|
|||||
|
TÜRKİYE’DE VERGİYE UYUM: MÜLAKAT ÇALIŞMASI |
Özet
Bu çalışmada, Türkiye’ de vergiye uyum konusu araştırılmıştır. Ele alınan çalışma konusu dört ana kısımdan oluşmaktadır. Birinci kısımda giriş yer almakta olup, ikinci kısmında ise vergi psikolojisinin teorik çerçevesi ve bileşenleri hakkında bilgi verilmiştir. Çalışmanın üçüncü kısmında Dünya’da ve Türkiye’de vergiye uyum oranları ve gönüllü uyum eğilimleri ile ilgili tartışmalar yapılmıştır. Son kısmında ise mükellef, akademisyen ve vergi müfettişlerinden oluşan gruplara uygulanan mülakat sonuçları analiz edilmiştir. Gerçekleştirilen mülakat çalışması Türkiye’ de vergiye uyuma etki eden faktörlerin belirlenmesi amaçlanmıştır.
Anahtar Kelimeler: Vergi Uyumu, Vergi Ahlakı, Vergi Psikolojisi
Abstract
In order to analyse the factors effecting tax compliance in Turkey, an interview study has been carried out with taxpayers, tax inspectors and academics who are specialised in taxes. There are four sections in this study. First section is the introduction, in the second section information about tax psychology and the factors that affect tax psychology are given. In the following section, tax compliance rate in Turkey and other countries are presented. Analysis of interview is explained in section 4.
Keywords: Tax Compliance, Tax Moral, Tax Psychology
1. GİRİŞ
Birçok bilimsel araştırmaya konu olan vergiye gönüllü uyum kavramı özellikle son yıllarda daha çok önem kazanmaktadır. Vergi kaçırmayı önlemek ve vergiye gönüllü uyumunun arttırılmasını sağlamak için hangi yöntemlerin izleneceğinin belirlenmesi amacıyla çok çeşitli incelemeler yapılmaktadır. Bu kapsamda ulaşılan bulgular doğrultusunda mükelleflerin vergi bilinç düzeyi arttırılmak istenmektedir.
Çeşitli araştırmalarda ortaya koyduğu üzere vergiye gönüllü uyum seviyesi, ülkeden ülkeye farklılık göstermektedir. Genel olarak, gelişmiş ülkelerle kıyaslandığında gelişmekte olan ülkelerde vergiye gönüllü uyum seviyesinin, daha düşük olduğu anlaşılmaktadır. Vergiye gönüllü uyum düzeyinin düşüklüğü ise ilgili ülkede yeteri kadar vergi gelirinin toplanamaması ve yapılacak olan kamu harcamalarının finanse edilememesi sorununu doğurmaktadır. Bu durum ise hem adaletsizliğe hem de gerekli kamusal mal ve hizmetlerin sağlanamamasına neden olmaktadır. Eğer vergi gelirlerinin yetersizliğinden kaynaklanan gelir ihtiyacı sorunu borçlanmayla ya da para basmayla telafi edilmeye çalışılırsa bütçe açıklarının artması veya enflasyon oranının yükselmesi gibi sonuçlar doğurarak ülke ekonomisini daha ağır maliyetlerle karşı karşıya bırakacaktır.
Mükelleflerin vergiye gönüllü uyumunu etkileyen faktörlerin belirlenerek uyum düzeyinin ölçülmesi için kullanılan bilimsel metotların başında anket ve mülakat gibi doğrudan ölçme yöntemleri gelmektedir. Çalışma kapsamında vergiye gönüllü uyumun belirlenmesi amacıyla da mülakat ölçme yöntemi tercih edilmiş olup, ulaşılabilirlik kriteri ile seçilen akademisyenlerden, mükelleflerden ve vergi müfettişlerinden oluşan üç farklı gruba vergi psikolojisi ile ilgili sorular yöneltilmiştir. Bu doğrultuda çalışmanın amacı ise Türkiye’de vergiye gönüllü uyumun ardında yatan nedenleri araştırmak ve konuyla yakından ilgili farklı paydaşların görüşlerini analiz etmek olarak belirlenmiştir. Çalışma kapsamında ise şu sorulara cevap aranmaktadır; (i) Vergiye gönüllü uyumu etkileyen faktörler nelerdir? (ii) Paydaşların şikayetçi olduğu vergisel konular nelerdir? (iii) Türkiye’de mükelleflere vergi ödeme bilincinin yerleştirilmesi için en etkili çözüm yolları hangileridir?
2. Vergi Psikolojisinin Teorik Çerçevesi ve Vergiye Gönüllü Uyum İle İlişkisi
Uzun dönemde vergilemenin verimliliğini ve sınırının belirlenmesinde etkili olan en önemli faktörlerden biri mükelleflerin psikolojilerinin olduğu söylenebilir. Mükelleflerin vergi karşısındaki tutumları ile davranışlarını belirleyen unsurlar ise vergi baskısı, vergi zihniyeti, vergi tazyiki ve vergi ahlakı gibi kavramlardır (Çetin, 2007:178).
Davranışsal Kamu Maliyesinin önemli konularından biri olan vergi psikolojisi, vergileme açısından oldukça önem taşımaktadır. En geniş anlamda vergisel olayların insan tutum ve davranışları üzerindeki etkilerini inceleyen bir araştırma alanı olan vergi psikolojisi (Aktan, 2012:14), vergi ile ilgili olan hem bireysel hem de toplumsal psikolojik olayları inceler. Vergi yükümlülerinde meydana gelebilen davranış değişiklikleri, onların birçok tercihlerini de etkileyebilmektedir. Bu nedenle vergileme konusunda mükellef davranışlarının bilinmesinde fayda vardır (Çataloluk, 2006:215).
Vergi psikolojisi birçok defa mali sosyoloji yerine de kullanılmaktadır. Ancak mali sosyoloji ile vergi psikolojisi birbirinden farklı kavramlardır. Öncelikle vergi psikolojisi, mali sosyolojinin bir alt dalıdır ve sadece mükelleflerin vergilemeye karşı tutundukları davranışsal değişmeleri inceler. Oysa mali sosyoloji hem kamu gelirlerine hem de kamu giderlerine karşı vatandaşın sergilediği tutum ve davranışları incelemektedir. Öyleyse mali sosyoloji, vergiler, kamu harcamaları vb. diğer yaklaşımlardan etkilenme ve diğer yaklaşımları etkileme düzeyini araştırmaktadır. Mali psikoloji içinde yer alan vergi psikolojisi ise kişilerin ve grupların vergileri algılayışını, vergilere bakış açısını ve bunlara bağlı olarak gösterdikleri aktif ve pasif tepkileri ifade etmektedir (Schmölders, 1976:114).
