|
|||||
|
DOĞANIN EĞİTİMDE POSTMODERN KAVRAMLARA ARALADIĞI KAPI: DOĞA GÖZLEMLERİ VE BİLİMSEL OKURYAZARLIK |
Özet
Tikelci, idiyografik paradigma tarih boyunca çeşitli düşünürlerce önerilmişse de tümelci, nomotetik paradigmanın gölgesinde kalmış, ancak post-modern dünyada güç kazanmıştır. Post-modern dünyanın anahtar, karşıt ve bağlılaşık kavramları olan küreselleşme ve yerelleşme gibi, post-modern bilgikuramı da disiplinlerin sayısız alt alanlara ayrışmasını ve hem kuramsal hem yöntembilimsel olarak akademik uzmanlıkların bir ortak havuzu kullanarak birleşmesini öngörmektedir. Kuram ve yöntem, bu havuzdan ortaklaşa kullanılmaktadır. Parçalanma ve disiplinlerarasılık post-modern bilim felsefesi ve bilgikuramının iki yüzüdür. Metin hiçbir bilime ait olmayan bir nesne ise metinlerarasılık bağlamında fen bilimlerine ve felsefeye ait metinleri okumak disiplinlerarasılığın yöntembilimidir, çünkü okunan birimler disiplinlerarasılığın yapıtaşlarıdır ve onlara yönelecek okumalar, yöntembilimsel olarak, maksimum disiplinlerarası kazanımları sağlayacaktır. Bu araştırmada Marmara Üniversitesi Fizik Eğitimi Anabilim Dalında 2006 yılından beri sürdürülen Doğada Fizik Dersi kapsamında öğrencilerin yazılı hikâyelerinde betimleme ve öykülemeye dayalı olarak ortaya çıkan post-modern anlatı teknikleri araştırılmıştır. Bu araştırmada doğa gözlemine dayanan üç yazılı hikâye seçilerek incelenmiştir. Bu yaklaşımla incelenen nesne olan metin disiplinlerarasılığın nesnesidir. Üstmetin ise doğa olarak düşünülmüştür. Doğa’nın kapsayıcılığında zengin bağlamsal öğrenme ortamlarının oluşturulması herkes için fiziği hedeflemekte, dolayısıyla postmodern dünyanın anahtar kavramları ile bilimsel okuryazarlığın gözleme dayanan boyutları bu uygulama kapsamında örtüşmektedir.
Anahtar Kelimeler: Doğada Fizik, Bilimsel Okuryazarlık, Postmodernizm
THE DOOR NATURE OPENS FOR POST-MODERN CONCEPTS: NATURE OBSERVATIONS AND SCIENTIFIC LITERACY
Abstract
This pioneer study bridges the uncertain un-determinate and idiographic inferences and premises of post-modernism with the realistic fixed determinate data of physics education within the meta-text nature. It opens the door for a post-modern framework in which physics education is re-interpreted revised and re-defined. Methodologically, the article focuses on four student narratives enriched through and networked by the inter-textuality accumulated by student short stories, memoirs, videos and photographs which have characterized part of Physics in Nature course which has been conducted since 2006. Therefore, the course follows a different way of problem solving than in conventional way of solving problems.The narratives inter-discursively associate popular literature and the gist of physics through the spirit of adventure, expedition and wilderness in nature. Within this framework, popular literature correspond post-modern age’s main culture industry in which student life is mostly modeled. The study detects the footsteps of post-modernism in the physics education domain. Nature is the source of life, science and even theory and methodology, and therefore, it has been delineated as the meta-text for physics education and life. It is the richest context. In the result of this research, three titles appeared. These can be summarized as the influence of perception phenomenology and perception of wild nature in the texts of prospective teachers, the discursive diversity which meta-text nature provides the student narratives with and the embedded existence of scientific literacy in the texts of prospective teachers. As the final target, the researchers think that this outcome is significantly striking for the prospective researches in educational sciences in connection with physics course which takes realistic cognitive problem-solving processes as the basis.
