bilinmeyen bilgi ve tecrübelere dayalı olarak yürütülebilir. Bu tür bilgiler ticari organizasyonlar açısından hayati öneme sahiptir. Başkaları tarafından kullanılmaması için gizli tutulur. Bu tür bilgilere gizli ticari bilgiler ya da ticari sır adı verilir. Bu tür bilgi ve tecrübeler federal düzenlemelerce hukuki koruma altına alınmamış olabilir. Örneğin ticari bir faaliyet şekli, bilgisayar programı gibi telif hakkına ya da patente konu olabilecek bir husus, değişik sebeplerden dolayı koruma altına alınmamış olabilir. Bu tür bilgiler muhafaza edildiği sürece, ticari sırlara ilişkin eyalet düzenlemeleri altında koruma altında olacaktır[48].

 

1. Ticari Sırlar(Trade Secrets)

 

Ticari bir sır herhangi bir formül, buluş ya da bir işte kullanılan ve rakiplere göre daha çok avantaj sağlayan bilgilerin derlemesinden ibaret olabilir. Ticari sır kimyasal oluşum için bir formül, üretim için proses, işlem, materyallerin korunması ya da muhafazasına ilişkin bilgi ya da güvenilir müşteri listesi olabilir[49].

Mahkemeler eğer olayın durumuna göre, örneğin pazar durumu çok geniş bir alana yayılan bir ürün söz konusu ise, ya da ferdi ihtiyaçlar temel alınarak geniş bir gruba satılıyorsa, müşteri listelerini de ticari sır kapsamında koruma altına alacaktır[50].

 

2. Hukuki Korumanın Kaybı

 

Gizli ticari bilgiler kamuya açıklandığında, ticari sır hukuki korumayı kaybeder. Hukuki korumanın kaybı herhangi bir sınırlamaya konu olmaksızın, ifşa edilmesi ile söz konusu olur. Buna karşılık gizli bilgi paylaşıldığında ya da özel bir amaç için iletildiğinde hukuki koruma davam eder. Zira bu şartlarda bilgiyi devralan kimse, bunun bir başkasına aktarmaması gerektiğini bilir[51].

Ürün ya da proses bir patent ya da telif hakkı kapsamında korunmadığı durumlarda ve önemli miktarda kamuya satıldığında, bu halde zaten bir koruma söz konusu değildir. Örneğin, Crosby Yacht Co., adlı şirket bir bot gövdesi geliştirdi. Ancak bu tasarıma ilişkin patent hakkını almadı. Maine Boatbuilders Inc., adlı şirket bu tip satılan bir botu satın alıp, benzer bir kalıp oluşturup, kopya etti. Bu halde Maine adlı şirketin herhangi bir yükümlülüğü söz konusu değildir[52].

“The Industrial Espionage Act of 1996”[53] adlı düzenleme altında ticari sırların kopyalanması, bilgisayardan indirilmesi ya da elektronik ortamda başka türlü yollardan temin edilmesi ile çalışmaların kaçırılmasını gerçekleştiren kişi, kurum ya da devletler suçlu olarak kabul edilmiştir. Ticari sır kavramını tanımlayan “the Uniform Trade Secret Act” adlı düzenlemeye göre, bilgi mühendisliği, ekonomik, teknik, bilimsel, ticari, sınai tüm hususları içeren bilgi şeklinde tanımlanmıştır. Bu düzenlemeye göre, ticari sır sahibi, bu bilginin muhafazası için makul ve gerekli tedbirleri almakla yükümlüdür. Ticari sırrın korunmasına yönelik düzenlemeleri ihlal eden kişilere cezai müeyyideler öngörülmüştür[54].

 

SONUÇ

 

ABD hukukunda sınai hakların korunmasına yönelik başta Anayasa olmak üzere, federal ve değişik eyalet düzenlemeleri bulunmaktadır. Sınai haklar konusunda ABD hukukunda yeknesaklık söz konusu değildir. Ancak sınai haklar konusu uluslar arası nitelik arz ettiğinden ve konuya ilişkin olarak çok taraflı uluslar arası anlaşmalar söz konusu olduğundan, diğer hukuk alanlarına kıyasla, sınai haklar konusunda ABD hukukunda telif hakkı ve markalar konusunda bir yeknesaklığın olduğu söylenebilir.