Mali sosyoloji her ne kadar vergilerin ve harcamaların belirlenmesini ve sosyal ortama etkilerini araştırsa da en çok vergiler üzerinde yoğunlaşmaktadır (Çelebi, 2012:7). Vergi ile insan psikolojisi arasındaki ilişkiyi ilk kez araştıran bilim adamlarından biri Alman akademisyen Günter Schmölders’ dir (Aktan, 2012:14). Vergi psikolojisi, bireyler ve grupların vergileri algılayışı, değerlendirişi ve gösterdikleri tepkileri analiz eder (User, 1992:24). Ayrıca vergi karşısında, vergilendirme yetkisini kullanan merkezi devlet başta olmak üzere diğer idareler ile kişi ve kurumların davranışlarının analizi de vergi psikolojisinin inceleme alanı içerisinde ele alınmaktadır. Bilindiği üzere vergi olayı, vergi alacaklısı konumundaki devlet ile vergi borçlusu durumundaki mükellef arasındaki ilişkiden ortaya çıkmaktadır.
Vergi psikolojisi araştırmalarını çok farklı amaçlara yönelik olarak gerçekleşebilir. Öncelikle vergi psikolojisi ile vergi politikalarının etkinliğinin arttırılması amaçlanmaktadır. Ayrıca küreselleşme sürecindeki dünya ile bütünleşmeyi kolaylaştırmak diğer bir amacıdır. Vergi psikolojisi toplumsal ilişkileri düzenleyerek vergilerin insanlar üzerinde oluşturabileceği olumsuz etkiyi azaltmayı amaçlayan çalışmalardır (Beceren, 2004:2). Vergi mükelleflerinin psikolojisinin iyi anlaşılması, başarılı bir vergi uygulaması için gereklidir. Vergi psikolojisini etkileyen faktörler ise vergiye gönüllü uyum, vergi bilinci, sübjektif vergi yükü, vergi ahlakı, vs. gibi içsel faktörler ile vergi sistemini adaleti, vergi mevzuatının sürekliliği ve anlaşabilirliği, vergi idaresi ve zorlayıcı faktörler vb. gibi dışsal faktörleridir (Çataloluk, 2006:215).
Vergiye gönüllü uyum konusu, birçok araştırmacı tarafından çözülmesi gereken güç bir bulmaca olarak görülmekte ve bu bulmacanın çözümü için vergi ödemede gerekli içsel motivasyon olarak vergi ahlakına işaret edilmektedir. Kanunen ödenmesi gereken vergi borcunun tam olarak ve zamanında ödenmesi vergi ahlakının tam olduğunu gösterirken, vergi ahlakı genel olarak ödenen ile ödenmesi gereken vergi ilişkisine dayanmaktadır. Bu duruma ise ‘vergi dürüstlüğü standardı’ denilmektedir. Vergi dürüstlüğü standardı, oransal bir ilişkiye dayanmakla birlikte, ödenen verginin ödenmesi gereken vergiye bölünmesiyle elde edilmektedir (Tosuner ve Demir, 2007:2-10).
1960’ lı yıllarda Gunter Schmölders önderliğindeki Alman bilim adamları tarafından Köln Vergi Psikolojisi Okulu (Colonge School of Tax Psychology) kurmuş ve vergi ahlakı ile ilgili ilk önemli çalışmalar başlatılmıştır (Torgler, 2005:6). Daha sonraları mükelleflerin devletle olan ilişkilerini belirleyen ve mükelleflerin vergiye yönelik tutumlarını etkileyen faktörlerden biri olarak değerlendirilen vergi ahlakı konusunda yapılan araştırmalar artmıştır (İzgi, 2011:12). Birçok bilim adamı tarafından tanımlanan vergi ahlakı en genel ifadeyle vergi ile ilgili yükümlülüklerin yerine getirilme derecesi ya da vergi ödeme konusundaki içsel bir motivasyondur. Buradaki içsel motivasyon ile bireyler vergiyi gönüllü öderler ve dışsal bir zorlama olmaksızın gönüllü vergi uyumu sağlanır (Aktan, 2012:15).
Vergi uyumu (tax compliance), mükellefin beyannamesini ülkede uygulanan yasalara, vergi düzenlemelerine ve yargı kararlarına uygun olarak zamanında hazırlaması ve zamanında ilgili mercilere vermesi olarak ifade edilmektedir. Vergi uyumu dört ana unsur içermektedir. Bunlar: (1) Vergiye tabi gelirin tam olarak beyan edilmesi, (2) Gelir ayarlaması, harcamalar, vergi muafiyetleri ve vergi kredileri gibi gelirden çıkartılacak unsurların doğru gösterilmesi (3) Vergi beyannamesinin zamanında doldurulması (4) Vergi beyannamesinin doğru olarak hesaplanmasıdır (Roth vd., 1989:20-21).
Vergi uyumu görünür bir eylem olup, çoğu vatandaş vergisini ödemektedir. Vergiye uyum ya da uyumsuzluk sadece fırsat, vergi oranları ve yakalanma olasılığının bir fonksiyonu değil, aynı zamanda bireyin vergiye uyum gösterme veya vergi kaçırma istekliliğinin de bir fonksiyonudur. Vergi ahlakı yüksek olduğunda doğal olarak vergiye gönüllü uyumu da yüksek olmaktadır (Bilgin, 2011:261).