Keywords: Physics in Nature, Scientific Literacy, Postmodernism
1. GİRİŞ
Postmodernizm, 1913 yılında dilbilimci Saussure’ün ölümünden hemen sonra ders notlarından derlenen “Course de Linguistique Génerale kitabında gösteren ve gösterilen ile dil ve söz arasındaki boşluğa dikkat çekmesiyle başlayan bir süreç olarak kabul edilmektedir. ‘Post’ teriminin geçmişe ara vermek ve yeni düşüncelerin ve uygulamaların yeniden doğması ve yeniden birleşmesi anlamına geldiğini göz önüne alınırsa, post modernizmin modernizm sonrası yeni bir döneme karşılık geldiği düşünülebilir. Postmodernizm bilim, eğitim, sanat, edebiyat gibi alanlarda herhangi bir hakikat ve gerçeklik duyusu kalmadığını iddia eden yaklaşımları nedeniyle hem birçok yeni çalışmaya esin kaynağı olmuş, hem de şiddetli eleştirilerin hedefi olmuştur.
Özellikle yapısalcılığı takip eden yapıbozuculuğun “özne” kavramını, ya da eskiden bilindiği şekliyle “kişi” kavramını yerinden etmesi, ya da öznenin merkezden alındığı düşüncesi postmodernizme yönelik eleştirileri değişik boyutlara taşımıştır. Örneğin Bradbury tarafından kaleme alınan My Strange Quest for Mensonge (1988) kitabında yapısalcılık ve yapıbozuculuk çizgisi ironik bir hikâye üzerinden eleştirmektedir
Bütün eleştirilere karşın postmodernizmin çağdaş felsefede büyüklüğü apaçık bir hareket olarak yer alarak dünyanın en önde gelen üniversitelerinden sanat ve politika çevrelerine kadar uzanan geniş bir yelpazede kamunun dikkatini çektiği görülmektedir.
1.1. Postmodernizm ve Doğa Bilimleri
Postmodernizm kendi dünya görüşlerini güçlendirmek için belirsizliğe, bilgimizdeki boşluklara, farklılıklara ve kavrama gücümüzün sınırlarına yaptığı vurguyla birlikte fizikteki son yıllardaki gelişmelerden de özgürce yararlanmıştır. Özellikle kuantum ve karmaşıklık teorisi postmodern göreliliği destekler gibi görünmektedir. Prigogine’nin karmaşıklığa dair görüşlerinin, aslında kendine has bir karmaşıklığa işaret etmesine rağmen bu çağa ait olduğu kabul görmektedir (Wallerstein, 1999). Ancak postmodernizm ve bilimin birbirini karşılıklı destekler görüntüsü aslında bu kadar da sorunsuz olmamıştır. 1996 yılında Sokal Skandalı adı verilen bir olay bilimle postmodernizm arasındaki gerilimi ortaya çıkartan bir süreci başlatmıştır. Sokal, Bircmonti (2002) post modern aydınlarca savunulan bilişsel göreceliğe karşı getirdikleri eleştirilerle bilim savaşları olarak adlandırılan bir süreci başlatmışlardır. Böylelikle, bilimin toplumsal olarak inşa edilebileceğine dair görüşlere açık bir şekilde karşı çıkan argümanlar postmodernizmin karşısında yer almaya başlamıştır. Gürel (1995) ise arka planda bütün sıralamış olduğu sürekli değişen dünya görüşü ve inanç sistemlerine rağmen bunlardan nispeten bağımsız bilgilere/kavrayışlara dikkat çekmektedir. Buna göre, insanların var oldukları doğanın bir ve aynı doğa olması ve insanın dik durma, ellerini serbest olarak kullanabilme gibi bedensel yetenekleri ile, benzerlik kurma, anlamaya çalışma, karşılaştırma, kavram geliştirme (soyutlama), akıl yürütme gibi zihni yetenekleri bilimsel süreçte bütünlüğü sağlayan unsurlardır.
Doğada Fizik: Gezi ve Kamp Uygulamaları derslerinde nihai hedefte bilişsel realist bir çerçevede yaşantıya dayalı eksik yapılandırılmış problemlerin çözülmesi sürecine odaklanılmıştır. Eksik yapılı problemler, bir çözüm geliştirmek için başlangıçta gerekli bütün bilgiyi sunmayan ve problemi çözmek için doğru tek bir yolun bulunmadığı problem çeşididir (Chin, Chia, 2006).