ABD hukukunda yargı kararları her alanda olduğu gibi, sınai haklar konusunda da mevcut düzenlemelerin önünde olmaktadır. Mahkemeler hukukun genel ilkeleri ve köklü yargı kararlarını esas almak suretiyle, uygulamanın önünü açmaya çalışmakta ve sınai hakların konu olduğu davalarda, yasa koyucuları cesaretlendirici yorumlar yapmaktadırlar. Bu husus ABD hukukunun şekilcilikten uzaktan, amaçsallığa ve realiteye dayanan dinamik yapısından kaynaklanmaktadır.

Bir toplumda bilim ve teknolojinin gelişimi özgürlük ve hukuki güvence kavramları ile  yakından ilgilidir. Gelişmiş toplumlarda her iki kurumda anayasal güvenceye kavuşturulmuştur. Özgür bir toplumda fikirler ve düşüncelere hiçbir sınırlamaya tabi olmaksızın açıklanacak, tez ve antitez gelişecek, böylelikle daha iyiye, daha mükemmele ulaşmak mümkün olacaktır. Kişilerin özgür bir ortam sayesinde ürettikleri çalışmalar, eserler, buluşlar hukuk tarafından koruma altına alınarak, hak sahiplerinin emekleri zayi edilmemiş olacaktır.

ABD hukukunda sınai haklara ilişkin olarak yapılan düzenlemelerin çok eski geçmişe sahip olması ve günün değişen şartlarına uyumlu hale getirilmesi, konunun ABD’nin ticari ve iktisadi hayatında ne derece önemli olduğunun göstergesidir. Gelişmişlik bu düzenlemelerin varlığı ile yakından ilişkilidir. Ülkemizde de Avrupa Birliğine entegrasyon ve uyum çalışmaları çerçevesinde, sınai haklara ilişkin değişik düzenlemeler yapılmaktadır.

 

KAYNAKÇA

 

1. Düzenlemeler

 

The Uniform Trade Secrets Act,

The Lanham Act,

The Federal Trademark Dilution Act of 1995,

The Berne Convention,

The Berne Convention Implementation Act,

The Copyright Act,

The Computer Software Copyright Act of 1980,

The Uruguay Round Trade Agreement Act,

The Industrial Espionage Act of 1996,

Sınai Mülkiyetin Himayesine Mahsus Milletlerarası Bir İttihat İhdas Edilmesine Dair 20 Mart 1883 tarihli Paris Sözleşmesi ve Değişiklikleri,

15.4.1994 tarihinde imzalanan Dünya Ticaret Örgütü Kuruluş Anlaşması,

Markaların Tescili Amacıyla Mal ve Hizmetlerin Uluslar Arası Sınıflandırılmasına İlişkin 15.6.1957 tarihli, 14 Temmuz 1967’de Stockholm’de, 13.5.1977’de Cenevre’de gözden geçirilen ve 2.10.1979’da değiştirilen Nis Anlaşması,

Markaların Şekilli Elemanlarının Uluslar Arası Sınıflandırılmasını Tesis Eden, 12.6.1973 tarihinde Viyana’da hazırlanan ve 1.10.1994’de değiştirilen Viyana Anlaşması,

Ticaretle Bağlantılı Fikri Mülkiyet Hakları Anlaşması,

Dünya Fikri Mülkiyet Hakları Anlaşması,

Türk Ticaret Kanunu,

5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanununda(FSEK),

556 sayılı Markaların Korunması Hakkında Kanun Hükmünde Kararname,

544 sayılı Türk Patent Enstitüsünün Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname,

Markaların Korunması Hakkında 556 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin Uygulama Şeklini Gösterir Yönetmelik,

Türk Patent Enstitüsü Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulu Yönetmeliği, Patent ve Marka Vekilleri Sınav Yönetmeliği.



KAYNAKLAR
ANDERSON, A.R./FOX, I./TWOMEY, D.P./JENNINGS, M.M./SMITH, S.P., Business Law and the Legal Environment, Ohio 1999.

ARKAN, S., Ticari İşletme Hukuku, Ankara 2001.  

ARSEVEN, H., Nazari ve Tatbiki Alameti Farika Hukuku, İstanbul 1951.

BRAYN, A.G., Black’s Law Dictionary, 1999.

CALLMAN, R., The Law of Unfair Competititon, Trademarks and Monopolies, 1988.