Vergi sisteminin mali anlamda başarılı olması ve vergi gelirlerinin arttırılabilmesi için mükelleflerin kendi rızaları ile vergi ödeme arzularını ifade eden vergiye gönüllü uyumlarının yükseltilmesi son derece önemlidir (İpek ve Kaynar, 2009:117). Bu nedenle mükelleflerin vergi uyumlarının yükseltilmesi ancak mükelleflerin vergiye gönüllü uyumlarını belirleyen faktörlerin bilinmesiyle mümkün olmaktadır. Vergiye gönüllü uyumu etkileyen faktörler ise genel hatlarıyla şöyledir:
a. İçsel Faktörler (Bireyin Kendisinden Kaynaklanan Faktörler): Vergi gönüllü uyumunun sağlanmasında bireyden kaynaklanan içsel faktörler de kendi arasında gruplandırılabilir. Bunlar bireyin vergi ödeme gücü, vergi yükü, aile yapısı ve anlayışı, vergi ahlakı, eğitim durumu, devlete bağımlılık, siyasal iktidarı benimseme durumu, bireysel vergi yükü, yükümlünün diğer yükümlüler hakkındaki görüşleri, kamu hizmetlerinin gerekliliğine olan inanışlar, yükümlünün mesleği, şahsi özellikleri ve kökeni (Çataloluk, 2006:215-221), vergilerin kullanıldıkları alanlardır (Tuay ve Güvenç, 2007:27).
b. Toplumsal Faktörler (Bireyin Kendisinden Kaynaklanmayan Faktörler): Toplumun demografik yapısı, toplumun eğitim seviyesi, toplumun gelir yapısı, toplumsal siyasi tercihler, toplumun din ve inanç yapısı, toplumdaki kişilerin kamusal hizmetlerden yararlanma düzeyi, vergi oranları, vergi afları, vergi denetim ve cezalar, devletin yönetim şekli (Demir, 2006:3-8), vergi idarelerinde personel sorunu, çalışma koşulları, halkla ilişkiler, enflasyon vergisi uygulanması, fiyat değişimleri karşısında istisna tutarları ve tarifelerin etkinlikleri, verginin alındığı dönemin içinde bulunduğu özellikleri (Beceren, 7-8), ülkedeki kayıtdışı ekonominin durumu, yolsuzluk seviyesi ve mükellef yardımcılarının etkisidir (İzgi, 2011: 31).
3. Dünya’ da ve Türkiye’de Vergiye Uyum Seviyesi ve Bu Konuda Yapılan Çalışmalar
Mükelleflerin vergiye gönüllü uyumu sorunu günümüzde oldukça tartışılır bir hal almıştır. Birçok OECD, Avrupa Birliği, Asya ülkelerinde bu konuda çeşitli araştırmalar yapılarak, mükellefin vergiye bakış açısı ve vergi uyum ile gönüllü uyum düzeyi araştırılmaktadır. Çalışmanın bu kısmında çeşitli ülkelerde yapılmış araştırmalara ve hazırlanan ekonomik raporlarda belirtilen oranlar ile sonuçlara yer verilmektedir.
Öncelikle bazı gelişmiş ülkelerde yapılan araştırmalar sonucunda mükelleflerin bireysel gelir vergisine uyum oranı hakkında çeşitli bulgulara ulaşılmıştır. Amerika Birleşik Devletleri’nde mükellefin kişisel gelir vergisine uyum oranı % 83.1, İngiltere’de % 77.9, İsveç’te % 77.7, Fransa’da % 75.3, Avusturya’da % 74.8, Hollanda’ da % 72.8, Belçika’ da % 70.1, Portekiz’ de % 68.0, İsveç’ te % 77.7, Almanya’ da % 67.7 ve İtalya’ da ise % 62.4 olarak belirlenmiştir (Tuccille, 2012:1).
Christie ve Holzer’ in (2006:17-23) çalışmasında ise Avrupa Birliği ülkelerinde vatandaşların sosyal güvenlik katkı paylarına uyum oranları hesaplanmış ve çeşitli sonuçlar elde edilmiştir. Çalışmada kullanılan veriler OECD ve Eurostat bünyesinde bulunan vergi istatistiklerinden derlenmiştir. Buna sosyal güvenlik katkı paylarına uyum düzeyi İngiltere’ de % 64.8, Avusturya’ da % 90.7, İtalya’ da % 62.49, Belçika’ da % 69.3, Portekiz’ de % 66.0, Polanya’ da % 66.2, Macaristan’ da % 63.5, Çek Cumhuriyeti’nde % 67.4, Litvanya’ da % 53.2, Estonya’ da % 55.7 ve Slovakya’ da % 55.7 olarak hesaplanmıştır.
Riahi-Belkaoui tarafından 2008 yılında toplamda 30 tane gelişmiş ve gelişmekte olan ülkeleri kapsayan bir çalışma yapılmış, mükelleflerin vergiye uyum düzeyleri belirlenmeye çalışılmıştır. Buna göre vergi uyum değişkenleri 0-6 arası puanlandırma sistemi uygulanarak, 30 ülkenin vergi uyum düzeyleri belirlenmiştir.
Tablo 1: Çeşitli Ülkelere Göre Vergi Uyum Düzeyi
Arjantin |
2.41 |
Fransa |
3.86 |
Yeni Zellanda |
5.00 |
Avusturalya |
4.58 |
Almanya |
3.41 |
Norveç |
3.96 |
Avusturya |
3.60 |
Endonezya |
2.53 |
Filipinler |
1.83 |
Brezilya |
2.14 |
İsrail |
3.69 |
Polonya |
2.19 |
Çin |
4.20 |
İtalya |
1.77 |
Portekiz |
2.18 |
Kanada |
3.77 |
Malezya |
4.34 |
Singapur |
5.05 |
Danimarka |
3.70 |
Meksika |
2.46 |
Güney Afrika |
2.40 |
Finlandiya |
3.53 |
Hollanda |
3.40 |
İspanya |
3.29 |
İsveç |
1.91 |
Tayland |
3.41 |
İngiltere |
4.67 |
İsviçre |
4.49 |
Türkiye |
2.07 |
A.B.D. |
4.4.7 |
Kaynakça: (Riahi-Belkaoui, 2008:5).
Tablo 1’e göre mükellefin vergiye uyum düzeyleri ülkeden ülkeye farklılık arz etmektedir. Oranlar kıyaslandığında vergi uyumunun en yüksek olduğu ülkeler Singapur (5.05), Yeni Zellanda (5.00) ve Avusturalya (4.58) olduğu ve vergi uyumunun en düşük olduğu ülkelerin ise İtalya (1.77), Filipinler (1.83) ve İsveç (1.91) olmuştur. Türkiye’ de ise bu oran 2.07 olup, ülkemiz son sıralarda yer almaktadır.