Doğada Fizik dersinde kullanılan problemlerin öznel oluşu, doğadaki yaşantıdan oluşturulması ve karmaşıklık nedeniyle geniş bağlamlıdır. Bu nedenle bu derslerde fizik sınıflarındaki geleneksel problem çözme yaklaşımlarından farklı bir yol izlenmiştir. Bu araştırma, eksik yapılı bir fizik problemini sınıf içinde oluşturup çözme evrelerine geçmeden, önceki bir safhaya karşılık gelen yaşantıdan kaynaklı hikâyelerin metin özelliklerinin incelenmesi fikrinden doğmuştur.
Bu nedenle bu araştırmada modern bilim ile postmodernizm arasında süregelen gerilimin dışında kalınmış, 2006 yılından beri sürdürülmekte olan doğada konaklamalı kamplardaki yaşantının kişisel anlatılarla yansıyan metinsel özelliklere odaklanılmıştır.
1.2. Tanımlamalar
Metinlerarasılık: Metinlerarası ilişkiler, yazınsal metinler için olduğu kadar diğer türler ve bilimsel söylemin dahil olduğu söylemler arasındaki alışverişleri gösterir. Alışverişten kastedilen, her türlü metin içi olay, kişi kavram, terim, yöntem gibi öğelerin metinler boyu seyahati ile ortak olarak kullanılmasıdır. Bu bağlamda metinler bağlaşık ve ayrışık tüm söylemleri birbirine bağlar (Aktulum, 2007).
Söylemlerarasılık: Norman Fairclough’a göre (2003) küresel gelgitlerle yeniden oluşan ve daha sonra parçalanan ve bu süreci sürekli yaşayan bilim, sanat ve yazın söylemleri, kuramsal, yöntemsel ve içerik bakımından adeta bir potada eriyormuş gibi tekrarları kullanarak, disiplinlerarasılık ve metinler arasılıkla birbirini yeniden üretir.
2. YÖNTEM
2.1. Araştırmanın Modeli
Bu araştırmada birinci yazar fen bilimlerinin, ikinci yazar ise kültür araştırmalarının bakış açısıyla bir araya gelerek disiplinlerarası bir yaklaşım sergilemişlerdir. Araştırmanın ilk aşamasında birbirilerinden bağımsız olarak postmodern alanda geniş bir literatür araştırması yapılmışlardır. Bu sürecin sonuncunda araştırmacılar;
· Disipliner bakış açılarını ve bu araştırmadaki rollerini belirlediler.
· Postmodernizm hakkında kısa bir (response paper) metin hazırladılar.
· Kendi hazırladıkları metinler üzerinden bu araştırmada kullanılacak kavramlarla ilgili ortak bir perspektif oluşturdular.
Bu çalışma boyunca post-modern kavramlara ve yöntemlere göndermeler yöntembilimsel düzeyde tutulmuş, epistemolojiye girmekten kaçınılmıştır. Araştırmada veri araçları olarak kullanılacak olan öğretmen adaylarının metinleri bağdaşıklık ve ayrışıklık çerçevesinde diğer metinlere bağlı ve bağımlı olmalarına rağmen aynı zamanda özerk bir varlık olarak kabul edilmiştir. Bu da Özlem’e (1998) göre bu araştırmayı idiyografik bir çerçeveye de oturtmaktadır (Özlem, 1998).
2.2. Veri Toplama Araçları
Yıllar içerside toplanagelen üst metin doğanın alt metinleri olan öğretmen adayı anlatıları, birbirleriyle etkileşim, alışveriş ve bağlantı içerisinde bulunup metinler arasılığın özelliklerini taşımaktadır. Bu metinler bu araştırmanın veri toplama araçları olarak kullanılmıştır.