CAN, M./TEKİN, M., Elektronik Ortamda Haksız Rekabet Halleri, www.basarm.com.tr

ELIAS, S., Patent, Copyright and Trademark, 1996.

GOLDSTEIN, P., Copyright’s Highway, 1994.

KARAHAN, S., Yeni Marka Hukukumuz ve İlgili Mevzuat, Konya 1995.    

KARAHAN, S., Markalarda İltibas, SÜHFD. 1990, C.III, S.3, s.215 vd.

KARAHAN, S., Ticari İşletme Hukuku, Konya 1992.

KINTNER, E.W./LAHR, J.L., An Intellectual Property Law Primer, 1982.

MILLER, A.R.,/DAVIS, M. H., Intellectual Property in a Nutshell, 1990.

TEKİNAY, S., Esas Unsurları Koruma Dışı Bırakılan Markalar, Prof. Dr. Karayalçın’a Armağan, s.71 vd.).

PATRY, W.F., Copyright Law and Practice, 1994.

PERELMAN, M., Software Patents and The Information Economy, 2 MICH. TELECOMM. TECH. L. REV. 93(1996), s. 93 vd.

POOLEY, J., Trade Secrets, 1998.

 



Ó Polis Akademisi Güvenlik Bilimler Fakültesi Dekanlığı, Özel Hukuk Anabilim Dalı Başkanı

[1] . Türk hukukunda markalara ilişkin temel düzenlemeler, 556 sayılı Markaların Korunması Hakkında Kanun Hükmünde Kararname ile TK.m.57/b. 5 ve 544 sayılı Türk Patent Enstitüsünün Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamede düzenlenmiştir. Buna ilaveten “Markaların Korunması Hakkında 556 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin Uygulama Şeklini Gösterir Yönetmelik, Türk Patent Enstitüsü Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulu Yönetmeliği, Patent ve Marka Vekilleri Sınav Yönetmeliği sıralanabilir. Markalar konusunda ülkemizin taraf olduğu anlaşmalar şunlardır; Sınai Mülkiyetin Himayesine Mahsus Milletlerarası Bir İttihat İhdas Edilmesine Dair 20 Mart 1883 tarihli Paris Sözleşmesi ve Değişiklikleri, 15.4.1994 tarihinde imzalanan Dünya Ticaret Örgütü Kuruluş Anlaşması, Markaların Tescili Amacıyla Mal ve Hizmetlerin Uluslar Arası Sınıflandırılmasına İlişkin 15.6.1957 tarihli, 14 Temmuz 1967’de Stockholm’de, 13.5.1977’de Cenevre’de gözden geçirilen ve 2.10.1979’da değiştirilen Nis Anlaşması, Markaların Şekilli Elemanlarının Uluslar Arası Sınıflandırılmasını Tesis Eden, 12.6.1973 tarihinde Viyana’da hazırlanan ve 1.10.1994’de değiştirilen Viyana Anlaşması, Ticaretle Bağlantılı Fikri Mülkiyet Hakları Anlaşması, Dünya Fikri Mülkiyet Hakları Anlaşması(ayrıntılı bilgi için bkz., KARAHAN, S., Yeni Marka Hukukumuz ve İlgili Mevzuat, Konya 1995).    

[2] . The Lanham Act 15 USC 1127. Türk hukukunda konuya ilişkin  556 sayılı KHK’nin 5. maddesinde marka, bir teşebbüsün mal veya hizmetlerini bir başka teşebbüsün mal ve hizmetlerinden ayırt etmeyi sağlaması koşuluyla, kişi adları dahil özellikle sözcükler, şekiller, harfler, sayılar, malların biçimi veya ambalajları gibi çizimle görüntülenebilen veya benzer biçimde ifade edilebilen, baskı yoluyla yayınlanabilen ve çoğaltılabilen her türlü işaret olarak tanımlanmıştır.

[3] . Benzer tanımlama 556 sayılı KHK’nin 5. maddesinde yapılmıştır.

[4] . The Lanham Act 15 USC 1050-1127. Benzer düzenleme 556 sayılı KHK’nin 6. maddesinde öngörülmüştür.