Bir başka hesaplama ise Vergi Istırap Endeksi (Tax Misery Indeks) olarak bilinen, kurumlar vergisi, kişisel gelir vergisi, servet vergisi, sosyal güvenlik vergilerinin işveren katkı payı ile işçilerin katkı payı, katma değer vergisi ile satış vergilerinin en üst marjinal oranlarının hesaplanması sonucu oluşan bir endekstir. Bu endeks ülkelerin ne derece vergi dostu olduklarını anlamada yardımcı olmaktadır (Mc.Gee, 2008:82). Endekse yer alan ülkelerden herhangi birinin konumu, ilgili ülkenin vergi reformlarına, kurallarına bakış açısını yansıtmaktadır. Puan ne kadar düşük ise ilgili ülkede vergisel konular daha olumlu karşılanmaktadır. Vergi ıstırap endeksi bir anlamda vergi oranlarının mükellef üzerinde yarattığı yükü ortaya koymak amacıyla vergi temel alınarak hazırlanmaktadır. Vergi Istırap Endeksi, Forbes Dergisi tarafından hazırlanmaktadır. En son 2009 yılında hesaplanan uluslararası vergi ıstırap endeksine göre ise vergi hoşnutsuzluğun en yüksek olduğu ülke 167.9 puan ile Fransa’ dır. En düşük olduğu ülke ise Katar’ dır. Fransa’ yı 159.0 puan ile Çin takip etmektedir. Türkiye’de ise bu oran 118.0 olup orta-üst sıralarda yer almaktadır. Toplam 65 ülkeyi kapsayacak şekilde hazırlanan endekste A.B.D. 85.3 puan ile son sıralarda yer almakta olup, en dikkat çekici nokta ise Avrupa Birliği’ ne üye gelişmiş ülkelerin listenin en üst sıralarda yer almasıdır (Anderson, 2009:1). Başka bir çalışmada ise Asya ülkelerinde toplam 200.000 kişi ile birebir görüşülerek vergi kaçırmanın kabul edilme düzeyi araştırılmış ve ulaşılan bulgular Human Beliefs and Values isimli kitapta yer almıştır. Tablo 2’ de çalışmaya dahil olan ülkeler ile ulaşılan sonuçlar mevcuttur (Inglehart, 2004, akt. Mc.Gee, 2008a:311).
Tablo 2: Vergi Kaçırmanın Kabul Edilebilirlik Düzeyi
Bangladeş |
1.06 |
Pakistan |
1.19 |
Çin |
1.57 |
Filipinler |
3.14 |
Hindistan |
2.14 |
Singapur |
1.89 |
Endozenya |
1.54 |
Tayvan |
1.96 |
Japonya |
1.46 |
Türkiye |
1.18 |
Güney Kore |
1.59 |
Vietnam |
1.32 |
Kırgızistan |
2.73 |
|
|
Kaynakça: (Mc. Gee, 2008a:311).
Puanlamanın 1-10 arası yapıldığı çalışmada 1 puan ‘vergi kaçırmanın asla savunulamaz’ olduğunu, 10 puan ise ‘vergi kaçırmanın her zaman savunulabilirliği’ ni ifade etmektedir. Buna göre çalışma kapsamında vergi kaçırmanın kabul edilebilirliği ile ilgili ulaşılan bulgular 13 ülkede de birbirine yakın çıkmış olup, vergi kaçırmanın en çok savunulduğu ülke 3.14 puanla Filipinler olmuştur. Vergi kaçırmayı en az savunan ülke ise 1.06 puan ile Bangladeş’ tir. Öyleyse vergi kaçırma kabul edilebilirlik sonuçları, vergiye gönüllü uyum hakkında da bilgi verdiği için 13 ülke içinde Bangladeş’ de vergiye gönüllü uyumun en yüksek olduğu söylenebilir. Türkiye’ de ise bu puan 1.18’dir.
Başka bir araştırmada da Koreliler, Çinliler ve Japonların vergi kaçakçılığına karşı bakış açısı irdelenmiş ve buna göre ele alınan 3 ülkede vergi kaçırmanın asla savunulamaz olduğu görüşü ağır basmıştır. Buna göre 1 puan (vergi kaçırma asla savunulamaz) ve 7 (vergi kaçırma her zaman savunulabilir) puan arası verilen puanlamada ortalama olarak Çin’de 1.57, Kore’de 1.59 ve Japonya’ da 1.46 puan sonuçlarına ulaşılmıştır (Mc. Gee, 2008b:137). Vergi kaçırmanın etik olup olmadığını ölçmek maksadıyla farklı ülkelerde (Türkiye, Ermenistan, Arjantin, Kolombiya, Ekvator, Porto Riko, Dominik Cumhuriyeti ve Amerika Birleşik Devleti) aynı sorulardan oluşan çeşitli ampirik çalışmalar yapılmış ve çalışmaların sonuçları tablo 3’ te verilmiştir. Böylece tabloda yer alan ülkelerin vergiye gönüllü uyum düzeylerinin karşılaştırılmasına imkan sağlanmıştır.