2.3. Verilerin Toplanması ve Anlatı Metinlerinin Seçilmesi
Anlatı Metinleri Doğada Fizik Dersinin dönem sonunda “Benim Hikâyem” başlığı altında toplanan yazılı ödevlerden seçilmiştir. Bu ödevinin veriliş şekli, öğretmen adayının değişik söylemlerde kendini ifade edebilmesine, çoklu zekâ kuramına gönderme yapılacak şekilde akademik yeteneklerini kullanabilmesine, türler ve söylemler arasında hareket serbestliğine sahip olabilmesine olanak sağlamaktadır. Metinlerdeki bireysel farklılıklar anlatıları ayrışıklaştırmaktadır. Bizim seçimimizde metinlerarasılık özelliğini taşıyan, ancak ayrışıklık bakımından öne çıkan dört anlatı seçilmiştir. Ayrışıklık bağlamında popüler yazın söylemlerine titizce uyan, özenli ve dikkatli, kısa ve özlü anlatılar seçilmiş olup bu seçimle hem metinlerarasılığı, hem de söylemler arasılığı kapsamış olmak hedeflenmiştir. Bu araştırmada, metodolojik olarak öğretmen adaylarının metinsel yazın tercihlerinde neden popüler yazın söylemini daha ağırlıklı kullandıkları, neden bilimsel söylemi bu düzeyde (miktar olarak) kullanmadıklarının açıklanamayacağı dikkate alınmıştır. Seçilen metinler bulgulara üzerinde herhangi bir düzeltme yapılmadan, aynen aktarılmıştır. Metinde adı geçen kişilerin isimlerini gizlemeden aktarılmıştır.
3. BULGULAR
2006 Yılından beri oluşturula gelen anlatı ve fotoğraf ve video gibi diğer yaratı süreçleri, esas olarak birbiri ile etkileşim, ilişki ve süreklilik özelliği taşımakta olup post-modern metodolojideki metinlerarasılığın 2006 yılından itibaren konaklamalı kamp deneyimini içeren “Doğada Fizik: Gezi ve Kamp Uygulamaları” dersi kapsamında ortaya çıktığı düşünülmektedir. Bu çalışma 4 öğretmen adayı metni üzerinden gerçekleştirilmiştir. Öğretmen adayı 1, 2, 3 ve 4’e ait seçili metinler sırasıyla sunulmuştur.
2006 yılı Mayıs ayında Sülüklügöl Konaklamalı Kampı’na katılan Öğretmen Adayı 1 ‘in seçili metninden alıntı aşağıda sunulmuştur.
Şekil 1: Öğrenci Adayı 1
Öğretmen adayı 1 Sülüklügöl Yaylası’nın bahar yağmurları ile ıslanmış toprak yolunda içinde bulundukları otobüsün yolda kalması anlatısını metne dökmüştür. Öğretmen Adayı 1’in yukarda alıntılan anlatısında yer yer bilimsel söylemi eklemlediği popüler yazın söyleminde sürükleyiciliği yakalamıştır. Öte yandan olaya “in medias res “ başlaması, abartı tekniğinin yazınsallığını içinde kurgulaması modern edebiyata da, hatta yazının söylemine bu bağlamda eklemlenmesi çarpıcıdır. Öykülediği olaylara kattığı ruhla kendi yaşamında adeta Yunan tragedyalarının heyecanını, kişisel deneyim olarak yaşamakta olduğu görülmektedir.
Şekil 2: Öğrenci Adayı 2
2006 yılında Sülüklügöl Kampı’na katılan Öğretmen Adayı 2’nin anlatısı aşağıda sunulmuştur. Öğretmen Adayı 2 gece kamp çadırında yaşadıklarını hikâyeleştirmiştir. Hikâyede Sivil Savunma Gönüllüsü, Dersin Hocası ve bir Öğretmen Adayı ile Metinin Yazar’ı sınıf içi konumla karşılaştırıldığında alışagelmedik konumdadırlar. Öğretmen Adayı 2, türlerarasılığın mükemmel bir örneğini vererek, sürükleyici bu bağlamda harika bir popüler yazın örneği vermiştir. Çalışmasında gerilim dozu yüksek olacak şekilde öyküleme ve betimleme gibi postmodern anlatı tekniklerini başarı ile kullanmıştır. Bu bağlamda geç kapitalizmim post- modern koşullarının öncelediği popüler yazın söylemini kullanmaktadır. Biçim ve sunum, içeriği çok rahatlıkla peşinden koşturmakta, okunması kolay ve heyecanlı bir anlatı oluşturmaktadır. Popüler yazın söylemi neredeyse bütünleştiği ve eklemlendiği bilimsel söyleme sürükleyici bir popüler öykü özelliği katmıştır. Vahşi doğa algısı, popüler öykünün motor gücüdür. Vahşi doğa algısının metne etkisi hem Öğretmen Adayı 1’in hem de Öğretmen Adayı 2’nin anlatılarında yer almaktadır.