[5] . Ülkemizde bu görev Türk Patent Enstitüsü Başkanlığı’na verilmiştir. Enstitü nezdinde işlem yapma yetkisi belirli kişilere inhisar ettirilmiştir. İlgili mevzuat 556 sayılı KHK. m. 80 ve Patent ve Marka Vekilleri Sınav Yönetmeliği RG. 14.4.1995, S.22258. Tüzel kişiliğe sahip kamu kuruluşu olan TPE’nin ana hizmet birimlerinden biri de, Markalar Dairesi Başkanlığıdır. Markalar Dairesi Başkanlığı, markaların tescil, lisans, devir işlemlerini yürütür; markaları ilan ve tasnif eder(544 sayılı KHK 13).

[6] . ANDERSON, A.R./FOX, I./TWOMEY, D.P./JENNINGS, M.M./SMITH, S.P., Business Law and the Legal Environment, 1999, s. 172 vd. (sonraki atıflar için sadece “BUSINESS LAW” ibaresi kullanılacaktır); CALLMAN, R., The Law of Unfair Competititon, Trademarks and Monopolies, 1988, s.2 vd.

[7] . BUSINESS LAW 172; CALLMAN 3 vd. ; Benzer durum 556 sayılı KHK’nin hazırlanmasında, Avrupa Birliğine üye devletlerin markaya ilişkin kanuni düzenlemelerinin uyumlu hale getirilmesi amacıyla kabul edilmiş olan 89/104 sayılı  Yönergeden büyük ölçüde faydalanılmıştır. Bu Yönergenin 3/b maddesinde, ayırt etme gücü olmayan işaretlerin marka olarak tescil olunamayacağı ifade edilmiştir(ayrıntılı bilgi için bkz., ARKAN, S., Ticari İşletme Hukuku, Ankara 2001, s. 262 vd.).  

[8] . BUSINESS LAW 174 ; benzer durum Türk hukuku için, örneğin buzdolabı için Türkiye’de tanınmış bir marka olan “Arçelik” markası, deterjan için kullanılamaz (ARKAN 266).

[9] . Cushman v Mutton Hollow Land, Inc., (Moo App) 782 Sw 2d 150 (1990).

[10] . Benzer durum Türk hukuku için, 4128 sayılı Kanun’la değişik 556 sayılı KHK 7/c maddesinde belirtilmiştir. Buna göre, ticaret alanında tür, vasıf, kalite, miktar, amaç, değer, coğrafi kaynak belirten veya malların üretildiği, hizmetlerin yapıldığı zamanı gösteren veya mal ve hizmetlerin diğer karakteristik  özelliklerini belirten işaret ve adlandırmaları münhasıran veya esas unsur olarak içeren markalar tescil olunamaz. Örneğin sigara için “Hafif Türk Tütünü” ibaresi marka olarak alınamaz(ARSEVEN, H., Nazari ve Tatbiki Alameti Farika Hukuku, İstanbul 1951, s.88).

[11] . Boston Beer Co. v Slaser Bros. Breving Co., 9F3d 125(1st Cir. 1994). 556 sayılı KHK 7/f maddesi, mal veya hizmetin niteliği, kalitesi veya üretim yeri, coğrafi kaynağı gibi konularda halkı yanıltacak markalar tescil olunamaz (ayrıntılı bilgi için bkz., TEKİNAY, S., Esas Unsurları Koruma Dışı Bırakılan Markalar, Prof. Dr. Karayalçın’a Armağan, s.71 vd.).

[12] . BRAYN, A.G., Black’s Law Dictionary, 1999, s. 1500.

[13] . Two Pesos, Inc. v Taco Cabano Inc., 505 US 763 (1992).

[14] . Peddington v Attiki Importers and Distributors Inc., 996 F2d 577, 582(2d Cir 1993).

[15] . Philip Morris Inc. v Star Tobacco Corp., 879 F Supp 379(SDNY 1995).

[16] . Benzer durum Türk hukuku için, 556 sayılı KHK’nin 5. maddesinde “....malların biçimi veya ambalajları gibi işaretler...” marka olarak tanımlanarak korunma altına alınmıştır. Ancak Türk hukukunda bu durum genellikle haksız rekabet düzenlemelerine göre çözümlenmektedir.  “Markalar farklı olsa ve emtialar arasında benzerlik ya da iltibas bulunmasa bile, emtianın içinde sunulduğu şişenin davacının ürettiği şişeye benzer olması haksız rekabet teşkil eder”. 11. HD. 14.3.1993, E.1992/7459, K.1993/6859(BATİDER, C.XVII, S.2, s.116); “İmalat ve dizayn bakımından iltibas varken, emtia için farklı markanın kullanılmış olması, haksız rekabetin oluşumunu engellemez.” 11. HD. 226.110.1993, E.1992/5613, K.1993/6833(BATİDER, C.XVII, S.2, s.117).