Tablo 3: Farklı Ülkelerde Yapılan Vergi Kaçırmanın Kabul Edilebilirlik Düzeyi İle İlgili Ampirik Çalışmaların Sonuçları
1 puan ‘tamamen katılıyorum’’, 7 puan ‘kesinlikle katılmıyorum’ ifade etmektedir. |
TR. |
Co. |
Ec. |
PR. |
DR. |
USA. |
AM. |
AR |
Ort. |
S1. Vergi oranları çok yüksek olursa, vergi kaçırmak etiktir. |
4.2 |
6.0 |
5.7 |
5.6 |
3.6 |
5.9 |
4.2 |
4.8 |
5.0 |
S2. Vergi oranları yüksek olmasa bile vergi kaçırma etiktir. Çünkü devlet benden aldığından daha çoğunu alamaz. |
5.5 |
6.4 |
6.3 |
6.4 |
4.7 |
6.0 |
5.7 |
6.5 |
5.9 |
S3. Vergi sistemi belirsiz ise vergi kaçırma etiktir. |
3.9 |
5.7 |
4.9 |
4.8 |
3.7 |
5.3 |
3.9 |
4.4 |
4.5 |
S4. Toplanan paranın büyük çoğunluğu israf edilirse, vergi kaçırma etiktir. |
3.7 |
6.4 |
4.5 |
4.6 |
3.6 |
5.3 |
3.7 |
4.7 |
4.5 |
S5. Toplanan paranın çoğu akıllıca kullanılmıyorsa, vergi kaçırma etiktir. |
5.8 |
6.3 |
6.3 |
6.4 |
4.6 |
6.1 |
5.8 |
6.6 |
5.9 |
S6. Toplanan paranı büyük bölümü benim ahlakça beğenmediğim projelerde harcanırsa vergi kaçırma etiktir. |
4.4 |
6.0 |
5.5 |
5.6 |
4.9 |
5.8 |
4.4 |
5.5 |
5.2 |
S7. Toplanan paranın büyük bölümü değerli projelerde harcansa bile vergi kaçırma etiktir. |
6.0 |
6.3 |
6.0 |
6.1 |
4.7 |
6.1 |
6.0 |
6.1 |
5.9 |
S8. Toplanan paranın büyük bölümü bana yarar sağlamayan projeler için harcanırsa vergi kaçakçılığı etiktir. |
5.6 |
6.3 |
5.9 |
6.0 |
4.9 |
6.1 |
5.6 |
6.4 |
5.8 |
S9. Toplanan paranın büyük bölümü bana yarar sağlamayan projelerde harcansa bile vergi kaçırma etiktir. |
5.9 |
6.4 |
6.1 |
6.3 |
4.6 |
6.0 |
5.9 |
6.5 |
5.9 |
S10. Herkes vergi kaçırırsa vergi kaçırma etiktir. |
5.6 |
6.6 |
6.3 |
6.1 |
4.5 |
6.1 |
5.6 |
6.2 |
5.8 |
S11.Toplanan paranın önemli bölümü rüşvetçi politikacılarının, ailelerinin ya da arkadaşlarının ceplerine girerse vergi kaçırma etiktir. |
3.6 |
5.3 |
4.4 |
4.2 |
4.2 |
5.4 |
3.0 |
4.2 |
4.2 |
S12. Muhtemel yakalanma olasılığı düşük ise vergi kaçırma etiktir. |
5.6 |
6.6 |
6.3 |
6.1 |
2.9 |
6.1 |
4.6 |
6.5 |
5.5 |
S13. Ödeyebilme gücüm yoksa vergi kaçırma etiktir. |
4.6 |
5.7 |
5.3 |
5.2 |
3.6 |
5.5 |
4.3 |
4.1 |
4.7 |
S14. Daha az ödersem, diğerleri daha fazla ödemek zorunda olacağı anlamına gelse bile vergi kaçırma etiktir. |
5.7 |
6.4 |
6.1 |
6.1 |
5.2 |
6.1 |
6.0 |
6.3 |
5.9 |
Kaynakça: (Mc.Gee ve Palau, 2008:190), (Mc.Gee ve Bent, 2008:256), (Mc.Gee ve Rossi, 2008:242) ve (Mc.Gee ve Maranjyan, 2008:289).
Anket soruları Türkiye’ de 291, Ermenistan’ da 85, Arjantin’ de 218, Kolombiya’ da 204, Ekvator’ da 140, Porto Riko’ da 233, Dominik Cumhuriyeti’nde 177 ve ABD’ de 440 adet ekonomi ve işletme bölümlerinde okuyan üniversite öğrencilerine sorulmuştur. Sekiz ülkede vergi kaçakçılığının etik olup olmadığının belirlenmesi amacıyla yapılan ampirik çalışmaların sonuçlarının yer aldığı tablo 3 genel olarak değerlendirildiğinde incelenen ülkeler arasında vergiye gönüllü uyumun Amerika Birleşik Devleti’nde en yüksek olduğu görülmektedir. Öyle ki çalışmalarda sorulan soruların hemen hemen hepsinde ABD 7 puana en yakın cevaplar verilerek, vergi kaçırmanın etik olmadığına vurgu yapılmıştır. Vergiye gönüllü uyumun en düşük olduğu ülke ise Dominik Cumhuriyeti’dir. Tabloda Türkiye ile ilgili kısım değerlendirildiğinde en düşük puanların “Vergi sistemi belirsiz ve toplanan paranın büyük çoğunluğu israf ediliyorsa vergi kaçırmak etiktir” ve “toplanan para rüşvetçi politikaların cebine giriyorsa vergi kaçırmanın etiktir” ifadelerine verildiği görülmektedir. Türkiye’ de gönüllü vergi uyumu ile ilgili yapılan ampirik çalışmalarda ortaya çıkan sonuçlar benzerlik göstermektedirler.
Bayraklı, Saruç ve Sağbaş’ in (2004)’ ın vergi kaçırmayı etkileyen faktörlerin belirlenmesine yönelik yaptığı araştırmada, vergi kaçırmanın arkasında yatan nedenler ortaya konulmuştur. Çalışmaya katılan mükelleflerin % 34’ü vergi yükünün fazla olmasının, %39’ u ise vergi sisteminin adaletsiz yapısının varlığı sebebiyle mükellefin vergi kaçırmasından dolayı suçlanamamasını savunmuştur. Ayrıca katılımcıların % 36’ sı ise vergi kaçıranlara uygulanan mali cezaların yüksek olmadığını, % 44’ ü ise toplanan vergilerin devlet tarafından akıllıca kullanılmadığını vurgulanmıştır.
Cansız’ ın (2006) mükelleflerin vergi algılama hakkındaki görüşlerini araştırmaya yönelik yaptığı başka bir çalışmada ise katılımcıların % 53.5’ i Türkiye’ de vergi denetiminin etkin çalışmadığını, % 65.3’ü vergi ödemenin vatandaşlık görevi olduğunu, % 57.4’ ü ise vergi bilincinin toplumumuzda gelişmediğini savunmuştur. Ayrıca aynı çalışmaya katılan mükelleflerin % 48.5’ i vergi oranlarının vergi kaçırmaya sevk ettiğini, % 65.3’ ü uygulanan cezaların yeterince etkin olmadığını, % 81.2’ si vergi kaçıranların toplum tarafından ayıplanması gerektiğini ve % 44.6’ sı ise vergi oranlarının düşmesinin ödeme isteğini arttıracağını kısmen katıldıklarını belirtmiştir.
Tuay ve Güvenç’in (2007) ‘Türkiye’ de Mükelleflerin Vergiye Bakış Açısı’ isimli çalışmasında da ulaşılan sonuçlar daha önce yapılmış ampirik çalışmalarla paralel seyretmiştir. Genel olarak ifade edilirse, Türkiye’ de vergiye gönüllü uyumun tam olarak oluşmadığı, bu durumun da birçok nedeni olduğu söylenebilir. Öncelikle bu nedenlerin başında vergi politikalarının adaletsiz olması, toplanan vergilerin kamu hizmeti olarak geri dönmediği, vergi oranlarının ve vergi yükünün çok yüksek olması ve vergi aflarının sık sık çıkartılmasının vergi kaçırmayı arttırdığı yer almaktadır.