Öğretmen Adayı 3, 2012 yılında gerçekleştirilen kampa katılmamıştır. Anlatısını sınıf içi izlenimlerine göre düzenlemiştir. Öğretmen Adayı 3’ün anlatısı aşağıda sunulmuştur.
Şekil 3: Öğrenci Adayı 3
Öğretmen Adayı 3 kendisinin içinde yer aldığı bir hikâye yazmamıştır. Öğretmen Adayı 3’ün seçili anlatısı, kampa katılanlar ve katılmayanların kamp sonrası sınıf içi iletişiminde kullandıkları söylemin ayrıntılarını ortaya koyması bakımından ilginçtir. Bu hikâyede kampa katılan öğretmen adaylarının dereden karşıya kıyıya ip köprü vasıtasıyla geçmelerini sınıf içine taşımaları konu olarak seçilmiştir. Kampta yaşanılan bir sosyal bir olay böylelikle bir makara sistemindeki fiziksel bir olayı içine alarak metne dönüşmüştür. Öğretmen Adayı 3 belki o heyecan ve ruhu duyumsayamadığı için ağırlıklı olarak öykü çalışmasında bilimsel söylemi kullanmış olduğu yorumunu yapmak doğru bir yaklaşım olmayabilir. Benzer şekilde yıllar boyunca birike gelen anlatılar arasında sadece kampa katılmayanların bu tarz anlatıları tercih ettikleri şeklinde bir genelleme yapılmamalıdır. Ancak Kampa katılanlar arasında serüven niteliğindeki olayların aktarımında Öğrenci 1 ve öğrenci 2’nin anlatım tarzı dikkat çekicidir.
Öğretmen Adayı 4 2012 yılında Kampa katılmamıştır. Anlatısından seçili parça aşağıdaki gibi sunulmuştur.
Şekil 4: Öğrenci Adayı 4
Öğretmen adayı 4 ise anlatısına fizik formüllerini yerleştirmiştir. Yazısında macera ruhu, doğa ve diğer öğretmen adaylarının anlatılarının coşkusundan etkilenmekle birlikte bilim söylemini popüler yazın söylemine fizik notasyonunu kullanarak kadar fiziği içselleştirmiştir. Öğretmen adayı 4 anlatısında Öğretmen Adayı 3 ‘ten farklı olarak kendi düşüncelerine yönelmiş ve fiziği kullanarak olay ve olguları için açıklayıcı olan kendi düşüncelerini hikâye konusu olarak seçmiştir. Bu sözel metinde öğretmen adayı sesli düşünür gibidir.
4. TARTIŞMA
Bu araştırmada incelenen her metin özgün olmasına karşın bu metinler Doğada Fizik dersinin işleyişine dair bilgiler içermektedir. Araştırmanın sonucunda üç başlık ortaya konulmuştur. Bunlar öğretmen adaylarının metinlerine algı fenomonolojisi ve vahşi doğa algısının etkisi, üst metin olarak doğanı metne sağladığı söylemsel çeşitlilik ve bilimsel okuryazarlığın öğretmen adaylarının metinlerinde gömük olarak yer alması şeklinde özetlenebilir.