[17] . BUSINESS LAW 174; CALLMANN 4 vd. ; Türk hukuku açısından benzer durum için bkz.,KARAHAN, S., Markalarda İltibas, SÜHFD. 1990, C.III, S.3, s.215 vd.

[18] . General Motors Corp. v Cadillac Marine and Boat Co., 140 USPQ (BNA) 447 (1994); Amstar Corp. v Domino’s Rizza Inc., 615 F2d 252(5th Cir. 1980). Kararda Domino Pizza’nın Domino Sugar için kullanımı karışıklığa sebebiyet vermeyeceği ifade edilmiştir. Bu durum Türk hukukunda farklıdır. Zira, 556 sayılı KHK’nin 8/IV  maddesinin 2.cümlesine göre, tescil edilmiş veya tescili için başvuruda bulunulmuş markanın toplumda ulaştığı tanınmışlık düzeyi nedeniyle haksız bir yararın sağlanacağı, markanın itibarına zarar verilebileceği veya markanın ayırt edici karakterini zedeleyici sonuçlar doğurabileceği durumlarda, tescil edilmiş veya tescili için başvurusu daha önce yapılmış tanınmış marka sahibinin itirazı üzerine, bu marka(veya benzeri) farklı mal ve hizmetlerde kullanılacak olsa bile tescil olunamaz. 

[19] . BUSINESS LAW 174  ; Benzer durumlar Türk hukuku içinde geçerlidir(ayrıntılı bilgi için bkz., KARAHAN, S., Ticari İşletme Hukuku, Konya 1992, s.158 vd.).

[20] . PL 104-98 109 Stat 985, 15 USC 1125(c) (1).

[21] . BUSINESS LAW 175.

[22] . Alan adları(domain name) konusunda ayrıntılı bilgi için bkz., CAN, M./TEKİN, M., Elektronik Ortamda Haksız Rekabet Halleri, www.basarm.com.tr

[23] . BUSINESS LAW  176; MILLER, A.R.,/DAVIS, M. H., Intellectual Property in a Nutshell, 1990, s.280 vd.; GOLDSTEIN, P., Copyright’s Highway, 1994, s.3.

[24] . BUSINESS LAW 176; MILLER/DAVIS 280 vd.

[25] . BUSINESS LAW 176; MILLER/DAVIS 280 vd.   ; Türk hukukunda telif hakları 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanununda(FSEK) düzenlenmiştir. Kanunun 83 ve 84. maddeleri aslında Ticaret Kanununun haksız rekabete ilişkin düzenlemesi olan, TK.m.57/b.5 maddesi ile aynı hususları içermektedir. 5846 sayılı FSEK. m.83/1 “bir eserin ad ve işaretleri ile çoğaltılmış nüshaların şekilleri, iltibasa meydan verebilecek surette diğer bir eserde veya çoğaltılmış nüshalarında kullanılamaz”. Yargıtay bir kararında “Gazete ve dergilerde çıkan toplumsal nitelikteki günlük meselelere ilişkin bir makale, iktibas hakkı açıkça saklı tutulmuş olmadıkça aynen veya işlenmiş şekilde diğer gazete ve dergiler tarafından alınabilir. İktibas hakkı saklı tutulsa bile söz konusu makalenin kısaltılarak basın özetleri şeklinde alınması caizdir.” 11. HD. 28.10.1993, E.1992/5642, K.1993/6870(BATİDER, C.XVII, S.2, s.113). 5846 sayılı FSEK. m.84/I “ bir işareti, resmi veya sesi, bunları nakle yarayan alet üzerine tespit eden veya ticari maksatlarla haklı olarak çoğaltan yahut yayan kimse, aynı işaretin, resmin veya sesin 3. kişiler tarafından aynı vasıtadan faydalanılmak suretiyle çoğaltılmasını veya yayımlanmasını men edebilir”. Konuya ilişkin olarak Yargıtay’ın bir kararında “ FSEK 84. maddesi ve maddenin yollaması ile haksız rekabet hükümleri göz önünde bulundurularak, davacıya ait fotoğraf ve diaların, davalıya ait kampingin tanıtılmasıyla ilgili broşürlerde basılıp, kullanılmasının ve dağıtılmasının bu madde metni çerçevesinde değerlendirilerek hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken....”. 11. HD. 26.4.1983, E.2205/K.2172(KARAHAN Ticari İşletme 189).