Saraçoğlu’ nun (2007) yapmış olduğu bir çalışmada mükelleflerin vergiye uyum düzeyi araştırılmış ve yaş-cinsiyet-eğitim durumu ile vergiye karşı tutum ve davranışlar arasındaki ilişki belirlenmek istenmiştir. Buna göre ankete katılanların % 75.9’ u, vergi sisteminin adil olmadığını, % 43.7’ si vergi oranlarının çok yüksek olduğunu, % 61.9’ u vergi gelirlerinin gerektiği gibi harcanmadığını ve % 48.6’ sı da toplanan vergilerin kamusal hizmet olarak geri dönmediğini savunmuştur.
Selçuk ve İpek (2009)’ in yılında vergiye gönüllü uyum konusunda yapmış olduğu başka bir araştırmada ise ankete katılan mükelleflerin büyük çoğunluğu vergi ödemenin devlete olan bir bağlılık olduğu, toplanan vergilerin kamu hizmeti olarak geri dönmediğini, vergi gelirlerinin kamu tarafından etkin kullanılmadığı, Türkiye’ de vergi sisteminin adil olmadığı, sık çıkartılan vergi aflarının vergi kaçırmanın nedenlerinden biri olduğu, vergi mevzuatının adil olmadığı ve vergi politikalarının belirlenirken mükelleflerin ihtiyaçlarının dikkate alınmadığını vurgulanmıştır.
4. Araştırmanın Yöntemi ve İçeriği
Çalışmanın amacı doğrultusunda katılımcılara vergi psikolojisi ile alakalı 8 adet sorudan oluşan bir mülakat uygulanmıştır. Katılımcılar 3 gruba ayrılmış; birinci grup mükelleflerden, ikinci grup vergi müfettişlerinden, üçüncü grup ise maliye alanında uzmanlaşmış akademisyenlerden oluşmaktadır. Bu çalışmada, toplam 15 kişiye yapılan mülakat sonucunda 3 grubun sorulan sorulara verdikleri cevaplar karşılaştırılarak benzerlikleri ve farklılıkları belirlenmeye çalışılmıştır.
4.1. Araştırmanın Uygulanması Sonrası Elde Edilen Veriler
Katılımcılara sorulan sorulardan birincisi bir mükellefin vergi kaçırmasının ardında yatan nedenlerin araştırılmasına yöneliktir. Katılımcılar büyük çoğunluğu vergi kaçırmanın ardında yatan en önemli nedenler arasında öncelikle vergi oranlarının ve vergi yükünün yüksek olmasına vurgu yapmışlardır. Bununla birlikte çevresel faktörler, vergi ahlakının düşük olması, verginin amacına ulaşmadığı fikri, diğer mükelleflerin etkisi, yolsuzluk ve vatandaşın devlet harcamalarından memnuniyet düzeyinin düşük olması da vergi kaçırmanın diğer nedenleri arasında belirtilmiştir. Mülakata katılan 3 grubun üyelerinin verdiği cevaplar yaklaşık olarak aynı doğrultuda gerçekleşmiştir.
Katılımcılara sorulan ikinci soru vergi kaçırmayı önlemede vergi denetimlerinin mi yoksa vergi cezalarının mı daha etkili olduğu ile ilgilidir. Bu soruya akademisyenlerin ve mükelleflerin cevabı vergi denetimlerin vergi cezalarından daha etkili olduğu yöndedir. Ancak vergi müfettişleri ise hem cezaların hem de denetimlerin birlikte etkili olacağını, ikisi arasında bir ayrım yapılamayacağını ancak hem cezaların hem de denetimlerin günümüz şartlarında halen yetersiz olduğunu vurgulamışlardır.
Katılımcılara sorulan diğer bir soru bir mükellefe vergi ödeme bilincinin nasıl yerleştirilebileceğine yönelik olup, vergiye direncin kırılmasında uygulanacak çözüm yollarının neler olduğu ile ilgilidir. Bu soruya birden fazla cevap verilmiş olup, her grubun üyelerinin üzerinde durduğu en önemli nokta bir mükellefin vergi ödeme bilincinin arttırılması için öncelikle vergilerin nerelere harcandığı konusunda mükellefin bilgilendirilmesi ve kamu harcamalarında şeffaflığın sağlanması gerekliliği kanısı olmuştur. Ayrıca soruya verilen diğer çözüm yolları arasında adil bir vergi sisteminin oluşturulması, küçük yaşlarda aile içinde vergi bilincinin yerleştirilmesi, eğitim sisteminin vergi ödeme bilincini sağlayacak şekilde işlevselleştirilmesi, vergisini zamanında ödeyenlere vergi, ceza ve faiz ile ilgili teşvik edici yasal düzenlemelerin getirilerek, ödemeyenlere de uygulanan yaptırımların daha da ağırlaştırılması çözüm önerisi olarak sunulmuştur.
Mülakatta katılan katılımcılara vergi afları hakkında ne düşündükleri ve vergi aflarının vergi kaçırmayı teşvik edici özelliğe sahip olup olmadığı sorusu da yöneltilmiş ve katılımcıların hemen hemen hepsi vergi aflarının vergiye gönüllü uyumu azaltacağını ve vergisini zamanında ödeyen mükellefleri vergi kaçırmaya teşvik edebileceğini söylemişlerdir. Özellikle mülakata katılan mükellef grubu, uygulanan vergi aflarının vergi uyumu yüksek olan vatandaşlara yönelik bir ceza olduğunu, aslında bu mükelleflerin cezalandırıldığını vurgulamışlardır. Akademisyenlerin de görüşleri bu yönde olup, vergi müfettişleri duruma farklı bir bakış açısı getirmişleridir. Vergi müfettişlerine göre yapılan bir vergi affı sonrası devlet gelirlerinin artmadığı sadece zamanında toplanması gereken vergilerin toplanamamasından dolayı ortaya çıkan gelir kaybının telafi edildiğini ifade etmişler ve bir mükellef bir kere aftan faydalanıyorsa bir daha aftan faydalanamayacağını, tekrar aynı suçu işlerse daha ağır cezalara maruz kalmasına yönelik yasal yaptırımların getirilmesini savunmuşlardır. Ayrıca vergiye gönüllü uyumun azaltılmaması için vergisini zamanında ödeyenlere yönelik de ödüllendirmelerin yapılması gibi bir çözüm önerisinde bulunmuşlardır.