4.1. Algı Fenomonolojisi ve Vahşi Doğa Algısının Rolü
Araştırmacının Doğada Fizik dersi kapsamında yaptığı doğa kampların tümünü göz önüne aldığımızda tüm öğretmen adayı popülasyonunun içinden bir kişi Dağcılık Kulübü’nden, iki kişi ise yine bu dersle bağlantılı olarak Marmara Üniversitesi Sivil Savunma Kulübü’nden olmak üzere yayla ve ormanlık alanda konaklamalı kamp deneyimi yaşamıştır. Katılımcılar arasında ailevi olarak kırsal bölge, yayla yaşantısı gibi doğal ortamlara daha yatkın olan öğretmen adayları da vardır. Ancak öğretmen adaylarının tümü için bu deneyim yaşamları boyunca gerçekleştirdikleri bu yönde ilk deneyimdir. Araştırmacının gözlem ve saptamalarına göre, öğretmen adayı popülasyonunun özellikle yağmurun yağması veya bulundukları bölgede su kaynağına erişememe gibi serüven niteliğindeki yaşantısal olaylarda algıları, heyecanları ve duyguları, sanki bir vahşi doğa algısına neden olmuştur. Anlatılardaki çarpıcılık, sürükleyicilik, heyecan ve keşif ruhu bununla da ilgilidir. Bu bağlamda algı fenomonolojisi ön plandadır. Öğretmen Adayı 1 ve Öğretmen Adayı 2’nin söylemleri macera eğitimindeki söylemlere çağrışım yapmaktadır.
4.2. Üstmetin Olarak Doğa’nın Rolü
Bu çalışmada hareket noktamız doğanın bir üst metin olduğudur. Doğa bize kendi fiziksel gerçekliğini, katılımcıların bireysel gerçekliklerine kurmalarına da fırsat ve olanak sağlayacak şekilde bilimsel, yöntemsel ve olgusal olarak sunmaktadır. Öğretmen adaylarının tüm metinlerindeki söylem çeşitliliğin doğa ile bağlantılı olduğu görülmüştür.
4.3. Bilimsel Okuryazarlığın Rolü
Öğretmen Adayı 1, bilimsel okuryazarlığın, uzman insanlarla olan işbirliğini diğer insanlarla işbirliğinden ayırt etmek şeklinde ifade edilen parametresini (Holbrook & Rannikmae, 2009) ve bu bağlamda uzmanların yaşantıdaki rolü ve önemini anlatısında sürükleyici bir dille öykülemektedir. Öğretmen adayı 4 ise bilimin sunduğu bilgilerdeki eksiklik ve sınırlılıkları (Holbrook & Rannikmae, 2009) anlatısını teması olarak kullanmış ve bunu bütün çalışmasına uygulamıştır. Fizik öğretmen adaylarının serbest yazılı metinlerinde bilimsel okuryazarlığın temaları doğal bir biçimde yer almaktadır.
5. YORUM
Bu çalışmada Doğada Fizik dersinde anlatıların post modern kavramlara kapıyı araladığı ortaya çıkmıştır. Nihai hedefte realist, bilişsel problem çözme süreçlerini temel alan bir fizik dersi ile bağlantılı olarak bu sonucun eğitim bilimleri araştırmaları için dikkate değer bir sonuç olacağını düşünüyoruz.
KAYNAKÇA
Aktulum, K. (2007). Metinlerarası ilişkiler. İstanbul: Öteki
Bradbury, M. (1988). My Strange Quest Strange. Penguin Books.
Chin, C., Chia, L.-G. (2006). Science Education, v90 n1 p44-67, Jan 2006.
Fairclough, N. (2003). Analysing discourse Textual analysis for social research. London: Routledge.
Foucault, M. (2012). http://artsites.ucsc.edu/faculty/Gustafson/FILM%20162.W10/readings/foucault.author.pdf
Gürel, A. (1995). İfrattan Tefride mi? Çerçeve Müstakil Sanayi ve İşadamları Derneği Yayın Organı, 4(15), 97-106.
Holbrook, J & Rannikmae, M. (2009). The meaning of scientific literacy. International Journal of Environmental & Science Education.Vol. 4, No. 3, July 2009, 275-288.
Özlem, D. (1998) Doğa bilimleri ve sosyal bilimler ayrımının dünü bugünü üzerine. Toplum ve Bilim, 76, Bahar
Sokal, A. D. & Bricmont, J. (2002). Son Moda Saçmalar: Postmodern Aydınların Bilimi Kötüye Kullanmaları (Çev. Mehmet Baydur ve Ongun Onaran). İstanbul: İletişim Yayınları
Wallerstein, I. (1999). The end of the world as we know it. Social science for the twenty-first century. Minneapolis & London: University of Minnesota Press.