[26] . BUSINESS LAW  177 ; GOLDSTEIN 5 vd.; PATRY, W.F., Copyright Law and Practice, 1994, s.3 vd.

[27] . BUSINESS LAW 177; GOLDSTEIN 5 vd.; PATRY 3 vd.

[28] . PL 100-568, 102 Stat 2854, 17 USC 101 et esq.

[29] . BUSINESS LAW 182.

[30] . BUSINESS LAW 182.

[31] . Örneğin her bir şarkı için 6.6 cent, her dakika için 1.25 cent olarak hesaplanır. Şarkı yazarı, yayıncı şirket ve varsa diğer kişiler arasında paylaştırılır.

[32] . PL 96-517, 94 Stat 3015, 17 USC 101 117.

[33] . Apple Computer Inc. v Franklin Computer Corp., 714 F2d 1240(3d. Cir. 1983).

[34] . Whelan Associates v Jaslow Dental Laboratory, 797 F2d 1222(3d Cir. 1986).

[35] . Lotus Development Corp. v Borland Inretnational Inc., 49 F3d 807 (1st Cir. 1995).

[36] . PERELMAN, M., Software Patents and The Information Economy, 2 MICH. TELECOMM. TECH. L. REV. 93(1996), s. 93 vd.(sonraki atıflar için sadece  SOFTWARE kavramı kullanılacaktır). Ayrıntılı bilgi için bkz., KINTNER, E.W./LAHR, J.L., An Intellectual Property Law Primer, 1982, s.7 vd.; ELIAS, S., Patent, Copyright and Trademark, 1996, s.278 vd.

[37] . Foner Corp. v Domenick, 105 F3d 99(2d Cir. 1997).

[38] . SOFTWARE 95 ; Türk hukukunda patentler telif hakkı düzenlemeleri içerisinde değil, marka düzenlemeleri kapsamında korunmaktadır. Türk hukukunda yakın zamana kadar, patent, marka gibi sınai haklarla ilgili işlemleri yürütme görevi, Sanayi ve Ticaret Bakanlığı’na bırakılmıştı. 4004 sayılı Kanunun verdiği yetkiye dayanılarak çıkarılan 544 sayılı KHK ile(RG. 24.6.1994, S.21970) Türk Patent Enstitüsü(TPE) kurulmuş ve patent ve markalar ve diğer kanunlarla koruma altına alınmış sınai mülkiyet haklarının (örneğin endüstriyel tasarımların) tesisi, korunması ile ilgili işlemleri yapma görevi, Bakanlıktan alınarak TPE’ye verilmiştir(544 sayılı KHK 3 ve 31).

[39] . Türk hukukunda bu amaçla Türk Patent Enstitüsü Kurulmuştur.

[40] . BUSINESS LAW 183; SOFTWARE 95

[41] . 35 USC 101.

[42] . Uluslar arası bir düzenleme olup, 8 Temmuz 1995 tarihinde etkili olmaya başlamıştır.

[43] . SOFTWARE 96.

[44] . 35 USC 173.

[45] . BUSINESS LAW 184.

[46] . BRAYN 1147.

[47] . In re Devel, 51 F3d 1552 (Fed Cir 1995).

[48] . The Uniform Trade Secrets Act adlı düzenlemede ticari sırlar konu edilmiştir.

[49] . Restatement(Second) of Torts 757 cmt b.; Auneti Inc. Wyle Labs, Inc. (Ga) 437 SE 2d 302 (1993).

[50] . Xport Automation Systems Corp. v Vibromatic Co.(1nd App) 569 NE 2d 351(1990).

[51] . BUSINESS LAW 180; POOLEY, J., Trade Secrets, 1998, s.3 vd.

[52] . BUSINESS LAW 181; POOLEY 3 vd.

[53] . PL 104-294, 18 USC 1831 et seq.(1996).

[54] . 500 000 dolara kadar ya da bilginin içerdiği değerin iki katına kadar para cezasına çaptırıldığı gibi, 15 yıla kadar da hapis cezası söz konusu olabilir. Anonim şirketlerin ihlal etmeleri durumunda ise, 10 milyon dolara kadar ya da bilginin değerinin iki katına kadar para cezasına mahkum edilebilir.