Katılımcılara sorulan beşinci soru ise Türkiye’de vergi oranlarının yüksek olup olmamasına yöneliktir. Mükellefler bu soruya vergi oranlarının çok yüksek olduğu cevabını verirken, akademisyenler ve vergi müfettişleri ise genel olarak dolaysız vergi oranlarının çok yüksek olmadığını ancak dolaylı vergi oranlarının daha yüksek olduğunu vurgulamışlardır. Vergi müfettişleri, dolaylı vergilerin daha ağırlıklı olmasının bir sebebi olarak da ülkemizde tasarruf yetersizliğine bağlamış, tasarruf ihtiyacının yurtdışı sermaye ile karşılandığını ve bunun karşılığında ödenmesi gereken faizlerin dolaylı vergiler ile ödendiğinin, bir anlamda ekonomi politika yapıcılarının bilinçli bir tercihte bulunduğunu savunmuşlardır.
Mülakat kapsamında katılımcılara yöneltilen diğer bir soru ise bir mükellefin vergi ödedikten sonra hissettiği psikolojik baskı olarak tabir edilen vergi tazyikinin ardında yatan nedenlerin neler olduğunun belirlenmesine yöneliktir. Bu soruya da çok çeşitli cevaplar verilmiş olup, verilen cevaplar birinci soruya verilen cevaplar ile hemen hemen aynı doğrultuda olmuştur. Vergi müfettişleri soruyu ekstra olarak vergi ahlakı üzerinden de değerlendirmişler ve vatandaşlık bilincinin tam olarak yerleşmemesi, mükellefin vergi ödemenin bir ödev olduğu bilincinin farkında olmamasının vergi tazyikinin yüksek olmasına bağlamışlardır.
Çalışma kapsamında araştırılan sorulardan diğer bir tanesi de toplanan vergilerin devlet tarafından akıllıca kullanıldığını ya da gerektiği gibi harcandığının belirlenmesine yöneliktir. Bu soruya birden fazla bakış açısı getirilmiştir. Mükelleflerin çoğu toplanan vergilerin gerektiği gibi kullanılmadığını savunurken, akademisyenlerin çoğu ise bütçe kapsamında olması gerektiği gibi kullanıldığını savunmaktadır. Mükelleflerin bir kısmı da bu görü taşımaktadır.. Vergi müfettişleri ise bu söylemin tamamen vatandaşın vergi ödememek için mükelleflerin vicdanlarını rahatlatmak amacıyla söylediği bir bahane olduğunu ifade etmişleridir.
Mülakat kapsamında katılımcılara sorulan son soru ise vergi ile ilgili işlerde çalışan personelin yetersiz olup olmadığını ve işlerini aksatıp aksatmadığının belirlenmesine yöneliktir. Akademisyenlerin ve mükelleflerin bir kısmı bu savın doğruluğunu kabul etmiş, diğer bir kısım akademisyen ve mükellefler ise son yıllarda yapılan düzenlemeler sonucunda ciddi iyileşmelerin olduğunu söylemişlerdir. Konuya en ayrıntılı açıklama ise vergi müfettişlerinden gelmiş ve geçmiş yıllara kıyasla vergi ile ilgili uzman personelin artık üniversite mezunu, dinamik, halkla ilişkiler konusunda eğitimli bireylerden oluştuğundan dolayı yaşanan memnuniyetsizliğin asgari seviyeye indirilmeye çalışıldığı ifade edilmiştir. Ayrıca 2011 yılında kabul edilen yasa değişikliği ile kısmi ve tam inceleme konularında zaman kısıtlamasının getirildiği, kısmi incelemede 6 ay, tam incelemede de 1 yıllık süre şartı dolayısıyla işlerin zamanında yapıldığı belirtilmiştir.
SONUÇ
Bir mükellefin kendi rızasıyla vergisini zamanında ve eksiksiz olarak ödemesi anlamına gelen vergiye gönüllü uyum, ülkeden ülkeye farklılık göstermektedir. Bazı ülkelerde vergisini tam olarak ödemeyen birey hem devlet hem de toplum tarafından hoş karşılanmaz ve ciddi yaptırımlara karşılaşırken, bazı ülkelerde ise vergi kaçırma gündelik hayatın rutin işi haline gelmiştir. Gelişmiş birçok ülkede vergiye uyum seviyesi yüksek iken, az gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerde bu seviye daha düşük seyretmektedir. Vergiye gönüllü uyumun ardında ise çok çeşitli nedenler bulunmaktadır. Bu yüzden vergi kaçırmayı teşvik eden unsurların ortadan kaldırılması için çeşitli çalışmalar yapılmaktadır.
Çalışmada mükellef, akademisyen ve vergi müfettişlerinden oluşan 15 kişilik 3 gruba mülakat ölçme yöntemi uygulanmıştır. Katılımcılara sorulan soruların hepsi aynı olup, alınan cevapların karşılaştırılmasına yer verilmiştir. Sorulara verilen cevaplar genel olarak birbirine benzerlik gösterse de teoriyi ve uygulamayı bilen akademisyen grup ile vergi müfettişi grup farklı bakış açılarıyla cevap vermeyi tercih etmişlerdir. Dikkat çekici bir soru ise vergi oranlarının yüksek olup olmadığı ile ilgilidir. Mükellefler vergi oranlarının çok yüksek olduğundan şikayet ederken, akademisyenler ve müfettişler soruyu dolaylı ve dolaysız vergiler bağlamından ele almışlardır. Dolaysız vergilerin oranlarının yüksek olduğunu söylemişlerdir. Toplanan vergilerin gerektiği gibi kullanılıp kullanılmadığı sorusuna ise mükelleflerin çoğu gerektiği gibi kullanılmadığına vurgu yaparken, akademisyenlerin çoğu ise bütçenin gerektirdiği ölçüde kullanıldığını söylemişlerdir. Vergi müfettişleri ise mükelleflerin bu söylemlerini vergi ödememek için bahane olarak görmektedir.
Genel olarak çalışmada ulaşılan sonuçlar bu alanda önceden yapılmış araştırmalarla paralellik göstermektedir. Çünkü katılımcılar Türkiye’ de halen vergi adaletinin tam sağlanmadığını, vergiye karşı bilinç düzeyinin düşük olduğunu, bunun ardında yatan sebeplerden en önemlisi ise bu alanda eğitim yetersizliği ve aileden kaynaklandığını, vergi aflarının doğru uygulanmadığını, uygulanan vergi aflarının da vergisini zamanında ödeyen mükelleflerin bir anlamda cezalandırıldığı gibi cevaplar vermişlerdir. Türkiye’ de vergiye gönüllü uyum konusunda halen ciddi bir eksikliğin olduğu görülmektedir.
KAYNAKÇA
Aktan, C. C. (2012), “Vergi Psikolojisinin Temelleri ve Vergi Ahlakı”, http://www.ceis.org.tr/dergi/2012ocak/makale2.pdf, 15.11.2012.
Beceren, M. (2004), “Vergiye Karşı Reaksiyon”, http://www.egegorus.com/ismail-isik/vergiye-karsi-reaksiyon, 15.11.2012.
Bilgin, H. K. (2011), “Vergi Ahlakının Teorik Çerçevesi”, Çukurova Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, Cilt: 20, Sayı:2, ss:259-278.
Cansız, H. (2006), “Vergi Mükelleflerinin Vergiyi Algılama Hakkındaki Görüşleri: Afyonkarahisarlı Örneği”, Afyon Kocatepe Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dergisi,Cilt: 8, Sayı: 2 , ss:1.
Çataloluk, C. (2006), “Vergi Karşısında Mükellefin Tutum Ve Davranışları”, http://www.sosyalbil.selcuk.edu.tr/sos_mak/articles/2008/20/CCATALOLUK.PDF, 15.11.2012.
Çelebi, A. K. (2012), “Mali Olaylara Sosyolojik Yaklaşımının Önemi”, Mali Sosyoloji Üzerine Denemeler, Maliye Bakanlığı, Strateji Geliştirme Başkanlığı, Yayın No: 2012/418, ss:1-14, Ankara.
Çetin, G. (2007), “Vergi Aflarının Vergi Mükelleflerinin tutum ve Davranışları Üzerindeki Etkisi”, Yönetim ve Ekonomi Dergisi, Cilt: 14, Sayı: 2, ss:171-187.
Christie, E. ve Holzner, M. (2006), “What Explains Tax Evasion? An Empirical Assesment Based On European Data”, http://ideas.repec.org/p/wii/wpaper/40.html, 15.12.2012.
Çoban, H. (2004), Vergi Mükelleflerinin Vergi Karşısındaki Davranışları Üzerine Ampirik Bir İnceleme: Denizli Örneği, Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Pamukkale Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü.
Demir, M. (2009), “Toplumun Vergiye Karşı Tutum ve Davranışlarını Etkileyen Faktörler’” Akademik bakış Dergisi, Sayı:18, ss:1-10.
Inglehart, R., Basanez, M., Diez-Medrano, J., Halman, L. and Luijkx, R. (2004), Human Beliefs and Values: A Cross-Cultural Sourcebook Based on the 1999–2002 Values Surveys, Mexico: Siglo XXI Editores.
İpek, S. ve Kaynar İ. (2009), “Demografik Faktörlerin Vergi Uyumuna Etkisi: Bir Anket Çalışmasının Sonuçları”, Maliye Dergisi, Sayı:157, Temmuz-Aralık.
Mc.Gee R.W. (2008a), “Opinions on Tax Evasion in Asia”, Taxation And Public Finance And Developing Economies, Springer Publisher, 309-321.
Mc.Gee R. W. (2008b), “Tax Evasion, Tax Misery and Ethics: Comparative Studies of Korea, Japan and China”, Taxation And Public Finance And Developing Economies, Springer Publisher, 137-167.
Mc.Gee, R.W. ve Bent, S. (2011), “The Ethics of Tax Evasion: A Study of Turkish Opinion”, http://www.eurojournals.com/EJSS_18_3_15.pdf, 15.12.2012.
Mc.Gee R. W.. ve Maranjyan, T.B. (2008), "Opinions on Tax Evasion in Armenia", Taxation And Public Finance And Developing Economies, Springer Publisher, 277-309.
Mc.Gee R. W. ve Palau, S. L (2008), “Tax Evasion abd Ethics: A Comparative Study of the USA and Four Latin America Countries”, Taxation, And Public Finance And Developing Economies, Springer Publisher, 185-225.
Mc.Gee R. W. ve Rossi, M. J. (2008), “A Survey of Argentina on the Ethics of Tax Evasion”, Taxation, And Public Finance And Developing Economies, Springer Publisher.
Torgler, B. (2005), “Tax Morale and Direct Democracy”, European Journal of Political Economy, Vol:21, pp:525-531.
Riahi, A. ve Belkaoui (2008), “Bureaucracy, Corruption And Tax Compliance”, Taxation, And Public Finance And Developing Economies, Springer Publisher, 3-11.
Roth, J. A., Scholz, J. T . ve Witte, A.D. (1989), “Taxpayer Compliance: An Agenda for Research - A National Academy of Sciences Report”, Philadelphia: University of Pennsylvania Press.
Tosuner, M. ve Demir, İ. C. (2007), “Toplumsal Bir Olgu Olarak Vergi Ahlakı”, Gazi Üniversitesi, İ.İ.B.F.Dergisi, Cilt:9 Sayı:3, ss:1-20.
Tuay, E. ve Güvenç, İ. (2007), “Türkiye’de Mükelleflerin Vergiye Bakışı”, http://www.gib.gov.tr/fileadmin/beyannamerehberi/turkiyede_mukelleflerin_vergiye_bakisi.pdf., 15.12.2012.
Tuccille, J. D. (2012), “Globally Speaking, American Taxpayers Are Pushovers”, http://reason.com/blog/2012/04/17/globally-speaking-american-taxpayers-are, 15.12.2012
Saruç, N. T., Sağbaş İ. Ve Bayraklı H.H. (2004), “Vergi Kaçırmayı Etkileyen Faktörlerin Belirlenmesi ve Vergi Kaçaklarının Önlenmesi: Anket Çalışmasının Bulguları”, 19. Maliye Sempozyum Kitabı, 204-254.
Schmölders, G. (1976), Genel Vergi Teorisi, Çev., Salih Turhan, İstanbul Üniversitesi Yayınları, No:2149, İstanbul.
User, İ. (1992), Vergilemenin Sosyal Psikolojik Sınırı, Yayınlanmamış Doktora Tezi, Marmara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, İstanbul.